Paylaş
Cezayı ağırlaştıran yeni kanunlar niye Sivas’ta geriye yürümüyor da 12 Eylül’ü yargılamak için geriye yürüyor?
Öyle ya, 2005’te çıkan yeni Ceza Kanunu ile zamanaşımı 30 yıla çıkarılmıştır fakat “geriye yürümez” diye Sivas davasına uygulanmadı. Halbuki 2010’daki anayasa değişikliği ile 12 Eylül’ün ‘dokunulmazlığı’ kaldırıldı ve otuz yıl geriye gidilerek dava açıldı, değil mi?
Bu sorular fevkalade önemlidir. Herkesin hukukçu olması gerekmez ama hukukun genel birkaç prensibini bilmek çağımızdaki ortalama insan için gereklidir ve hukuk hakkında genel bir fikir edinme bakımından bu sorular önemlidir.
Zamanaşımı var, işlemedi
Biliyorsunuz, milletvekillerinin dokunulmazlığı var. Bir suç işledikleri takdirde haklarındaki soruşturma dokunulmazlığın sona ermesine kadar bekletilir ve bekleme döneminde zamanaşımı işlemez. Bu, hukukun temel birkaç ilkesinden biridir. Anayasamızda da vardır. (Mad. 83 )
Örnek, Susurluk davasında milletvekili Sedat Bucak hakkında, 7.5 yıl olan zamanaşımı milletvekilliği sırasında işlemediği için, on yıl sonra yargılanmıştı.
Aynı şekilde Evren ve Şahinkaya hakkında Anayasa’nın geçici 15. maddesi soruşturma açılmasını engellemiş, bu şekilde kendilerine dokunulmazlık sağlamıştı. Bu yüzden, Geçici 15. madde yürürlükte olduğu sürece haklarında dava açılamadı ama zamanaşımı da işlemedi.
Demek ki, onları yıllarca koruyan bu ‘dokunulmazlık’, yaşadığımız otuz yılda zamanaşımının işlemesini engellemiştir. Bu sebeple şimdi yargılanıyorlar.
Dokunulmazlık ve zamanaşımı
Evren hakkındaki iddianamede ayrıntılı olarak belirtildiği gibi, askeri darbe suçu 12 Eylül 1980 günü başlamış, seçimlerle TBMM’nin açıldığı 6 Aralık 1983’e kadar devam etmiştir. Suç tarihleri budur.
12 Eylül Anayasası’nın geçici 15. maddesi bu dönemde işlenen suçlar için “sorumluluk iddiası ileri sürülemez, yargı mercilerine başvurulamaz” hükmünü getirmişti. Bunun hukuki niteliği “af” değil, “dokunulmazlık”tır. Onun için zamanaşımı işlememiştir.
Evren ve Şahinkaya hakkındaki zamanaşımı, Eylül 2010 referandumunda 15. maddenin kaldırılmasıyla yeni işlemeye başladı ve tabii otuz yıl önceki darbe için dava açıldı.
Sivas katliamında ise sanıklar hakkındaki zamanaşımını kesecek böyle bir şey yok.
Şunu da belirteyim, evet, ceza kanunları geçmişe yürümez. Sivas’ta nasıl zamanaşımlarını kısa tutan eski TCK uygulandı ise, Evren için de eski TCK uygulanıyor; geçmişe yürüyen bir kanun söz konusu değildir.
Kamu görevlileri
Sivas katliamında ihmal hatta himaye suçu işlemiş bürokratlar olabilir. Bunlar için özel bir zamanaşımı yoktur. Ancak haklarında geçmişte idari soruşturma açıldıysa zamanaşımı kesilmiş olabilir.
“Suçlu olan kamu görevlileri yargılansın” sözü siyasi bir retorik olarak kalmayacaksa, süratle bu eski idari dosyaların incelenmesi lazımdır.
Görülüyor ki, “hukuk mantıktır, vicdandır” gibi sözler doğrudur ama hukukun bilim tarafı da vardır. Onun için hukuk fakülteleri ve kütüphaneler dolusu içtihatlar mevcuttur. Hiç olmazsa hukukun genel, değişmez prensiplerini bilmek gerekir: Olağanüstü yargı yasağı, tabii hâkim ilkesi, ceza kanunlarının geriye yürümezliği, usul kanunlarının derhal yürürlüğe girmesi, usulün esastan önce gelmesi, ihkak-ı hak yasağı gibi...
Paylaş