Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Kapkaç da askerlik anısı gibi oldu

MUĞLA mitingi nedeniyle İzmir’e birlikte gittiğimiz DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’la, güncel siyasi gelişmelerle güvenlik konularını konuştuk.

Ağar, kapkaç olaylarının yaygınlığı üzerine, ‘Artık her İstanbullu askerlik hatırası gibi nasıl soyulduğunu anlatıyor’ benzetmesi yaptı. Akşam yemeğinde de iki konuktan kapkaç hikayeleri dinleyince Ağar, gülerek bize dönüp, ‘Boşuna askerlik hatırası gibi demiyorum’ dedi.

Sabah da kapkaççıların kurbanı İclal Ülker’in ölüm haberini okuduk.

Bu tablo, eski bir emniyetçi olması nedeniyle her yerde; mitingde, vatandaşla sohbetinde, partililerin takdiminde Ağar’ın karşısına çıkıyor.

HASTALIĞININ GEÇTİĞİ AN

Gribe yakalanmış olan Ağar’ın, İzmir-Muğla arasında her ilçede yolu onlarca araçlık konvoylarla kesildi.

‘Yollardan insan fışkırıyor. Bu durumda hastalık mı kalır; geçti gitti’ diyerek ilginin hastalığını bile unutturduğunu ortaya koydu.

Meydandaki kalabalıktan memnun kalıp, ceketini çıkararak konuşması da bu sözlerinin kanıtı gibiydi.

Ağar, ceketini çıkarır çıkarmaz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi.

En çok da Erdoğan’a yönelik şu sözleri üzerine alkış topladı:

‘Sayın Başbakan; bütün vaktinizi kapalı kapılar ardında, sonu belli ihalelerin ön çalışmasıyla geçirdiğinizden köylünün halini, belediyelerinizin kasalarından fışkıran hamiline çekleri nereden bilesiniz?’, ‘İş bitirici Başbakan’, ‘Peşkeş ihaleler, karanlık lobiler’, ‘Türkiye’de efe, Brüksel’de kuzu’, ‘Kabadayı’.

Bizimle sohbetinde de Ağar’ın hedefinde Başbakan Erdoğan vardı.

Ağar, Erdoğan’ın, ‘Yabancı sermaye düşmanları’ eleştirisine çok tepkili.

‘Allah aşkına, bize bunu söyleyene bakın. Ömrünü yabancı sermayeye karşı olmakla geçirmiş biri’ sözleriyle bunu ortaya koydu.

ULU CAMİ İLE KULÜPTEN ÇIKAN ADAM

Erdoğan
’ın, ‘Yatırıma gelenin elini öperim’ sözlerini, ‘Başbakan’ın dilinin bir seviyesi olmalı’ diye eleştiren Ağar, devam etti:

‘Biz, sessiz sedasız ihale tezgáhlanmasına karşıyız. Daha yeni duyduk, Park Otel’i de Ofer’e vermişler. Ne zaman, nasıl verdin Allah aşkına? İstanbul’a kuleler dikiyorlar. Maketleri hazır. Hangi arada yaptınız onları?’

Erdoğan’
ın, hevesi ve bilgisi olmadığı için krizleri yönetemediğini savunan Ağar, şu ilginç saptamayı yapmaktan geri durmadı:

‘Vali ve emniyet müdürü olarak rahmetli Turgut Özal’la da, Süleyman Demirel’le de çalıştım. Bir olay olduğunda doğrudan bizi arar, bilgi alırlardı. Böylece konunun üzerinde olduklarını, bizlere destek verdiklerini gösterirlerdi. Sayın Başbakanın, bırakın güvenlik, hangi konuya doğrudan ilgisi var? Başbakanlık sadece yabancı sermayenin elini öpmek değildir.’

Erdoğan’
ın bir tek türban konusunu şahsi sorunu haline getirdiğini; ama onu da çözemediğini söyleyen Ağar, ‘Çözemez; çünkü devletimizin, toplumumuzun değerlerinin tümünü kucaklamıyor’ dedi.

Bu sorunu DYP’nin çözeceğini de ileri süren Ağar’ın gerekçesi ise ilginç:

‘Çünkü; DYP, sabaha karşı Erzurum’da Ulu Cami’den namazdan çıkan adamla, İstanbul’da gece kulübünden çıkan adamı buluşturan bir parti. Çözüm de Fransa’daki gibi türbanı lisede değil, ama üniversitede serbest bırakmaktır.’

Ağar, Erdoğan’
ı, ‘Artık bu şarkı bitti; yolun sonuna geldin. 2006 seçim yılı olacak. Bu bizim birinci hedefimiz’ diye uyarmayı da ihmal etmedi.
Yazarın Tüm Yazıları