Paylaş
Bunu bir delinin çılgınlığı diye görüp geçmek yerine, yaşanan kanlı mezhep savaşını iyi analiz etmek gerekiyor.
Mezhep farkı yüzünden kan gövdeyi götürürken “Dünya Müslüman Âlimler Birliği” denilen Sünni ulema derneğinin başkanı Yusuf Kardavi, yaşanan olayları “Sünni devrimi” diye alkışladı!
Fotoğrafta görüyorsunuz, IŞİD Şii Müslümanların cami ve türbelerini bombalarla yıkıp yok ediyor. Sünni dünyadan bir tek “ulema” ve sokaklarda küçük bir miting kalabalığı gördünüz mü bu barbarlığı protesto eden?!
Silahlanmakta olan Şiiler de Sünnilerin cami ve türbelerini tahrip ederse, bu kanlı boğazlaşma nereye varır?!
‘AKIL’ SORUNU
İslamcı yazarlar “İslam’a karşı küresel komplo”dan bahsediyorlar. IŞİD’in arkasında ABD, İngiltere, İsrail falan varmış... De ki öyle... Fakat Ortadoğu’nun Müslüman toplulukları niye “dış güçler”e böylesine oyuncak oluyorlar? Niye kendi akıllarını kullanmıyorlar?!
Ortadoğu’daki çok faktörlü, çok karmaşık sorunların temelindeki ana sorun, bu “akıl” sorunu olsa gerek.
Bakın, Sünni ve Şii fakihler, şeyhler, ayetullahlar bir araya gelip ortak bir barış bildirisi yayınlamayı “akıl” edemiyorlar? Neden?...
Bu sorunun cevabı açıktır: Taassup... Yani 21. yüzyılda yeniden patlak veren “Müslüman Ortaçağı”; Sayın Abdullah Gül’ün isabetli nitelemesiyle!
LÜMPEN LEJYONERLER
Bütün bu olaylar “küresel güçlerin komplosu” ise, tarihte Sünni mezhepler arasında bile yaşanmış olan katliamlar kimin komplosuydu?! Avrupa’daki mezhep katliamları kimin komplosuydu?!
Günümüzdeki bu yaygın ve uzun süreli kanlı olayları “küresel güçlerin komplosu” diye nitelemek, Türkiye’de iktidar siyaseti için yararlı olabilir ama gerçek problemin görülmesini engeller. Gerçek problem çok ciddidir.
Siyaset bilimci Mümtazer Türköne’nin isabetle belirttiği gibi, geniş bir “lümpen Müslümanlar” kesimi oluştu. Sadece cihatçı Selefi düşüncelerle motive oluyorlar, “lejyoner gibi” ülkeler arasında dolaşıyorlar. (Bugün, 6 Temmuz)
Önce Afganistan, sonra Çeçen mücahitlerine musallat oldular, sonra Suriye ve Irak... IŞİD’in 12 bin savaşçısının 3 bini böyle çeşitli ülkelerden kopup gelmiş “lejyoner” cihadistlerdir.
İSLAMCI AYDINLAR?
Bunlar geleneksel “köylü” veya “mahalleli” tipleri değiller. Aile, meslek, sosyal çevre gibi bütün sosyal aidiyetlerinden ve sorumluluklarından kopmuş, lümpenlerdir. Başarısız diktatörlüklerin ve başarısız ekonomilerin ürünleridir. İslam tarihine baktıklarında medeniyet örnekleriyle değil, en çatışmacı örneklerle coşuyorlar.
Çatışmacı kültür bir Ortadoğu hastalığıdır. Tunus uzlaşıp anayasa yaptı, Mısır darbeye sürüklendi!
Böylesine devasa bir soruna herkesten önce İslamcıların eğilmesi gerekmez mi? Fakat siyasi propaganda yazıları daha ağır basıyor. Halbuki en azından merhum Prof. Erol Güngör’ün “İslam’ın Bugünkü Meseleleri” adlı kitabını okumak ve gündeme getirmek gerekmiyor mu?
Taassubun ve tarihselciliğin İslam kültüründeki zihni tahribatını anlatan Prof. Mehmed Said Hatiboğlu hocamızın “Kültürel Mirasımızı Tenkid Zarureti” adlı kitabını okumak, gündeme getirmek, zihinleri yenilenmeye (tecdit) yöneltmek gerekmiyor mu?
Yüzlerce kitap oluşturabilecek listeyi uzatmıyorum.
Temel İslami zihin enerjisinin “21. yüzyıldaki ortaçağ”dan çıkışa yönelmesi gerekmiyor mu?... Maalesef particilik ve siyaset daha ağır basıyor, bastırıyor.
Paylaş