Paylaş
“DP de ne ki?” dense de orada umutlu, hummalı bir çalışma olduğu bilinsin.
Çoğumuz inanmasa da DP yönetimine göre, AKP, ilk seçimde ANAP’ın uğradığından daha büyük bir yenilgiyle karşı karşıya kalacak.
O nedenle DP, çok deneyimli siyasiler yönetimindeki uzman kadroların hazırladığı Türkiye’nin sorunlarını çözme raporlarını yakında açıklayacak.
Eşzamanlı, TBMM’de de atağa kalkılacak ve geçen dönemin Anavatan modeli olan, “İlla grubumuz olsun” yerine, “çok uyumlu ve etkili çalışacak bir kadro” oluşturulacak. (8-10 milletvekili sürpriz olmayabilir.)
REFERANDUMDA ZAMAN SIKINTISI
Anayasa değişikliğine dönecek olursak, CHP ve MHP liderlerinin açıklamaları işi iktidar için netleştirdi gibi; yani tek başına devam.
MHP lideri Bahçeli’nin azıcık umut veren sözleri de tabloyu değiştirmiyor.
Yine de çalışmada rol almaları beklenen Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, “Hiçbir mesaj karşılıksız kalmaz. Muhalefet bir adım atsın misliyle karşılık veririz” dediklerini belirteyim.
Son kararı Başbakan Tayyip Erdoğan verecek; ama anladığım AKP, 367’yi aşamama riskini üstlenip geri dönüş yapmadan yola çıkacak. Sanki çok beklemeyeceğiz; Erdoğan, Arabistan’dan dönünce bir toplantı yapılacak, o toplantıda 6 ayrı ekip tarafından hazırlanan, çoğu da aynı maddelerle ilgili anayasa paketleri masaya konup teke indirilecek.
En önemli madde parti kapatmaların önüne geçmek olacak.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile Venedik kriterleri esas alınsa dahi, Kürt sorunu nedeniyle, Türkiye’de parti kapatmanın önüne geçmek mümkün görülmediğinden daha keskin bir formül aranacak.
Kapatma davasının Meclis onayına bağlanması en etkili yol gibi.
Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmek bu yönde de bir adım olacak. Tabi içerik gibi referandum tarihinde de son söz Erdoğan’ın.
Haziran sanki daha uygun dönem gibi; çünkü en geç gelecek mayısta seçim olacağına göre, 6-7 ay önce bir referandum stresi ilke için fazla gelir.
Ama, seçim 2010 Kasım’ında yapılacaksa o zaman iki sandık yan yana olur.
ŞU BİTMEZ DOKUNULMAZLIK HİKÂYESİ
Bu iş referandumsuz olmaz mı, CHP desteği sağlanmaz mı?
Mümkün görünmüyor; işte en basiti Deniz Baykal yine “dokunulmazlık” dedi.
Dokunulmazlık dendiğinde AKP hemen derin bir savunmaya giriyor.
“Bazı bürokratların dokunulmazlığı daha fazla. Milletvekilinin düşünce açıklaması dahi sınırlı, kürsüden söylediğini dışarıda söyleyemez” deniyor.
Ancak düşünce açıklama konusundaki sıkıntının kaynağı, “Yasalar değil, savcıların özgürlükçü yorumdan uzak tutumu” diyen de iktidar.
TBMM’deki dokunulmazlık dosyalarının önemli bölümü hava karardıktan sonra yapılan seçim konuşmaları üzerine; ama nedense gece seçim propagandasına olanak sağlayan bir düzenleme yapılmadı bir türlü.
Milletvekili-trafik polisi atışma dosyaları da epey kabarık.
Malum polis, hâkim ve savcıya doğrudan ceza kesemiyor, tespit tutanağını bağlı olunan yargı kurumuna yollamakla yetiniyor.
Peki aynı şey, yani tespit tutanağının TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi yoluna gidilerek milletvekili-polis tartışmasına son verilmiyor?
Geriye kalan yolsuzluk, dolandırıcılık, adi suç... Dokunulsun ne var?
Paylaş