MHP’nin ilk seçim vaadi Erdoğan

NİHAYET MHP de seçim bildirgesiyle vaatlerini seçmenin beğenisine sundu.
Seçim bildirgesini geciktirdiği yönünde eleştiri alan MHP’nin ‘3 Mayıs Türkçülük Günü’nü özellikle beklediğini düşünüyorduk.
Ancak Bahçeli, ‘partilerin birbirini aratmayan vaatlerinden’ söz edip kendi programlarını, karambole gitmesin diye özellikle sona bıraktıklarını, böylece önceki seçimde olduğu gibi AKP’nin ‘vaatlerini yürütmesinin’ de önüne geçtiklerini anlatınca asıl nedeni öğrenmiş olduk.
Bu sözlere rağmen vaatler konusunda bu seçime damga vuran partinin CHP olduğunu dün Arena Spor Salonu’nda bir kez daha gördüğümüzü söylemeliyim.

CHP İLE BENZER VAATLER

Bahçeli’nin konuşmasının ikinci bölümüne sakladığı vaatlerde, asgari ücretten emekliye ek gelire, mazot fiyatından sosyal yardımlara, harç muafiyetinden kira katkısına dek alt gelir gruplarına yönelik olanlarında CHP ile benzerlik görüldü.
MHP daha gerçekçi olacağı düşüncesiyle örneğin, CHP’nin 1.500 liralık asgari ücret rakamını 1.400 TL’ye çekmiş, ama artı 100 lira ulaşım parası koymuştu. Mazotun fiyatı da 1.5 TL yerine 1.75 olmuştu.
Bahçeli’nin rakamları da yine ‘gerçekçi algı’ oluşturma hedefiyle, küsuratlı ve ayrıntılıydı.
CHP ve MHP vaatlerinin böylesine paralellik göstermesinin seçmen üzerinde yaratacağı etkiyi bekleyip göreceğiz; ama Bahçeli, Başbakan Davutoğlu’ndan ‘kaynak’ sorusu geleceğinden emindi, yanıt için hiç beklemedi.
“Bunlar Adana mavrası değil Sayın Davutoğlu” diyerek dünden kestirip attı.
Terörü bitirme sözü de veren Bahçeli’nin, “Başta 17/25 Aralık olmak üzere her yolsuzluğun hesabı sorulacak, yolsuzluk yapanların mal varlığına mutlaka el konacak, özerk ‘Yolsuzlukla Mücadele Kurulu’ kurulacak” demesi çok dikkat çekiciydi; çünkü en çok alkışı bu vaatleri aldı.
Bahçeli’nin bu sözleri ve aldığı yankı, MHP tabanının önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve sonra da Başbakan Davutoğlu’na yönelik her eleştiriye büyük prim verdiğini kanıtladı.

ETMEDİK LAF BIRAKMADI

Konuşmasının yarıdan fazlasında, deyim yerinde ise ‘Erdoğan’a etmedik laf bırakmayan’ Bahçeli’nin bu tutumu başka nasıl açıklanabilir ki?
‘Arsız-uğursuz’dan başladı, ‘ilkesiz-ikiyüzlü’ ile devam etti; ‘bir adam’dan girdi, ‘nankör’den çıktı; ne ‘sizden milliyetçi bostan korkuluğu dahi olmaz’ demekten ne de ‘ihanet suçundan sicilinde beyaz nokta kalmadı’ suçlamasından çekindi.
‘Şımarık’, ‘çöken Cumhurbaşkanı değil Erdoğan’dır’, ‘despot’ ifadeleri dahi sıradan kaldı neredeyse.
Başbakan da nasibini aldı Bahçeli’den; ‘fotokopi Davutoğlu idi’ örneğin.
İşte bu ağır itham ve sözler öyle büyük alkışlar aldı ki salondakiler için, en büyük seçim vaadi bunlardı sanki.
Sıra Bahçeli’nin iddialı ve iki dönem iktidar hedefi içeren ekonomik vaatlere gelince salondaki tansiyonda yaşanan düşüş de bunun kanıtı gibiydi.
Bahçeli zaman zaman HDP’ye de sert sözler etti, ama CHP için tek eleştirel ifadesi, “AKP taklitçisi” şeklinde oldu.
Dünkü toplantıyı izlerken şöyle bir merakım oluştu.
İki büyük muhalefet partisinden CHP, meydanlarda Erdoğan’ı hiç muhatap almıyor, polemiğe girmiyor, ‘Erdoğan konuştukça AKP kaybediyor’ demeye getiriyor, vaatlerini anlatmayı öne çekiyor.
MHP ise tam aksi yolda ilerliyor, ‘varsa yoksa Erdoğan’a eleştiri’ diyor.
Bakalım hangisi ne kadar prim yapacak...