‘Darbeye zemin hazırlamak’

Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşlerden tutun da Cumhuriyet gazetesi mensuplarına kadar hemen bütün tutuklu gazeteciler hakkında bu iddia var. “Terör örgütü” ve “yardım” kavramlarının aşırı geniş yorumlanması da haksız tutuklamalara yol açıyor.

SUÇ TANIMI

Ergenekon iddianamelerine göre, Genelkurmay’da açılan birtakım internet siteleri vasıtasıyla, aynen “darbeye zemin hazırlamak için kaos ortamı oluşturmak” amacıyla çalışmalar yapılmıştı. Bu çalışmalar “seçimle işbaşına gelen yürütme organını yasadışı yollardan devirmek için kara propaganda ve dezinformasyon” faaliyetleriydi. 

Bunlar “Ergenekon terör örgütü”nün faaliyetleri sayılarak ilgililer tutuklanmış, müebbet hapislere çarptırılmıştı.

O zaman bunu eleştirdim. İnternet sitelerinde “kara propaganda” yapıldıysa bunun “örgüt” ve “darbeye teşebbüs” değil, olsa olsa “görevi kötüye kullanma” suçu olabileceğini yazmıştım. (22 Mart 2012)

Teori ve akıl yürütme metoduyla suç tanımı yapılamayacağını, somut delil gerekeceğini de belirtmiştim. (15 Şubat 2013)

ZEMİN HAZIRLAMAK SUÇU!

Bugün de Nazlı Ilıcak, Altan kardeşler, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan gibi yazarlar ve Cumhuriyet’ten Kadri Gürsel, Murat Sabuncu ve diğer  gazeteciler hakkındaki iddianamelerde de aynı mantığı görüyoruz.

Ilıcak ve Altanların yazı ve konuşmalarıyla “askeri darbeye zemin hazırladıkları” ve “darbe girişimine sözde neden teşkil eden toplumsal kaos ortamının yaratılmasına yönelik” çalışmalar yaptıkları iddia ediliyor.

Bundan başka, “kumpasa dayalı Ergenekon ve Balyoz davalarının  propagandasını yaparak örgütsel faaliyetlerde bulundukları” da suç delili sayılıyor.

Peki, bu davaları iktidar da bütün gücüyle desteklememiş miydi?

Cumhuriyet gazetesine yüklenen suç da sürekli iktidar karşıtı “asimetrik yayınlar” yaparak FETÖ’ye “üye olmadan yardım” etmek!

SUÇ OLMASI İÇİN

Böylesine soyut ve dolaylı, hatta niyet okuma niteliğindeki yorumlarla insanların tutuklanmasını, haklarında müebbet hapisler istenmesini onaylamak mümkün değildir. İsnat edilen suç ile ileri sürülen deliller arasındaki bağın “somut ve doğrudan” olması şarttır.

Darbe ve terör örgütüne yardım suçu mu?

Yardımın terörü bilerek yapılması, darbe hazırlığına bunu bilerek destek verilmesi, suç olması için şarttır.

Bu yorumla değil, “doğrudan ve somut delillerle” ispat edilmelidir.

Suç örgütü kavramının hukuki anlamı ve ispatı konusunda Prof. İzzet Özgenç’in “Suç Örgütleri” adlı kitabını Ergenen ve Balyoz davaları sırasında yazılarımda ve TV’de defalarca tavsiye etmiştim yine önemle tavsiye ediyorum.

Çünkü aynı hata bu defa yön değiştirerek tekerrür ediyor.

BAŞBAKAN’IN TERÖR TANIMI

Başbakan Binali Yıldırım’ın şu sözleri hukuken de doğrudur:

“Terör konusunda hiç ama hiç çifte standardımız yok. Kim elini kana buluyor, cana mala kastediyorsa biz onun düşmanıyız.” (8 Haziran)

Örgütlerin şiddet yapılanmasına “bilerek ve isteyerek yardım” etmektir suç olan...

Bütün suçlarda temel unsur, eylemi ”bilerek ve isteyerek” yapmış olmaktır.

FETÖ’nün gizli yönünü Cumhurbaşkanı, MİT ve Genelkurmay bile tam istihbar edemedi. Onun dış görünüşüne ve kurumlarının legalliğine bakarak davranmış olan gazeteci, işadamı, esnaf, bürokrat, siyasetçi teröre ve darbeye yardımla suçlanamaz.

Bu mesele sadece bir hukuki hassasiyet meselesi değildir. Adalet ve vicdan meselesidir, toplumsal huzur meselesidir.