Paylaş
Bir yandan otuz yıldır yok edilemeyen terör artık şehirlerdedir. Öbür yandan Ortadoğu’da sınırlar sarsılıyor.
Dahası, dış politikada dost bulmakta çok başarılı olduğumuzu söylemek de zordur.
Terörle mücadelede istihbarat ve tedbir ne kadar önemliyse, intihar eylemleriyle terör yaptıran mariz psikolojiyi gevşetmek, bunu başarabilmek de o kadar gereklidir.
Çözüm süreci iyi yönetilseydi ve Suriye’deki gelişmeler PKK’ya güç ve moral vermeseydi bu mümkün olabilirdi.
Fakat şimdi KCK şeflerinden Cemil Bayık “savaş artık her yerde olacak” diye kan ve ölüm kusuyor...
SULAR DURULMUYOR
Suriye’de PKK’nın “Rojava”da bir coğrafya elde etmesi sınırların nasıl sarsıldığını gösteren örneklerden biridir.
Rusya “Suriye federasyonu”ndan bahsediyor. Etnik ve mezhepçi dalgalar bütün Ortadoğu’da sınırları sarsıyor.
Mesut Barzani “Lozan’dan beri hayalimiz devlet olmaktı” diye açıklama yaptı. Lozan olmasaydı Van’ın kuzeyinin tamamen Ermenistan olacağını Barzani unutmuş olabilir. Fakat Kürt milliyetçilerinin öteden beri Pankürdizme dayalı bir devlet peşinde oldukları bellidir.
Ankara Barzani’yi Ortadoğu kaosunda ve PKK karşısında bir müttefik gibi görürken, Barzani şöyle diyor:
“Ne İran’a gidip bir şey derim ne de Ankara’ya gidip onların gönlüne göre konuşurum. Amerika’da da söyledim, biz sadece kendi davamızın sahibiyiz. Bağımsızlık için ya bu kez hepimiz yok olacağız ya da kanımız pahasına başaracağız.” (11 Mart)
Böyle bir gelişmenin hele de petrol kaynaklarının Arap milliyetçiliğini ateşlemesi ihtimali de az değildir.Nereden baksak, Ortadoğu’da sular durulacak gibi görünmüyor.
KÜRTLER ŞİDDETE KARŞI
Böyle kaos dönemlerinde akılların karışması, morallerin bozulması veya tersine duyguların kabarması da tehlikelidir.
Moralimizi bozmadan akıllı ve hesaplı davranmak zorundayız.Aynı Cemil Bayık, “çözüm süreci tıkanırsa Kürtler ayaklanır” diye de tehditler savurmuştu, hatta “halkın silahlı ayaklanması”ndan bahsetmişti. (20 Aralık 2014)
Türkiye’nin elindeki en önemli imkânlardan biri Kürt kimliğini sahiplenen vatandaşlarımızın da bu tür çağrıları sürekli reddetmesidir.
İşte “Sur’a yüz binlerin yürümesi” çağrısı boş çıktı. Halbuki 2013 Nevruz’unda Öcalan’ın “silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun” çağrısını yüz binler alkışlamıştı.
HDP de bu beklentiyle yüzde 13 oy almıştı.PKK terörünün toplumsal bir tabanı vardır; onun için tükenmiyor.
Fakat Kürtlerin çok büyük çoğunluğunun şiddete karşı olması ve demokratik usulleri benimsemesi Türkiye için çok değerli bir imkândır, Türkiye’nin çok önemli bir gücüdür.
MORAL VE AKIL
Büyük çoğunluğu şiddete karşı olan Kürt vatandaşlarımızın kimlik duygusuyla seçtikleri vekillerin parlamentoda bulunması, parlamenter faaliyetlerden dışlanmaması ve diyalog kurulması son derece gereklidir.
HDP’yi siyaseten tecrit etmek yerine, parlamenter siyaset alanına daha fazla çekmek uzun vade için tek doğru davranıştır.
Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devleti standartları dış politika bakımından da önemlidir. “Avrupa’nın terör derdi yok, biz kendi usullerimizle çözelim” şeklindeki psikolojiden sakınmak gerekir.
O usuller denenmiş ve tersine sonuçlar vermiştir; işte 1990’lı yıllar...
Öyle bir yaklaşım demokrasi dünyasında Türkiye’nin itibar kaybına ve dost bulmakta zorluk çekmesine de yol açar.
Demokrasi, bugünkü dünyada terör akımları karşısında devlete çok güçlü bir meşruiyet üstünlüğü sağlamaktadır.
Büyük zorlukları bilerek, iç dayanışmamızı güçlendirmek, moralimizi bozmadan aklın yolunda yürümek zorundayız.
Paylaş