Paylaş
Birgül Hanım, tepkilerle karşılaşınca “ulus” ve “milliyet” kavramlarının farklı olduğuna dair ‘kitabi’ izahlara kalktı...
Demek ki sözleri “izaha muhtaç”tı! Daha kötüsü, kitabi kavramlar ne olursa olsun, belli ki Birgül Hanım, Kürt vatandaşlarımızın duyguları hakkında bir algıya sahip değil. Onun için duyguları tahrik etti, CHP örgütlerinden tepkiler geldi.
CHP’yi birleştiremeyen bu anlayış, Türkiye’yi nasıl birleştirir?
1930’LARDAN DERSLER
GÜLER Hanım, yol açtığı hasarı onarmaya çalışacağına, ısrar etti. Sözlerini “Kemalizm ve sosyal demokrasi”den bahsederek savundu.
Atatürk 1935 Ağustos’unda Başvekil İsmet Paşa’yı, 1936 Kasım’ında İktisat Bakanı Celal Bayar’ı doğu illerine gönderdi, rapor istedi... İzlenen politikalar hakkında tereddütler vardı çünkü.
İnönü’den farklı bir yaklaşımı olan Celal Bayar raporunda “Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarından sonra Türklük ve Kürtlük ihtirasının karşılıklı şahlandığını” belirtti.
İsyanı bastırmak için şiddet kullanılmasının normal olduğunu ama artık ayrım yapmadan “mutedil bir siyaset” izlemek gerektiğini vurguladı! Kürtlere iyi davranılmadığını anlatan Bayar şunları yazdı raporunda:
“Kendilerine yabancı bir unsur oldukları resmi ağızlardan da ifade edildiği takdirde, bizim için elde edilecek netice, bir aksülamelden (tepkiden) ibaret olabilir.
Bugün Kürt diye bir kısım vatandaşlar okutturulmamak ve devlet işlerine karıştırılmamak isteniliyor...”
Dışlanma, aşağılanma duygusu, yıllarca Kürt milliyetçiliğini besledi; gelinen nokta ortada!
MİLLİ MÜCADELE DERSLERİ
ATATÜRK’ün bir de Milli Mücadele dönemindeki politikası vardır. Kürt şeyh ve beylerine sıcak mektuplar yazmıştır, bunlar Nutuk’ta mevcuttur. Meclis’te yaptığı konuşmalarda kimliklerden saygıyla bahsetmiştir, bunları birçok yayında görebilirsiniz.
Bir de Ekim 1919 tarihli Amasya Protokolleri vardır; “Kürtlerin gelişme serbestliğini sağlayacak şekilde ırk (kimlik) hukuku ve sosyal haklar bakımından desteklenmeleri” ve bunun “şimdiden Kürtlerce bilinmesi hususunun uygun görüldüğü” belirtilmiştir. Protokoller’in bu bölümü uzun süre sansürlenmiştir.
Milli Mücadele ruhu ve stratejisi birleştiricidir; değil Kürtleri yok saymayı ve rencide etmeyi, onların gönlünü kazanmayı esas almıştır.
Elimizi vicdanımıza koyalım ve aklımıza başvuralım, bugün bize lazım olan, 1930’lar mıdır, Milli Mücadele ruhu mudur?
CHP’NİN SIKINTISI
CHP sosyal demokrat bir parti olamamanın sıkıntılarını yaşıyor. Kemal Kılıçdaroğlu ile sosyal demokrasi yönünde önemli adımlar atıldı fakat zaman zaman böyle birileri çıkıp kendi partisinin eteğinden geri çekiyor!
Bunun son örneği Birgül Ayman Güler’in bu esef verici sözleridir. “Duygusal kopuş”u derinleştirmiş, partisini zora sokmuştur!
Akif Hamzaçebi’nin ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun hem partide sorun çıkmasını önlemeye, hem Güler’in verdiği hasarı onarmaya çalışan açıklamaları, vaziyeti ne kadar kurtarabilmiştir, emin değilim.
Hepimiz aklımızı başımıza alalım, dilimize hâkim olalım. Keskin sirkenin küpüne zarar vereceğini iki tarafın şahinleri asla unutmamalıdır.
Paylaş