Paylaş
Parti yönetiminin şu ana kadar verdiği izlenim, en azından bir başarısızlık görülmediği yönünde, çünkü yönetime göre, CHP oyları 2009 yerel seçimine oranla 5, 2011 genel seçimine oranla da 3 puanlık bir ilerleme göstermiş.
Bu tahlil ne kadar inandırıcı olur bilinmez, ancak CHP için sonucun başarı sayılmaması gerektiği ortada.
CHP, ortamın uygun olmasına rağmen neden yüzde 30 eşiğini aşamadığı üzerinde derin tahliller yapmak, çok gecikmiş olunsa dahi hataların bir kez daha yinelenmemesi için acil önlem almak durumunda.
EKONOMİDE GÜVEN VEREMEMEK
Seçim ortaya koydu ki, CHP açısından ilk ve en büyük sorun/eksik şu:
Halk, olası bir iktidar değişikliği halinde CHP’ye, cebiyle ilgili kaygıları giderecek bir kadro ve söyleme sahip olmadığı gerekçesiyle güven duymuyor.
Oysa halk, ekonomiyle ilgili en küçük istikrarsızlığı yaşamak istemiyor.
CHP’nin bu alandaki eksiğini hemen gidermesinin ötesinde bir çıkışı olamaz.
Çare bulmak veya bu algıyı değiştirmek de öncelikle Kılıçdaroğlu’nun görevi.
Ekonominin ardından CHP’nin hizmet aşkı üzerinde de durması gerek.
Böylece, “CHP ne yapsa da seçmen oy vermez” tezi yıkılabilir.
Bunun ilk yolu CHP’nin, yönetimde olduğu belediyelerde fark yaratması, hizmetini alkışlatmasıdır, CHP bu alanda çok iyi örneklere sahip.
Tabii, aksi örnekler de var ve CHP, 30 bandını aşamadıysa bu örneklerin özel payını mutlaka görüp sorgulamalı, özellikle de kaybedilen büyükşehirleri.
CHP, bu iyi örneklerini Türkiye çapında yaygınlaştırırsa ileriye dönük büyük umut yakalama şansına sahip olur.
O yanlış tercihler ayrı bir yazı konusu olabilir, ancak ‘hizmet ve oy’ bağlantısı üzerinden devam edecek olursak (Başka örnekler de belki vardır) ben 4 belediye başkanı üzerinden gitmekle yetineceğim.
HİZMET OYU FIRLATIYOR
Ankara Yenimahalle’de, iktidar, Çayyolu gibi CHP’nin oy deposu bir bölgeyi Çankaya’ya bağlayarak sonuç alma hesapları yaptı, ama buna rağmen CHP’li Fethi Yaşar, 2009’da yüzde 40.8 olan oyunu 50.8’e ulaştırarak yeniden seçildi.
Benzer bir operasyon da İstanbul Sarıyer’de yapıldı; AKP’nin çok oy aldığı bölgeler Şişli’den Sarıyer’e kaydırıldı, ama 2009’da yüzde 37.5 ile seçilen Şükrü Genç, bu kez yüzde 51’i aşmayı başardı.
Özlem Çerçioğlu da 2009 seçiminde Aydın merkezde yüzde 26 ile seçilmişti, bu kez aynı seçim çevresinde yüzde 55’i yakaladı.
Burada bir parantez açıp Aydın’da seçimle ilgili iki ilginç bilgi aktarayım.
Aydın’da büyükşehir sonuçlarına hiç itiraz olmadığı halde, Ankara’nın aksine, Çerçioğlu’na mazbatası hâlâ verilmedi.
Daha ilginci, Çeriçoğlu’nun oy kullandığı sandıkta, kendisine 185 oy çıkarken Meclis üyeliklerinde CHP ‘0’ çekti! Oysa en azından kendisinin, eşinin ve oğlunun oyu vardı. Hemen itiraz etti, meğer 146 oyun tamamı HDP’ye yazılmıştı.
Dördüncü örneğimiz belki de en önemlisi, Eskişehir.
Eskişehir’de büyükşehir sınırlarında AKP, 2011 genel seçiminde yüzde 44 ile CHP’ye 9 puan fark attı, ancak Yılmaz Büyükerşen, bu seçimde hem o farkı yok etti, hem de tam 6 puan öne geçti.
Daha devam ederiz, ama CHP’nin ilk iki önceliği ekonomi ve hizmet olmalıdır.
Paylaş