Paylaş
Gerçekten artık herkes görmelidir ki, Ankara, İstanbul, Paris, Brüksel, Londra, Moskova veya dünyanın herhangi bir kenti fark etmiyor.
Terör artık küreseldir, mücadelenin de küresel olması şarttır.
Terörle mücadele zorlaşmıştır, bu durum teröre cüret kazandırmaktadır.
Nice katliamını yapan barbar, Tunus kökenli ve Fransız vatandaşı... Vatandaş yapılması onu entegre etmemiş. Fransız polisinin elindeki 10.000 kişilik “radikal dinciler” listesinde onun adı yok. Poliste sadece silah taşıma ve hırsızlık var. Bir TIR kiralayıp Milli Gün için toplanmış masum insanların üzerine sürüyor, küçücük çocuklar dahil masum insanları ezerek katliam yapıyor.
İSLAM VE TERÖR
Fransa Cumhurbaşkanı Holland, Nice’deki olayı “İslami terör” diye niteledi. Samimi dindarlar Batı terminolojisindeki bu terime elbette üzülür. Fakat önce bu “cihatçı” manyaklar sorununu düşünmek, İslam’ı bu mikroptan kurtarmak gerekir.
Pakistanlı yazar Muhammad Amir Rana’nın “A to Z of Jehadi Organizations in Pakistan” adlı kitabında yazdığına göre, 1979’da Sovyetler Afganistan’ı işgal edince CIA ve Pakistan gizli servisleri cihadi organizasyonları desteklediler. 1980 yılında Pakistan’da “medrese” denilen iptidai din okullarının sayısı 700’dü, yıllık artışları yüzde 3’ten ibaretti. Afgan savaşı boyunca yıllık yüzde 136 artışla 1986 yılında sayıları 7 bin’e çıktı. (Sf. 85)
Buralarda İslam’ın inanç ve ahlak ilkeleri anlatılmıyor, “cihadizm” şartlandırması yapılıyordu. Suudilerin bunda büyük rolü oldu.
1989’da Ruslar Afganistan’dan çekilince Mücahitler birbirine düştü. Neticede hâkim olan Taliban (talebeler), Pakistan’daki Peştun medreselerinde yetişmişti.
El Kaide de buradan doğdu.
Bütün çatışma alanlarına yayıldılar. ABD’nin Irak’ı işgali cihadizme müthiş bir alan ve motivasyon kazandırdı. Şimdi Suriye’deki cihadist gruplar ve bilhassa IŞİD...
CİHADİZM CİNNETİ
Amerika’nın vebali elbette büyük fakat buna bakarak korkunç “cihadizm” terörizmi için “üst aklın oyunu, Siyonizm’in aleti” falan demek kendimizi aldatmak olur. En azından niye kanlı aletlerini Müslümanların arasından buluyorlar diye düşünmek ve çağımızda İslam toplumlarının ağır sosyo-psikolojik sorunları üzerine kafa yormak gerekmez mi?!
Kökleri sömürgecilik çağına kadar giden, zamanımızda da eşitsizlik ve dışlanma sorunlarıyla köpüren nefret, bir de “cihadizm” psikolojisiyle aşılanınca işte böyle canavarlar ortaya çıkıyor.
Nice katliamını yapan barbar, şimdiki bulgulara göre örgütlü militan değil, “yalnız kurt” denilen tipte bir terörist.
Bu durum tehlikeyi azaltmaz, aksine terörle mücadelenin zorlaştığını gösterir. Öfke ve nefret dolu insanların ne zaman “cihadizm” cinnetine kapılıp nerede ne yapacağı bilinmez.
Onun için terörizmle mücadelenin bir istihbarat ve emniyet tarafı vardır. Militanın izlenmesi, yakalanması, cezalandırılması... Mali ve mühimmat kaynaklarının kurutulması...
Bunun için devletlerin güvenlik ve istihbarat çalışmaları mutlaka koordineli olmalı, vatandaşlar tarafından da desteklenmelidir.
PSİKOLOJİ VE İDEOLOJİ
Fakat terörle mücadelenin bir de “cihadizm” diye özetlenen psikolojik ve ideolojik boyutu var. Bu konuda en büyük sorumluluk Müslüman din adamlarına, politikacılara, İslamcı aydınlara düşüyor: Cihadizm psikolojisini besleyen gerilimleri düşürmek, Suriye ve Filistin gibi sorunları hızla çözmek, İslam’ın ahlak ve merhamet boyutunu ısrarla anlatmak...
Cihadizm ateşi söndürülemez de Batı’da İslamofobiyi ve aşırı sağı tırmandırmaya devam ederse, Müslümanlar ve bütün insanlık nasıl korkunç bir felakete sürüklenir, hepimiz düşünelim!
DÜZELTME: Dünkü yazımda zikrettiğim tarihçinin soyadı yanlış dizilmiştir. Bu tarihçi 13 ciltlik Türkiye Tarihi’ni yazan merhum Yılmaz Öztuna’dır.
Paylaş