Paylaş
Darısı Türkiye’de, eli şiddete bulaşmamış, yazdığı çizdiği için her sabah gözünü ‘o soğuk duvara’ açanların başına.
Cüneyt’in Suriye’de ödediği acı fatura, Türkiye’nin tek faturası değil.
Esad’ın, Cüneyt’i almaya giden CHP heyetine, “Sınırınızı PYD’ye (Yani PKK) bıraktık” demesi Türkiye’nin önüne konan en ağır faturanın açık itirafı.
PKK’nın, tek kurşun atmadan, tek kuruş harcamadan büyük silah stokuna ve Türkiye sınırında devlet gücüne ulaştığını açık açık söylemiş oldu.
Ne yazık ki bu ağır fatura tek değil, çok sayıda başkaları da var.
SABAH 09.00’DA
PKK’nın sağladığı silah stokunun ağır faturası içeride de her gün yaşanıyor.
İşte tam da açlık grevleri bitiyorken 5 şehidin acı haberi geldi.
Bu iki gelişmenin analizini yaptığımızda tablo daha netleşiyor.
Açlık grevlerini bitirme sürecinin detayları Okan Konuralp’in haberinde var.
Hükümet/MİT-Öcalan/BDP ekseninde yürüyen görüşmeler, kardeş Mehmet Öcalan’ın cumartesi sabahı 09.00’da kostere binip12.00’den sonra da elinde bir açıklama İmralı’dan dönüşüyle sonuçlandı.
Hükümet kanadından aldığım izlenim, elde edilen bu sonucun önemsendiği.
Böylece, cezaevlerindeki tahribat ve onun dışarıdaki yansımalarının yüksek olabilecek bazı maliyetleri bertaraf edildi.
Sorunun düne kadar sürmesinin en önemli nedeni, hükümetin, ‘İlk görüşme kardeş Öcalan’la olsun’da ısrarına BDP’nin direnciydi.
Adalet Bakanlığı eliyle yürüyen görüşmeler ‘kardeş Öcalan’ uzlaşmasıyla bitince, tarafların, ‘Öcalan açlık grevini bitirir’ öngörüsü de haklı çıktı. Çünkü, iki taraf da, ‘Öcalan’ın başından itibaren açlık grevlerine prensipte karşı çıktığından” emindiler.
İKTİDAR İÇİ VE KANDİL SORUNU
TÜM bu süreci çok sınırlı sayıda ismin yürüttüğünü söylemeye gerek yok; ancak Adalet Bakanlığı önemli olumlu roller üstlendi.
Şundan dolayı ki, Bakanlık kadroları hükümet ve AKP içi tüm aksi yöndeki etkileri ortadan kaldırmak için yoğun çaba sarf etti ve hâlâ da işleri bitmedi.
Dünkü 5 şehit de Bakanlığın yeni sıkıntısı olacak; çünkü Öcalan ile görüşmeye rağmen şehit verilmesi anadilde savunma yasasının Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerine yansımaması düşünülemez.
AKP ve hükümet içi karşı gruplara rağmen, benim anladığım, Öcalan ve BDP ile başlatılan bu yeni süreci sürdürme arzusu çok yüksek.
Ortaya, Kandil’in dışlandığı gibi bir görüntü çıkıyor ve Kandil’in de o nedenle daha önceki örneklerde yaşandığı gibi provokasyonlar yaptığı düşünülüyor.
Ancak bu kez hem “Öcalan, Kandil üzerinde daha etkili olacak” deniyor, hem de provokasyonların süreci durdurmaması için kararlılık ifade ediliyor.
Yani, taraflar açlık grevi krizinden ‘yeni bir iklimi yeşertme’ ve ‘o iklimi zehirleyecek girişimleri önleyici akıllı adımlar atmada’ umutlu.
Bunun için devlet gerekirse her gün Öcalan ile görüşecek, ama sonuç alacak.
Herkesin de olumlu bir süreç için tarafları cesaretlendirme görevi var.
Paylaş