Kılıçdaroğlu dışarıya İnce içeriye mesaj verdi

Ama iki adayın birbirlerine yakın durup saygı göstermeleri, kürsüye iniş-çıkışlarda ayağa kalkarak tokalaşmaları, sonuç ilan edildiğinde delegeye birlikte teşekkür etmelerindeki sebep ise yer darlığı değil, demokrasi kültürüne katkıydı.
Kürsüde ise İnce’nin, sol terminolojiye dayalı ve heyecan yüklü, Nazım Hikmet’ten Hasan Hüseyin’e, Ahmet Arif’ten Pir Sultan’a şiirlerle desteklediği konuşmasında yoğun parti içi eleştiriler vardı.
İnce, 75 dakikalık konuşmasının 40 dakikasını bu eleştirilerle doldurdu, iyi de alkış aldı.

Ancak o dakikadan sonra salonda egemen olan Kılıçdaroğlu destekçisi CHP’liler sessizliklerini bozup, sloganlarla karşılık vermeye başladı.
İnce, grubun sloganlarına katıldığını belirten ifadeler kullanıp, Divan Başkanı Engin Altay da müdahale edince normale dönüldü.
Kılıçdaroğlu ise konuşmasının neredeyse tamamında CHP içine değil, Türkiye’ye yönelik mesajlar verdi, disiplinle ilgili vurguları aralara serpiştirdi.

ADINI ANMADI
Sanırım genel başkan olmasından bu yana Kılıçdaroğlu, ilk kez bir siyasi nutkunda Recep Tayyip Erdoğan adını hiç anmadı.
Oysa rakibi İnce, sık sık Erdoğan adını anarak sert eleştiriler yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun, daha ilk cümlesinden itibaren savunma konumu alması da dikkat çekti.
“CHP sağa kaydı” eleştirileri üzerinden başlattığı bu savunmayı Türkiye’ye yönelik mesajlarla doldururarak kamufle etmeye çalıştı.
“Aynı konuşmasında bu kadar çok iş, aş, üretim, işsizlik, yoksulluk, zenginlik, refah, teknoloji gibi ekonomik sözcükleri de lik kez kullandı” dense yeridir. Sol anlayışını da bu sözcükler üzerinden açıklama yoluna gitti.
Sonuçta, sandık açıldı ve İnce, oldukça iyi bir sonuç aldı.
Tabii ki kazanan Kılıçdaroğlu; ama delegeden çok ciddi şu uyarıyı aldı: “Seni seçtik; ama artık ilerisi yok. Parti Meclisi’nden başlayarak değişim ve yenileşmeyi sağla.”