Darbeye tam teşebbüs

Çok konuşuldu, çok tartışıldı. Balyoz davasında emekli orgeneraller önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sonra “Darbeye eksik teşebbüs” dendi, cezaları 20 yıla indirildi. Tarihin sarı sayfalarına baktık, eksik olmayan, ‘darbeye tam teşebbüs’ü inceledik. İşte dönemin genç subaylarının rahatsızlığından, idam kararlarına Talat Aydemir’in neredeyse 50 yıl önce ‘darbeye tam teşebbüsü’...

Haberin Devamı

Başbakan İsmet İnönü, Genelkurmay’dadır. Hepsi silahlı fakat tereddütlü olan generallere ve albaylara karşı öfkeyle hitap ediyor: “Sabahleyin erken davranan bir çete, memlekete hakim olacağını iddia eder. Bütün memleket ve onlar gibi düşünmeyen ordu, tavuk gibi bir yere kapanıp ‘başüstüne’ derse o milletin yaşama hakkı olamaz!”

DARBEYE TAM TEŞEBBÜS - FOTO GALERİ

Tarih 21 Mayıs 1963’tür. Harp Okulu eski kumandanı Albay Talat Aydemir, darbeye tam teşebbüs halindedir. Ankara’da önemli devlet binalarını sarmıştır. Radyoya el koyup ihtilal bildirisini okumuştur!
“Genelkurmay’da hepsi silahlı fakat ‘ya darbe başarılı olursa’ diye tereddüt edenler var! Darbeye kalkan Harp Okulu öğrencilerine silah çekmek istemeyenler de var.” İsmet Paşa, içinde bu cümlelerin de geçtiği sert konuşmasında Genelkurmay’daki havayı değiştiriyor. Albay Talat’ın şartları reddediliyor. Birkaç saat sonra çatışmayı göze alamayarak çözülen taraf, Talat Aydemir ve adamları olacaktır. Cumhuriyet tarihinde yargılanıp cezalandırılmış ‘darbeye tam teşebbüs’ budur.
Talat Aydemir’in darbe teşebbüsleri, ordudaki cuntalaşmalar ve sonraki silahlı örgüt eylemleri, 27 Mayıs darbesinin artçı şoklarıdır. Düşünün… 27 Mayıs 1960’da darbe yapılmıştır. Menderes’in partisi kapatılmış, kendisi ve iki arkadaşı, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan asılmıştır! 15 Ekim’de seçimler yapılmış, Menderes’in siyasi mirası partilerden Adalet Partisi yüzde 35, YTP yüzde 14, ihtilale karşı duran CKMP yine yüzde 14 oy almıştır. Belli ki halk 27 Mayıs’ı reddetmiştir.
CHP mi? 1957 seçimlerinde yüzde 41 oy alan bu parti, 27 Mayıs’ın vebali yüklendiği için oy kaybına uğramıştır:
Darbe mikrobu bulaşmış ordu, seçim sonuçlarına tahammül edemez! Metin Toker, o dönemde ordunun ‘Türk Silahlı Kuvvetleri Birliği’ adlı bir cunta gibi davrandığını yazar. Ayrıca ‘sol Kemalist’ bir ‘Albaylar cuntası’ da vardır orduda.

Haberin Devamı

GENÇ SUBAYLAR RAHATSIZ!

