Paylaş
Bir türlü denk düşmediği için Şahin üzerindeki tartışmalardan uzak kaldım.
Çünkü her seferinde “Nasılsa yeni bir pot gelir” dedim ve sonuncusunu Uludere’de bombalanan vatandaşlarla ilgili kırarak tepe yaptı.
Şahin’in böylesi konuşmalarının ardında ne olabilir, sorusuna yanıt verebilir diye bugün sizi 6-7 sene önceye götürmek istiyorum.
Aktaracağım bilgiler nedeniyle, Şahin’in İçişleri Bakanlığı gibi önemli bir makama atanmasını doğrusu çok şaşırtıcı bulmuştum.
Eminim demokratik her ülkede bu tarz ilişki çok tartışılır, konuşulurdu.
İLGİNÇ BİR KİŞİ İLGİNÇ BİR BÜRO
Çoğumuz unutmuş olabiliriz; 2005’ten sonra Enerji Bakanlığı’nda biri “Beyaz Enerji” diğeri “Mavi Hat” adlarıyla iki operasyon yapıldı.
Operasyonların ana sanığı, BOTAŞ’ın eski bir güvenlik görevlisiydi.
İlginç bir şahsiyetti; BOTAŞ’tan ayrıldıktan sonra ihaleleri takibe alıp işadamları arasında ihale dağıtmaya giriştiği iddiasıyla iki kez tutuklandı.
Arkadaşlarının, “Beş kazanıyorsa dördünü dostları ile yiyen içen cömert biri” diye tanımladığı, dosyadaki tapelere baktığımda bol küfür ve hakaretle konuşan biri izlenimi bırakan bu kişinin, Uğur Mumcu Caddesi 32/4 adresinde bir bürosu vardı ve orada ‘ağır konuklar’ hiç eksik olmazdı.
Siyasetçilerin, bürokratların, işadamlarının akın akın gittiği o büroda fıtık tedavisi yapan uzman masözler bulunur, özel yemekler yenir, iftar-sahur yapılır, türküler-şarkılar söylenir, gece yarılarına dek okeyler oynanırdı.
Konukların bazılarını o günlerde yazdım, çizdim; ama bugün sadece, ‘o yakın arkadaşı’ olan kişiyle okey masası da kuran Şahin’i anımsatacağım.
İdris Bey, bürosuna gece geç saatlerde dahi gitmekten çekinmediği bu arkadaşıyla samimi olduğu için epey telefon görüşmesi de yapıyordu.
O nedenle ki; hakkında fezleke düzenlenmese dahi, “Beyaz Enerji” iddianamesinde bürokratları etkilemekle itham edildi, bu amaçla o kişiyle yaptığı telefon görüşmelerinin tapeleri dava dosyasında yer aldı.
CEZAEVİNE DÜŞSE DE ARKASINDA DURDU
O günün AKP Genel Sekreteri Şahin’in, bürokrat atamalarında önemli rol oynadığı yönünde epey haber çıktığını da bir kenara yazalım.
Doğrusu, çok sayıdaki önemli işadamı ve bürokrat kadar başta Şahin, AKP’li önemli siyasilerin böylesi kişiliklerle arkadaşlığını pek anlayamadım.
Benim gibi düşünmeyen Şahin ise bazı bürokratlarla birlikte o arkadaşıyla epey okey oynadılar; önemli markalardan azımsanmayacak sayıda kıyafetler kazanıp kaybettiler, bir kaç ünlü mağazayı oldukça sevindirdiler.
Buraya kadar her şeyi normal karşılamak mümkün; ama bir de sonrası var.
O kişi cezaevine girdikten sonra Şahin ile TBMM koridorlarında ‘ilk ve son kez’ olan bir kısa görüşme yaptım.
Yazılarımdan dolayı sitemkardı, arkadaşını da sonuna kadar savundu, “İyi arkadaşım. Cezaevine girdi diye niye bağımı keseyim” dedi.
Bu sözlerine, arkadaşlığa sahip çıkmasına takdir duygusu ile bakılabilir; ama bu sözlerden sonra da o kişi, yine huyundan vazgeçmedi, yine cezaevine girdi.
Demem o ki; kamu ihalelerine fesat karıştırdığı iddia edilen, kaba konuştuğu anlaşılan bazı arkadaşları olabilen bir Şahin’i, bazen ‘okey masası muhabbetinde konuşuyor’ diye dinlemek, yanlış anlaşılmasını önleyebilir!
Tabii, bakanlık okey masası üslubu ile yönetilmez diyorsanız ayrı.
NOT: Deniz Baykal’ın, hem de ilinin kongresinde yuhalanması hiç hoş değil; ama seçimi kaybetmesi çok önemli. “CHP, Baykal dönemini reddi miras etmeli” diye yazmıştım ya acaba bu iş, Antalya’dan ve böyle mi başladı?
Paylaş