Paylaş
Dileğim pazartesi sabahı, insani değerlerdeki erozyonu kim yok edecekse onun kazanacağı bir Türkiye’ye uyanmaktır.
Bu dileğin ardından Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Adana, Mersin ve Hatay’da yaptığı üç günlük gezinin izlenimlerini aktarmaya çalışayım.
Umutların ilk günlere oranla daha yüksek olduğunu; CHP ile MHP arasında, milletvekili/örgüt bazlı ciddi bir ortak çalışma kültürü geliştirildiğini hemen kayda alalım.
Doğrusu, iki parti arasındaki uzlaşmanın tabana da yansıdığını görerek, bunun geleceğe yönelik seyrini dikkatle izlemeyi öneririm.
İSİM YOK ÜÇÜNCÜ ŞAHIS VAR
Hâlâ organizasyon eksiklikleri yaşanıyor, ama bunda finansman sorununun başrol oynadığı söylenebilir.
Kampanya koordinatörlerinden Nihal Ağca’nın, CHP ve MHP örgüt yöneticilerinden geldiği anlaşılan onlarca telefonu, “Sayın Başkan, göndereceğimiz bir lira yok, lütfen siz bir şeyler yapınız” diye yanıtlaması bunun bir göstergesi.
Sona yaklaşıldıkça daha çok yerleşim birimi hedefleniyor, ancak toplanan kalabalıkların yol kesmesi gibi nedenlerle uzun gecikmeler yaşanıyor, program gece geç saatlere kadar sarkıyor.
Ama İhsanoğlu, “Özür dileriz, bizi affedin” sözleriyle mutlaka gönül alıyor.
En temel söylemini, ‘toplumun tüm kesimlerini kucaklamak’ üzerine kuran İhsanoğlu, bu anlamda “Ne kızlarımıza ‘sıkmabaşlı’ ne de gençlerimize ‘çapulcu’ dedirtirim” cümlesini sıklıkla kullanıyor.
Eleştirileri ne kadar sert olursa olsun rakibi Tayyip Erdoğan’ın adını, doğrudan anmıyor; üçüncü çoğul şahıslar üzerinden, ‘Yalan söylüyorlar’, ‘İftira atıyorlar’, ‘Küfrediyorlar’, ‘Alay ediyorlar’, ‘Lakap takıyorlar’, ‘İtibarsızlaştırmak istiyorlar’ ifadeleriyle dillendiriyor.
(Başka durumlarda ise ‘Sayın Başbakan’ diye hitap ediyor.)
Bunlara toplu yanıtı ise Hucurat Suresi’nden verdiğini söyleyebiliriz.
Sureden ilgili ayetleri okuyarak, bu ifadelerin müminlere yasak olduğunu, bundan vazgeçmeyenlerin zalim addedildiğini aktarıyor.
Erdoğan’ın eleştirilerinin vardığı boyutu hiç öngörmediği, çok kırıldığı, son günlerde dozun iyice artmasını ise ‘yükselen grafiğine’ bağladığı söylenebilir.
SİSİ İLE DARBE YAPMIŞ
Erdoğan’ın bazı eleştirilerini de “Geçen sene Sisi ile darbe yapmışım, haberiniz var mı?” tarzı ironiler yaparak karşılıyor.
‘Sürekli düşman yaratarak siyaset yapmanın’ tehlikesine de ısrarla dikkat çekip, “Dünyanın hiçbir ülkesinde bunun örneği yok” diyor.
Büyük ilgi gördüğü Samandağ’da, yol boyu otobüse doğru ‘bereket’ için pirinç atılıp, ‘hoş geldin’ için kolonya dökülmesi kampanya süresince, en etkilendiği manzaralardan biri oldu. Doğrusu bu yoğun ilgi, Alevi seçmenin tavrı konusunda da çok önemsendi.
“IŞİD terör örgütü” diye başladığı, Ortadoğu’daki kan gölüne atıf yaptığı konuşmalarında, “O konuda çözüme en çok katkı sağlayacak kişi bu kardeşinizdir” sözünü ihmal etmiyor.
Bu noktada, Suriyeli sığınmacıları da es geçmiyor, “Onların hiçbir kabahati yok. Kabahat onları buralara davet edenlerde. Kendimizi onların yerine koyalım, yardımcı olalım” dediğini de aktaralım.
Son bir nokta; MHP seçmeninde fire falan beklenmiyor, görüntü de o yönde.
Paylaş