Seçilmiş parlamentoya silah gösterip şartlarını dayatırlar: 27 Mayıs darbesinin lideri Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı olacak! Olur…
Kazanması muhakkak olan Anayasa Profesörü Ali Fuat Başgil parlamento üyeliğinden istifa ederek yurtdışına gider. Ankara’da Albay Talat, İstanbul’da General Cemal Tural ve arkadaşları ‘27 Mayıs yarım kaldı, ihtilal yaparız ha!’ diye hazırladıkları ‘21 Ekim Protokolü’nü Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay’a vermişlerdir.
Fazla uzatmayalım; böyle bir dönem; darbe yapıldı yapılacak!
Talat Aydemir Harp Okulu kumandanıdır. Ülkede ‘zinde kuvvetler’ modelinde devrim’ fırtınaları esiyor...
Parlamento, 25 Ekim’de açılmış, 20 Kasım’da İnönü başkanlığında CHP-AP koalisyonu kurulmuştur. İki ana partinin koalisyonu, darbeye karşı isabetli bir formüldür. İnönü’nün başbakan olması, hiç olmazsa orduda teskin edici bir etki yapmıştır.
Fakat Talat, 27 Mayıs’ın eksik kaldığını, ikinci bir devrim gerektiğini söyleyip durmaktadır. Bu cuntanın iki elebaşısının ‘genç subaylar’la ilgilisi dikkat çekici: Harp Okulu kumandanı Albay Talat Aydemir ve Jandarma Okulu Kumandanı Albay Necati Ünsalan askeri öğrencileri de peşlerine takar. 1962 Ocak ayından itibaren albaylar cuntası ordu içinde üst komutanlara baskı uygulamaya başlar.
Gelişmeleri anında öğrenen Başbakan İsmet İnönü, Ocak sonunda Harbiye’yi ziyarete gidiyor. Talat Aydemir, başbakan için küçük bir tören kıtasıyla soğuk bir karşılama yapıyor. Aydemir, Başbakan’a okulu gezdiriyor fakat okul bomboş!
İnönü, Talat’ın nasıl biri olduğunu da yakından görmüş oluyor. Pembe Köşk’e döndüğünde Özden Toker ve Metin Toker’e şunları söylüyor: “Maskara! Bir şeyler hazırlıyor! Benim çocuklarla görüşmemden korktu!” Paşa, albayın zayıf tarafını yakalamıştır: Albay Talat ihtiraslıdır fakat gücünden emin değildir, dahası ‘korkabilen’ bir ihtilalcidir!

Haberin Devamı

TALAT’IN İLK TEŞEBBÜSÜ

Talat’ın ilk darbe teşebbüsü 1962’nin 20 Şubat’ı 21 Şubat’a bağlayan gecesini işaret ediyor. Harp Okulu talebelerini darbe için sokağa çıkardığı, radyo dahil kritik yerleri tuttuğu biliniyor. İnönü kesin konuşuyor: “Teslim olacaklar, hepsini emekli edeceğim ama Sıkıyönetim Mahkemesi’ne vermeyeceğim. Kan akıtırlarsa mahkemeye veririm!”
Talat kabul ediyor. İnönü hepsini emekliye ayırıyor. İrtibatlı gördüklerini Ankara dışına tayin ediyor. Fakat Talat’ın ihtirası ve ideolojik bağnazlığı köpürmeye devam ediyor.

ATATÜRK MÜ, BABEUF MU?

Şu satırlar, Talat’ındır:“Milli irade yutturulan bir afyondur! Atatürk sağ olsaydı, bugünkü memleket gerçekleri karşısında tekrar Samsun’a çıkardı, biz de kendimizi Atatürk’e affettiremezdik. Bu davanın halli ancak bir şartla olurdu: O da büyük ATATÜRK’ün bizlere emanet etitği Kemalizm doktrinini, gerçek ATATÜRKçülüğün esaslarını… genç kuşaklara hazmettirmek…”
Aydemir, İnönü’yü ‘statükocu ve ATATÜRK ilkelerinden taviz vererek rötuş yapmayı kendisine şiar edinen…” diye eleştirmektedir.
Aydemir, Atatürk’ün adını bütün not ve anılarında daima böyle büyük harflerle yazmıştır.

Haberin Devamı

TALAT’IN SON TEŞEBBÜSÜ

Yine tanklar yürüdü, Harbiyeliler Ankara’da devlet dairelerini kuşattı. Radyo yine birkaç defa el değiştirdi. Talat, son darbe teşebbüsünü yaptığında tarih 21 Mayıs 1963’tü.
İhtilalcilerin en atılganı Binbaşı Fethi Gürcan, Çankaya’yı kuşattı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, komutanlar hep orada... Girip hepsini tutuklayabilirdi. Talat’a sordu. Talat’ın cevabı: “Bırak, benim onlarla işim yok!”
Görüyor musunuz ihtilalciyi!
İnönü ve hükümete bağlı Genelkurmay yine aynı kararlılıkla karşı durdu. Ve Talat teslim oldu. Bu defa yargılandı. Sıkıyönetim mahkemesinin kararı gazetelerde şöyle yayınlandı: Ankara 5 (HA)-Mamak’taki 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde, bugün (dün) 20-21 Mayıs sanıklarından başta Talat Aydemir olmak üzere 7 kişi idama, 29 kişi de müebbet hapse mahkûm edilmiştir. Meclis Talat Aydemir’le Fethi Gürcan hakkındaki kararı onaylar, 1964’te idam edilirler.
DP’li mahkumları da kapsayan af kanunlarının çıkarıldığı süreçte, 1967’de bunlar için de af kanunu çıkarılır. Siyasi suçlarda mahkumiyetleri münasip zamanlarda çıkarılan aflar takip eder.

Yazarın Tüm Yazıları