Paylaş
Sadece ‘occupyCHP’ hareketi dahi bunun küçük bir kanıtıdır.
Görünen o ki bu hareket gençler tarafından oluşturulmuş.
Bugün CHP’yi birileri işgal edecekse buna en çok hakkı olanlar gençler ve kadınlardır; çünkü Tüzük’teki kota hükmüne ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Kadın ve gençler listelerdeki önceliklerimiz olacak” yönündeki sayısız sözüne rağmen ne başkanlıklarda ne de belediye meclislerinde bunu görebildik.
Bilmeli ki CHP, kadın ve genç temsilini yükseltmedikçe ilerleyemeyecek.
Sadece Beşiktaş örneğini vererek ‘Başka söze gerek mi var’ diyeceğim.
CHP’nin yüzde 70 oy aldığı Beşiktaş Belediye Meclisi’nde, kadınlar ilk 10’da yoktu; liste başında eski bir bakan, takibinde ise eski bakan ve başkan çocukları (Herhalde gençleri onlar temsil etti!) vardı.
Son 6 sıradaki isimlerin tamamının kadın olması da ayrı bir ironi.
GÜÇSÜZ, ÖRGÜTSÜZ MİLYONLAR
Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nun iki yardımcısını kadın seçmesini iyi bir örnek diye görmekle beraber, bütün bölgelerde tablonun Beşiktaş’tan pek farklı olmadığını görmeli.
CHP’nin kitlelerle bağı konusunda başka ciddi sorunları da var.
Kürtler ve mütedeyyin/muhafazakâr kitleler en başta geliyor ve CHP’nin, bu kesimlerden bir süre daha oy alamayacağı anlaşılıyor.
Buna rağmen CHP, bu iki kesime de “Hak ve özgürlükleriniz ileriye gidecek, bir milim geriye kıpırdamayacak” güvencesi vermeyi sürdürmeli.
CHP, bu kesimlerle ilişkisini başka bir yoldan, sınıfsal temelden kurabilmeli.
‘Sol/sosyal demokrat’ iddiasına rağmen CHP, toplumun alt ve orta gelir gruplarının, güçlü mesleki örgütlere kavuşmasına öncülük edemiyor, destek veremiyor, onlarla iç içe geçemiyor.
Bugün Türkiye’de, hizmet sektöründen fabrikalara, bürolara kadar 25 milyona yakın mavi yakalı var, milyonlarca da beyaz yakalı.
Örgütlü olmaları halinde Türkiye’yi sarsacak bu dev toplulukların artık ‘güçsüz, örgütsüz, savunmasız bireyler’ haline dönüştürüldüğüne şüphe yok.
O nedenle ki; örneğin Türkiye iş kazalarında Avrupa şampiyonu olmuşken, her gün elverişsiz araçlarla taşındıkları için yollarda katledilen onlarca işçi haberi alınırken ‘yeter artık be’ diyen gür bir örgüt sesi yükselemiyor.
CHP FABRİKALARDA YOK
Peki, Türkiye’nin her köşesindeki başka olaylarda görmeye alıştığımız CHP milletvekillerini, bu kaza noktalarında neden görmeyiz?
Çok çarpıcı, çok taze bir başka örnek vereyim.
Cuma günü, Hadımköy’de bir fabrikada 2 aydır grev yapan 600 işçi, polis şiddeti ile karşı karşıya kaldı; haklılar veya değiller ayrı bir konu; ama araştırdım, işçilerin bir kısmı tüm gün sığındıkları çatıda direniş sürdürdüğü halde gün boyu oraya giden tek bir CHP milletvekili olmamış.
CHP’nin sendikacı milletvekillerinin dahi o fabrikaya gitmemesini hangi gerekçe haklı kılar bilemiyorum; ama bu durum, belki de CHP’nin bir başka eksiğini gözler önüne seriyor.
CHP Genel Merkezi bu konularda hiçbir organizasyon yeteneği gösteremiyor.
O zaman olması gereken CHP’de, organize bir sol kanadın yapılanmasıdır.
Çünkü, şemsiye özelliğini koruyarak, CHP’de kanatlar temelinde bir yapılanma gerçekleşirse, hem rekabetin önü açılır, hem farklı kesimlerin temsili sağlanır, hem de farklı ses ve görüşler anlayışla karşılanır.
Paylaş