Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Şu an bizlik bir durum yok

İSRAİL’in Lübnan’a saldırısı ve Ortadoğu önümüzdeki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ana konularından biri olacak.

Bu nedenle devlet güvenlik birimleri gelişmelerin Türkiye’ye etkilerini ve Türkiye’nin takınması gereken pozisyonu da ortaya koyan raporlar hazırladı.

Satır aralarında hükümet tespitleri ile çelişen görüşlerin olduğu gözlenen raporlara MGK üyelerinin nasıl bir tepki vereceğini görmek gerekir.

Raporların en önemlilerinden birindeki tespitlere göre Filistin’de Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile Başbakan İsmail Haniye arasındaki İsrail’i tanıma anlamına gelen ulusal uzlaşma anlaşmasından birkaç saat sonra HAMAS’ın İsrailli bir onbaşıyı kaçırması arasında bağlantı var.

Bağlantı da HAMAS’ın siyasi kanadını temsil eden Haniye ile askeri kanadının önderi AKP davetiyle Türkiye’ye gelmiş olan Halid Meşal arasındaki çekişme.

Asker kaçırma da bununla ilgili ve bu eylemle üç kuş birden vuruldu:

HAMAS içindeki çekişme perde gerisine atıldı, HAMAS bölünmekten kurtuldu ve Hizbullah, HAMAS’a hem el verdi hem de üzerindeki yükü aldı.

İRAN’A TAKDİR

Raporda İran’la ilgili şöyle bir ilginç tespit de söz konusu.

"İsrail saldırısından en kazançlı çıkan İran oldu. İran diplomasisi bir kez daha çok iyi oynadı. Kendi uzantısı olan HAMAS ile Hizbullah’ı el ele verdiren İran, bunaldığı uluslararası baskıyı bir anda gündemden düşürdü."

Tespit demek istiyor ki; İran en azından şimdilik istediğini aldı; yarın ise başarılı İran diplomasisi başka bir seçeneği piyasaya sürebilir.

Çünkü, rapordaki havaya bakıldığında son noktada İsrail’e karşı başarı zor.

Bunun gerekçesi de birkaç nedene dayandırılıyor.

Birincisi, İsrail’in üstün kara ve hava gücü.

İkincisi, bütün gücüyle İsrail’in arkasında durmaya devam eden ABD desteği.

Bu destekle ki Roma’da bile bir karar çıkarttırmadılar.

Üçüncüsü, söylenenler ne olursa olsun Hizbullah’ın güç kaynakları kesiliyor.

TÜRKİYE ARABULUCU OLAMAZ

Raporun Türkiye’nin pozisyonu ile ilgili tespitlerde ise hükümet politikasıyla hafif farklılıklar görmek mümkün.

Bir kere rapor, bu çatışmayla Türkiye’nin, terörle mücadele konusunda Avrupa’ya karşı bir koz kazandığı mesajını veriyor.

Hükümet, HAMAS ve Hizbullah’ı daha çok o ülke meclislerinde temsil edilen siyasi bir organizasyon olduğundan halkın temsilcisi gibi görse de rapor, Türkiye’ye, Avrupa’ya şöyle seslenmesini öneriyor:

"Siyasi organizasyon dediğiniz örgütler nasıl bir askeri güç haline gelmiş görün. Bugün görmek istemediğiniz PKK da böyle olabilir."

Rapordaki son alıntı ise devlet olmanın gerçekçiliği ile duygusallıktan uzak, kimilerine göre acımasız gelecek şöylesi mesajlar veriyor:

"Kuvvetin haklı olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bu nedenle şimdi hak, hukuk, adalet demek de bir sonuç vermeyecek. Roma toplantısı da bunun açık delili. O nedenle Türkiye’nin bir arabulucu rolü şimdilik olmamalı. Çünkü, şu ana kadar bizi çok alakadar eden bir gelişme olmadı. İsrail’in saldırısı bir süre daha devam edecek, gelişmeleri biraz daha görmek gerekli."
Yazarın Tüm Yazıları