Paylaş
Özelliklede Kemal Kılıçdaroğlu’nun planlananın dışında bir konuşma yapması, 2015 seçimlerine yönelik startın verilmesini engelledi.
Tabii bu durum mesajların da epey eksik kalması sonucunu doğurdu.
Şimdi ileriye bakılacak olursa, ilk şans, CHP Parti Meclisi’nin (PM) öncekilerle kıyaslandığında çok daha iyi kadrolarla bezenmiş görünmesidir.
Eğer bu kadrolar arasından iyi de bir MYK çıkarsa, CHP bundan sonra beklenen mesajlarını art arda kamuoyuyla paylaşma başarısını gösterebilir.
YÜZDE 30’U HOŞ TUTUP YÜZDE 70’E SESLENMEK
Pazartesi günkü yazımda da belirttiğim, CHP hızlı hareket ederse önümüzdeki 10 ayı layıkıyla kullanır, sesini ve projelerini duyurmak için yeterli zaman bulur. Bunun için yapılması gereken birkaç iş var, öncelikle PM’nin hemen toplanıp MYK’yı onaylaması, ardından da bazı büyük illeri de kapsayacağını öğrendiğim örgüt operasyonunun kısa zamanda sonuçlandırılması gibi. Yeni MYK, ilk aylarda bırakacağı izlenimle CHP kitlesinin moral düzeyini de etkileyecek.
Anladığım, bu amaçla, yüzde 30’luk seçmen kitlesini hoş tutacak ama yüzde 70’e de hitap edecek söylemler dillendirilecek, başta ekonomi, eğitim, dış politika, Kürt sorunu gibi konularda iktidarın zayıf yanlarından yararlanılacak. Çünkü, 13 yılın ardından hayati birçok alanda ‘restorasyon’ gerektiğini söyleyen bir iktidar karşısında doğru söylemlerle güçlü bir sonuç elde etmenin mümkün olduğuna her günden daha çok inanılıyor.
Görmek gerekir ki, iktidar geldiği noktada ileriye bakmaktan çok, en erkeni bir yıl olmak üzere geçmişin örneklerinden hareket etmeyi yeğliyor, hamasi söylemlerle özlemlerinin geçmişe yönelik olduğunu gösterip duruyor.
Doğu’nun kendisi dahi Batı değerlerine yönelirken iktidarın aksini yapması, modernliğe direniş mümkün olmadığı için en çok da kendi seçmen kitlesinde olumsuz algı yaratacaktır, CHP de bundan yararlanabilir.
AB FARKI ÇOK İŞ YAPAR
Bu nedenle CHP kurultayında örneğin, AB’nin gündem olmaması şaşırtıcıdır.
Genç kitlelerin iktidardan uzaklaşma işaretleri verdiği bir dönemde eğitimde yaşananların, gençlerin meslek alanlarının kendilerinin ve ailelerinin dışında doğrudan devletin tercihi ile belirlenir olması da böyle.
AB kriterleri her alanda geçerli kılınsın diye savaşan bir CHP, en çok da gençlere hitap eder, demokrasiden uzaklaşan iktidar karşısında oradan güç sağlar.
Bu çerçevede, PM yolu açılması halinde, eğer dış politikada sorumluluk emekli büyükelçi Murat Özçelik’e verilecekse, kendisinin uzmanlık alanları olan Kürt sorunu ve Ortadoğu ile sınırlı kalmaması şart.
Aksine, AB konusunda daha fazla ön almayı zorunlu görmeli, çünkü önümüzdeki süreçte CHP, AKP ile en büyük farkını AB konusunda yaratabilir.
NOT 1: PM listesinin 1. yedeğinde kalan Özçelik’in MYK üyeliğinin yolu aranıyor. En şık ve yeni öneri, “Muharrem İnce’den boşalan yere bir PM üyesinin kaydırılması daha şık yöntem olur” diyenlerin.
NOT 2: CHP delegesi, PM seçimiyle eski ‘güçlü ağabeyleri’ önemli ölçüde dışladığını gösterdi. O ‘ağabeyler’, bu sonuç üzerinde düşünmeli, genç kadrolara destek ve yardımcı olmalı. Muharrem İnce de muhalefet liderliğini sürdürecekse, o ‘ağabeyler’ ile nereye kadar gidilebileceğini düşünmeli.
Paylaş