Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Yine Sadullah Ergin

“HUKUK ekmektir; hukuk yoksa, ekmek de yoktur” ilkesine inanan biri olarak, yargının dibe vurduğu şu günlerde, son 4.5 yılın Adalet Bakanı Sadullah Ergin için ‘Mutlaka konuşmalı’ diye yazıp duruyorum.

Haberin Devamı

Bir yandan Başbakan, “Masum insanları içeri attılar” diye yargıdan şikâyetini sürdürüyor, diğer yandan yargıya müdahale konusunda yeni bilgiler ortaya çıkıyor.
Bu durum, aramalarıma da yanıt vermeyen Ergin’in konuşmasını daha elzem kılıyor.
Pazartesi günü, Ahmet Taşgetiren’in Star’da 28 Şubat’ta çıkan “Ah Tayyip Erdoğan” başlıklı yazısından Ergin’e atfettiği bir cümlesini alıntılamıştım.

BERABER ÇALIŞTIKLARINIZ HAŞHAŞİ Mİ

Belki de anlaşılmadı diyerek Erdoğan’a hitap eden o bölümün tamamını aktarayım:
“Ne demişsiniz zamanın Adalet Bakanı Sadullah Ergin önünüze HSYK yapılanmasını getirdiğinde ve ‘Başbakanım, 21 kişinin 13’ü Cemaat’ten, bir problem olmasın?’ dediğinde? ‘Olsun varsın canım, nasıl olsa hepsi alnı secdeye gelen insan değil mi?’ Ne diyeceksin yarın Allah’ın huzuruna vardığında? ‘Ben alnı secdeye gelenlere güvendiğim için vuruldum!’ mu?”
Şimdi bu yazıdan hareketle, en azından şunları Ergin’e sorma hakkımız var:
“Sayın Ergin, Başbakan’a bu uyarıyı yaptınız mı? Yaptınızsa dikkate alınmamış gibi. Peki, Cemaat’e dayalı bir yapılanmaya yine de yol vermenizde hiç kusurunuz yok mu? Açıkça direnemediyseniz, tarafsız bir yargı için ne yaptınız? Çünkü, bugün Başbakan, bu yapıyı ‘paralel devlet’, ‘sülük’, ‘haşhaşi’, ‘çete’, ‘ajan’, ‘vatan haini’ sözcükleriyle tanımlıyor. Bu tanımların her biri ülkeyi yönetenlere ağır kusur ve sorumluluk yükler. Yargıda bu yapılanma gerçekleşmişse, kendinizi nereye oturtuyorsunuz? Eğer bu iddialar doğru değilse, beraber çalıştığınız o insanlara bu suçlamaların yapılması karşısında vicdanınız ne diyor?”
Türkiye bu soruların yanıtını öğrenirse, Hataylılar da Ergin’in oraya ‘sürgün gönderilip gönderilmediğini’ anlar, ona göre seçim yapar.

Haberin Devamı

HUKUK YOKSA HIRSIZ ÇOK

Yukarıda belirttiğim gibi, ortaya çıkan taze bilgiler, Başbakan’ın önemsediği bazı davalara Ergin’in, bir bakan olarak özel ilgi gösterdiği, müdahale işareti verdiği, o davaların yargıçlarının mezheplerini sorguladığı yönünde.
Bu ülkenin tarihinde ilk kez bir Başbakan, kendisini mahkûm eden yargıçların, muhalefet liderinin ve alçağın alçağı bir terör saldırısında kurban giden vatandaşlarının mezheplerini açıklayarak, ayrımcılık yaptı.
Buna bir de Adalet Bakanı eklenmişse, ekmek gerçekten tehlikede demektir.
Yarın biri de çıkıp, “Beni mahkûm eden yargıç başka mezhepten” derse yargı çürür ve eminim, bıraktığı bu miras nedeniyle en çok Ergin’in içi çok sızlar.
Malum Ergin, mezhepler açısından çok hassas bir ilde belediye başkan adayı.
O nedenle gerçekleri açıkladığında, hem ayrımsız hizmet vereceğini, hem de kulağımıza gelen ‘mezheplere dayalı’ bazı olumsuz propagandaların yalan olduğunu kanıtlamış olur.
Her şey bir yana da, ne acı rastlantı, adında ‘Adalet’ olan bir parti 11 yıldır ülkeyi yönetiyor ve bugün, ülkenin ‘adaletsizlik cehennemine’ döndüğünü itiraf eden de bu partinin yöneticileri.
Son söz, ‘Hukuk yoksa, hırsız çok’ demektir.
Bunu en iyi bilen kişi de aynı partiden, yani Ergin’in kendisi.

Yazarın Tüm Yazıları