Paylaş
1869’da yayınlanan “Genel Eğitim Nizamnamesi”nin yazarıdır. Gerekçesinde bugünkü Türkçeyle şöyle diyor:
“Asrımızda fen ve sanayinin gelişmesi, medeni memleketlerde yayılmış olan ilimlerin ve fenlerin koyduğu usul ve esaslara dayalıdır. Sanayi eserleri âdet olmuş melekelerle, görenekle meydana gelmezler. Çalışmalar ilmi nazariyelere dayanmak, ondan kuvvet almak mecburiyetindedir.”
Sadullah Paşa alışılmış zihniyetle kalkınmanın mümkün olmayacağını, “ilimlerin ve fenlerin koyduğu usul ve esasları” benimsemek ve uygulamak gerektiğini anlatıyor. İlköğretimi zorunlu hale getiren ve eğitimde modernleşme tarihimizin büyük adımlarından biri olan “Maarif-i Umumiye” yani genel eğitim yasası bunun için çıkarılmıştı. Bu bir...
BİR GEMİ HADİSESİ
İkincisi, yıl 1857, İstanbul tersanesinde modern usulle “Fethiye” adlı bir kalyon yapılmıştır, denize indirilecek. Tören için beklenen Sultan Abdülaziz gelmeden, kalyon kızaktan boşalarak denize kayıyor.
Orada bulunan İstanbul kadısı, gemiyi meleklerin “kendi kendüye hareket” ettirdiğini düşünerek heyecanlanıyor. Fakat gemi birkaç işçiye çarparak onları öldürüyor! Orada bulunanlar, “İşin içine şeytan da karışmış olmalı ki birkaç kişinin helakine sebep oldu” diyerek kadı ile alay ediyorlar.
Ben bu olayı Cevdet Paşa’nın “Maruzat”ında okudum. (s.3-4) Prof. Yusuf Halaçoğlu tarafından Latin harfleriyle 1980 yılında yayınlanmıştır.
Medrese eğitimli ve Mecelle yazarı olan Büyük Cevdet Paşa, “ulemanın çoğunluğunun” böyle gülünç sözlerle alay konusu olduğunu belirtir.
Cevdet Paşa’ya göre, modern Rusya’nın kurucusu Çar Petro ile aşağı yukarı aynı reformları yapan II. Mahmut, Petro gibi ehliyetli kadrolar bulamadığı için başarısız olmuştu.
İşte Sadullah Paşa artık bu zihniyetle yürünemeyeceğini, “ilmi nazariyelere dayanmak, ondan kuvvet almak” gerektiğini söylüyordu.
BÜYÜK CEVDET PAŞA
Cevdet Paşa son derece dindardır. Tanpınar onun için “muhafazakâr terakkici veya muhafazakâr medeniyetçi” diyor.
Olayımızdaki Kadı gibi dindar olmak da mümkün, onun cehaletini eleştiren Cevdet Paşa gibi dindar olmak da mümkün... Cevdet Paşa, Tanzimat’taki hukuk reformlarının mimarıdır. Mecelle yazarı Cevdet Paşa, Mekteb-i Hukuk’ta Roma hukukunun okunmasını sağlamış, Maarif Nazırı olarak da modern eğitime büyük hizmetleri geçmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı, konuşmalarında sık sık Tanzimat’ı aşağılıyor. Evet taklitçi davranışlar, lüks ve israf, Şerif Mardin Hoca’nın deyişiyle “aşırı Garplılaşma” özentileri olmuştur. Fakat bugünkü varlığımızın temelini atan sağlıklı modernleşme reformları da yapılmıştır. “200 yıllık tarihimiz”e en azından bir de Cevdet Paşa gözüyle bakmak, yeni nesilleri bilim zihniyetine yöneltmek lazımdır.
BİLİM VE DİNDARLIK
Bir gazete sütununda bilim zihniyeti anlatılamaz. Basitçe söylersek, Cevdet Paşa, geminin kızaktan kaymasına Kadı Efendi’nin “bir mana veremeyip ve zihninde kalyonu meleklerin indirmesine karar verdiğini” yazıyor. Gemi, ipler koptuğu için kızaktan kaymıştı. Modern usulle yapılan ve daha ağır olan gemi, eski usul iplerle bağlanmıştı vs...
İşte, bilim zihniyetinin ilk adımı, karmaşık olgulara zihnimizdeki damgayı vurmak değil, onu “zihnimizin dışında” aramaktır; bilimsel usullerle nedensellik ilişkilerini araştırmak gerektiğini anlamaktır.
Bu çok basit olaydan, çok daha karmaşık olan PISA sınavlarına, CERN deneylerine, kanser araştırmalarına, sosyal bilimlerde metot sorunlarına... İhracatımızda niye teknoloji payının düşük olduğuna... Hep bilimsel verilerle bakmalıyız.
O zaman dindarlığımız da İslam’ın aslına uygun olarak daha sağlıklı olur.
Paylaş