RUHBAN Okulu’nun açılması beklenmedik hızda gerçekleşecek gibi.
Çünkü konunun hükümet içinde ilgili bakanların katıldığı toplantılarda etraflıca ele alındığını, Başbakan Tayyip Erdoğan’la Başmüzakereci Egemen Bağış’ın "Açılabilir" anlamına gelebilecek açıklamalarının da bu buluşmalar sonucunda geldiğini aktarmalıyım.
Açıklamaların temelinde ise çözüm için, "Siyasi karar verilmesi yeterli" görüşünde birliğe ulaşılması yatıyor.
Bunun anlamı yasal veya anayasal bir düzenlemeye gerek yok.
ÇARE MEB BÜNYESİNDE
En az bu kadar önemli bir diğer konu ise siyasi iradenin, "Bu sorunu yıl sonuna kadar çözelim" kararlılığı içine girmiş olmasıdır.
Bunu birbirine bağlı şu iki açıdan önemsemek gerekiyor:
"Yeni İlerleme Raporu eylülde çıkacağından hedef eylül başı.Dolayısıyla takvim, Ruhban Okulu’nun önümüzdeki eğitim öğretim yılına açık girmesine uygun."
Peki, siyasi iradeyi bu noktaya getiren gerekçe veya yaklaşım ne?
Okulun açılmamasının ardındaki temel dayanak, mütekabiliyet sorunu.
Yani Türkiye, Yunanistan, Batı Trakya Türk azınlığının haklarıyla ilgili ilerleme sağlamadıkça Ruhban Okulu konusunda adım atmayacak.
Bugüne kadarki hükümetlerin yaklaşımı böyle oldu.
AKP iktidarı da en azından Türk azınlığın din adamı seçmesine saygı konusunda Yunanistan’dan hálá ciddi bir adım bekliyor.
Başbakan Erdoğan, konuyu ilk fırsatta yine Yunanistan’ın önüne getirecek ve "Artık somut bir adım atılsın" talebini dillendirecek.
Öbür yandan Lozan Anlaşması’nın 40’ıncı maddesine göre başka okullar (Saint Joseph, Saint Micheal gibi) faaliyetlerini sürdürürken, Ruhban Okulu’nun 1971’den beri kapalı tutulması, en azından AB’ye anlatılabilir veya anlaşılabilir bir durum olarak görünmüyor.
Okul, 3+1 yıl esasıyla teoloji eğitimi veren, diplomaları ise "Milli Eğitim Bakanlığı" damgasını taşıyan bir eğitim kurumuydu.
Yeni dönemde de sistem bu şekilde sürdürülecek gibi.
Okulun muhtemelen iki müdürü olacak; biri Patrikhane tarafından seçilecek ve bakanlık onaylayacak, diğerini ise bakanlıktan doğrudan atanacak.
MADIMAK’TA KARAR ERDOĞAN’IN
Hükümetin bugünlerde hızla alacağı bir karar da Madımak Oteli konusu.
Devlet Bakanı Faruk Çelik, Alevi Çalıştayı ardından Başbakan Erdoğan’a kısa bir bilgi verdi ve "Madımak Oteli müzeye dönüştürülebilir" dedi.
Erdoğan’la Çelik’in konuyu bu hafta daha detaylı konuşması bekleniyor. Son kararı Başbakan’ın vermesi doğal ve hedef de 2 Temmuz öncesi.
2 Temmuz’daki anmalarda Faruk Çelik’in, hükümet adına, bugüne kadarki yaklaşımların ötesine geçecek bir girişimde bulunması da sürpriz olmasın.
Bilgiler hükümetin, 2 Temmuz’un ardından Alevi Çalıştayı’nı akademisyen ve siyasetçi Alevilerle yapılacak toplantılarla sürdürüp, bu konudaki tüm kararların da yıl sonuna kadar şekillenmesini amaçladığı yönünde.
Bu bağlamda, muhalefete de bakılıyor; MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Alevi açılımı beğenilirken, "Sürece CHP nasıl katılır" hesapları yapılıyor.
Zemin uygun olursa, Çelik, Deniz Baykal’ın kapısını çalabilir; yoksa Alevi açılımı konusunda hükümet kendi kararlarını uygulamaya koyacak.