Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Çiçek ile Babacan’ın hukuk vurguları

CHARLİE Hebdo’ya, dolayısıyla medyaya ve düşünce özgürlüğüne yapılan saldırı, yaşanan katliam bütün dünya için bir hesaplaşma zemini yaratmalı.

Haberin Devamı

En azından, Amin Maalouf’un “Çivisi Çıkmış Dünya” kitabında cesaretle dile getirdiği eleştiriler üzerinde Batı dünyası da Türkiye de epey düşünmeli.
Kitaptaki temel vurgu şöyle özetlenebilir:
“Batılı güçler, müdahale ettiği ülkelerde kendilerindeki gibi demokrasi, özgürlük, insan hakları, hukuk uygulamak yerine, oradaki kötü örnekleri daha vahşi şekliyle sürdürüyorlar.”
Maalouf
o nedenle, bu ülkelerdeki insanların, yıkılan diktatörlüklerle yeni rejimler arasındaki farkı yaşamadığını, bunun da radikalizmi beslediğini anlatmaya çalıştı.



ARAP DÜNYASINI YANLIŞ OKUMAK

Konuya Türkiye açısından bakıldığında ise işe, yanlışları görerek başlamalı.
Türkiye’nin, özellikle de Ortadoğu ülkelerindeki gelişmelerde, Batılı güçlerin müdahalesi yönünde tutum alması, hatta Suriye örneğindeki gibi, ısrarla teşvik etmesinin sonuçları artık açık ve net ortada.
Uzatmaya gerek yok; Irak, Suriye, Mısır, Libya’da gelinen nokta ile dış müdahale yapılmayan Cezayir ve Tunus’ta yaşananları anımsamak yeterlidir. AKP eliyle yapılan bir önemli yanlış da Arap dünyasını yanlış okumak oldu.
İktidar, bu ülkelerde oluşan Türkiye hayranlığını, Türk dizilerine ilgiyi, Tayyip Erdoğan ve AKP’ye yönelik hayranlık/sevgi diye anladı.
Oysa o ülke insanları, Türkiye’nin kör-topal da olsa demokrasisine, özgürlüklerine, serbest seçimlerine, hukuk devleti olmasına, en önemlisi de özgür yaşam tarzına özlem duyuyorlardı.
Kendi ülkelerinin bu alanlarda Türkiye’ye yaklaşmasını beklerken, Türkiye’nin o rejimlere doğru savrulduğunu görünce de sevgilerini bitirdiler. Şimdi ne acı ki Türk vatandaşları Irak’ta, Suriye’de, Körfez’de, Mısır’da, Libya’da, Sudan’da, hatta İran’da ‘istenmeyen’ konumunda. Aynı bakış çok yazık ki tüm Batı dünyasında da geçerli.
Aslında iktidar da bunu çok iyi gördüğünden Türkiye’nin yeni konumunu, ‘Değerli yalnızlık’ diye ifade etmeye başladı.

Haberin Devamı



KONUŞUN CEMİL BEY KONUŞUN

Oysa başkalarının sözlerine de gerek yok; iktidar, kendi içindeki bazı sesleri dikkate alsa gidilen yolun yanlışlığını görecektir. Özellikle de İslam dünyasına model olmak istiyorsa Türkiye’nin, demokrasi ve hukuk devleti dışında gideceği bir yolu yoktur. Ancak o yoldan çok uzaklara yönelindiği ise ortada.
Yoksa iktidarın değişmez bakanı Ali Babacan, ‘Büyükelçiler Konferansı’nın kapalı bölümünde, “Batı basınında çıkan eleştirilerden bunaldıklarını” ifade eden bazı elçilere, özetleyeceğim şu yanıtı verir miydi?
“Ama hep de haksız değiller. Biz de yeterince malzeme veriyoruz. Hukuk devleti konusunda sıkıntılarımız olduğunu görmeliyiz. Hukuk devleti, insan hakları, şeffaflık konularında istenen noktaya gelinmeyince hem eleştiri alıyor hem de girdiğimiz orta gelir tuzağından çıkamıyoruz.”
Sadece Babacan değil ki, AKP’nin hep güçlü isimlerinden biri olan TBMM Başkanı Cemil Çiçek de mesajını şu ironiyle aktarıyor:
“Adalet ve hukuk dendiğinde... Adaletin binalarını, yani saraylarını çok iyi duruma getirdik; ancak hukuk derseniz, o konuda en iyisi konuşmayayım.”
Yok yok Cemil Bey, böyle gitmemesi için daha çok konuşun; hem de açık toplantılarda; çünkü emin olun, gelecek nesiller en çok siz iktidardakileri sorgulayacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları