Paylaş
Böyle olunca da kadınlarla ilgili karar ve söylem hakkını kendinde gören erkek siyaset, cinsiyetçi bakışını sürdürüyor.
Doğrusu muhalefetin dilinin, yetersiz olsa da önemli ölçüde törpülendiğini görüyoruz; örneğin CHP ve MHP liderlerine “Erkeksen” diye başlayan cümleler dışında pek lafımız yok.
Ancak her kademedeki iktidar sözcülerinin, kullandığı kadına yönelik dilin sorunlu olduğu ise rahatlıkla söylenebilir.
Dünya Kadınlar Günü’nde kaleme aldığım bu yazımda bakan, milletvekili, belediye başkanı ve örgüt yöneticilerini; iktidar destekçi kesimlerin ve bazı ilahiyatçıların akıl almaz bazı sözlerini bir kenara koyarak lider düzeyindeki ‘dili’ anımsatmakla yetineceğim.
Siyasetin bu dilinin değişmesi dileğiyle, tüm kadınlara eşit ve özgür, şiddetten uzak bir gelecek diliyorum.
ERDOĞAN’IN KADIN SÖYLEMİ
Tabii ki ‘dil’ deyince ilk akla gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan olur.
Belediye Başkanlığı dönemindeki, “Makyaj yapan kadın, kaportası bozuk araba gibidir” benzeri sözlerini ‘gömlek değiştirme’ öncesine ait diyerek geçelim, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak kullandığı dilden şöyle bir özet yapalım:
“Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem.” (Ankara’da polis panzerinin üstüne çıkan bir kadın gösterici için.)
“Kadına şiddet abartılıyor”, “Ben zaten kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum”, “Çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi, bir erkek ile eşit konuma getiremezsiniz.” (Kadın dernekleri ile yaptığı toplantıda.)
“Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist”, “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.” (Kürtaj tartışmaları üzerine.)
“Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya varır.” (Münevver Karabulut cinayeti üzerine.)
Şu üç alıntı da Gezi protestoları nedeniyle Teke Tek programından:
“Biz bu ülkenin başbakanıyız. Bana o el-kol hareketlerini yapamazsın. Hele bir bayan olarak yapamazsın.”
“Bir anne-baba kızının, affedersin birinin kucağına oturmasını ister mi?”
“Birisiyle bir bankta oturursun, sohbet edersin, Tayyip Erdoğan olarak ben bunu saygıyla karşılamam.”
“Ben Dolmabahçe’de ofisimin önünde, Kadıköy’den gelenlerin kıyafetini görüyorum. Ama saygı gösteriyorum.”
HAYAL KIRIKLIĞI
“Gazeteci kılıklı bir militan çıkmış, edepsiz bir kadın.” (Miting meydanları.)
“Evlilik olayını geri atmayın. Nasibinizi bulunca kararınızı veriniz. Çok seçici de olmayın. O zaman gülistandan boş çıkarsınız” (Genç kadınlara hitaben.)
“Ne demek, diyor kadın emanetmiş, bu hakarettir, diyor. Ya senin bizim dinimizle medeniyetimizle ilgin yok ki.” (Muhtarlara hitap.)
“Onlar, ‘inadına mini etek, dekolte’ desinler, biz inançlı nesiller yetiştireceğiz.” (TÜRGEV’deki konuşma.)
Bu alanda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın şu sözleri de unutulamaz:
“Kadın iffetli olacak. Mahrem, namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacak.”
“Kocasını bırakıp tatile giden, direği gördüğünde dayanamayıp çıkanlar.”
Peki ya tüm bu sözler edilirken, AKP ve muhafazakâr dünyanın kadınlarından tek eleştirinin yükselmemesi tam bir hayal kırıklığı sayılmaz mı?
Paylaş