Çobanla profesör eşit mi?

Seçimlerde, referandumlarda oylar diplomalı veya diplomasız diye tasnif mi edilsin?!

Üniversite sınavlarında üstün başarı gösterenlerle,  çok başarısız kalanların oylarına ne dersiniz?...

Evvela Zeynep ve Sibel kızlarımızı tebrik ediyorum, alkışlıyorum. Okuldan arta kalan zamanda koyun güderek TEOG birincisi olmak elbette alkışlanacak bir başarıdır.

HAK EŞİTLİĞİ

Çobanla profesörün oyu elbette eşittir, çünkü “oy” bir haktır. Kanun önünde eşitlik, eşit vatandaşlık gibi temel felsefi değerler ve hukuki kuralla “hak” kavramıyla ilgilidir.

Çobanı öldürmekle bir profesörü öldürmek “eşit” suçlardır, eşit cezalar verilir. Çünkü yaşam hakkı ve kişi dokunulmazlığı eşit haklardır.

Hak kavramını bilgiye ve diplomaya indirgemek korkunç sonuçlar doğurabilir: En hafifi, oligarşik yönetimler ortaya çıkar, sosyal hayat durgunlaşır.

Avrupa’da feodal rejimler, mutlak krallıklar, Osmanlı’da kapıkulu sistemi böyle “dışlayıcı” sistemlerdi.

Modernitenin insanlığa armağanı olan eşitlik, eşit vatandaşlık gibi değerlerin gelişmesiyle rejimler “kapsayıcı” olma ihtiyacını hissetti. Sosyal kalkınma ve  toplumsal dinamizmin gelişmesiyle demokrasi talebinin gelişmesi birbirini hızlandırdı...

 EŞİTLİK NEYE YARAR?

Sadece diplomalı yahut mülkiyet sahiplerinin oy kullandığı eski demokrasiler çok geride kaldı.

Hak eşitliği insan onurunun en önemli unsurudur artık.

Hayrettin Karaman’ın savunduğu insanları inanç ve hayat tarzına göre ölçerek hak sahibi kılacak rejimler hayal bile edilemez.

Modern hukuk; düşük eğitimli ve yoksul vatandaşlara ve kadınlara eşit hak ve oy eşitliği tanımakla, onların da devlet yönetimini etkilemelerini sağladı. Bu sayede eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetleri o kesimlere de hızla götürülür.

Çobanın kızları TEOG birincisi olabilir.

Bizim tarihimizde kamu hizmetlerinin köylere götürülmesinin 1950’den sonra hızlanması tesadüf değildir.

AK Parti de bu kesimlerden daha yüksek oranda oy alıyor, daha çok “evet” dediler.

Madalyonun bir tarafında böyle “hak” yazmaktadır, öbür tarafında ise “bilgi” yazıyor!

Bilgi ve uzmanlık gereken işler diplomalılar içindir mesela...

REFERANDUM VE PARTİLER

İyi eğitimli toplumun davranışlarıyla, düşük eğitimli bir toplumun davranışları da farklı oluyor.

Prof. Ali Çarkoğlu ve Erdem Aytaç’ın şubat ayında yayınladıkları bilimsel çalışmada, düşük eğilimli çevrelerde referanduma konu olan metnin “bilinmediğini”, yüksek eğitimlilerde ise “içeriğini bilerek karar verme” oranın yüksek olduğunu yazmışlardı.

Düşük eğitimli kesimlerde lidere bağlılık ve kolektif davranıştan ayrılmama gibi değerler güçlüdür. Eğitim yükseldikçe araştırma, sorgulama, bireysel karar verme eğilimi güçlenmektedir.

Sonuçları doğru tahmin eden ANAR’ın başkanı Dr. İbrahim Uslu,  AK Parti ve MHP tabanında böyle bir “beyaz sağ seçmen” tipinin geliştiğini söylüyor; bunlar hayır dediler. Uslu, 2019’da genç ve daha eğitimli 2 milyon yeni seçmenin oy kullanacağını söylüyor.

Merhum Prof. Ali Fuat Başgil merhum Menderes’i “Aydınları ihmal ediyorsunuz” diye uyarmıştı. AK Parti iyi eğitimli kesimlerden gelen muhalefeti bastırmak, eleştiren, samimi İslamcı aydınları azarlamak yerine niye böyle diye anlamaya çalışmalıdır.

CHP geleneğine bağlı olanlar da “kasketliler”in eşit vatandaş olduklarını, onların taleplerini, toplumsal gelişme dinamizmini görmeli ve anlamaya çalışmalıdır.



İŞTE SON 24 SAATTE YAŞANANLAR