Yüz yıkama vergisi azalacak mı

BİR süre önce, yüzümüzü yıkarken kullandığımız su nedeniyle; KDV, atık su bedeli ve çevre temizlik vergisi olarak, üç ayrı vergi ödediğimizi yazmıştık.

Gerçi, atık su bedelinin adı vergi değil ama o da vergi benzeri bir olay...

Konunun bir başka ilginç yönü de şuydu; temizlik için kullandığımız ya da susuzluğumuzu gidermek amacıyla içtiğimiz suyun KDV'si de, viskinin KDV'si de aynıydı... Yani her ikisinden de yüzde 18 KDV alınıyordu.

İki ay kadar önce, halk arasında ‘‘çöp vergisi’’ olarak adlandırılan Çevre Temizlik Vergisi de, su bedeline dahil edilince, suya giren çöp vergisinden de, KDV alınmaya başlanıldı. Böylece, sudaki vergi 3 + 1 oldu!..

SU VERGİSİ TBMM'DE

Birkaç gün önce, Tüketici Dernekleri Federasyonu
, suya uygulanan yüzde 18 oranındaki yüksek KDV'ye ilişkin şikayetlerini, Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer'e ilettiler. Dernek yetkilileri, suyun yüzde 18'lik KDV'sinin indirilmesi konusunda, Cumhurbaşkanı'nın da desteğini istediler. Cumhurbaşkanı'na verilen raporda, halkın temel ihtiyaçlarından olan elektrik, telefon ve doğalgaz gibi kamusal hizmetlerden alınan KDV'nin düşürülmesi gerektiği de belirtildi.

Önceki gün de, DYP Iğdır Milletvekili Dursun Aydemir, konuyu bir soru önergesi ile TBMM gündemine getirdi. Soru önergesinde, sudan yüksek KDV alınmasının, sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmadığı belirtilerek, bu oranın yüzde 1'e indirilmesi düşüncesinin olup olmadığının açıklanması istenildi.

Bakalım, Sayın Başbakan'ın bu konudaki yaklaşımı nasıl olacak? İzleyip göreceğiz.

DİĞERLERİ NE OLACAK?

KDV oranları konusuna hazır el atmışken, daha önce ayrıntılı olarak yazdığımız, diğer komik oranların da gözden geçirilmesinde yarar var. Örneğin;

Havyarın KDV'si de, simitin KDV'si yüzde 18. Açlığı bastırmak için alınan simit ile havyarın aynı sınıflamaya tutulup, lüks gıda maddesi sayılması doğru değil.

Beş yıldızlı süper lüks otelde yatan kişiden de yüzde 18, morgda yatan ölüden de yüzde 18 KDV alınıyor. Bu da doğru değil.

Lüks bir mağazadan alınan kıyafetin KDV'si de yüzde 18, ölü için alınan kefenin KDV'si de yüzde 18. Burada da, ciddi bir çelişki var.

Liste uzayıp gidiyor... Bu komediye son vermek için yasa gerekmiyor. Bakanlar Kurulu toplanıp, bir karar alacak o kadar...

Eczacıların KDV şaşkınlığı

BUGÜNLERDE, yurdun dört bir yanındaki eczacılardan, ilaç KDV'si konusunda faks ve mailler alıyoruz. İlaçtaki KDV oranı, 1 Mart 2004'den itibaren yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülünce, bu tarihten önce mevcut olan ilaçların alımında ödenen yüzde 18 KDV sorun oldu. Eczacılar, indiremedikleri KDV'nin ne olacağını soruyorlar.

Kısaca açıklayalım.

Ödenen KDV'lerin, indirilememesi halinde, indirilemeyen verginin Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek sınırı aşan kısmı, vergi ve SSK borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlara mahsup edilebilecek. Bu şekilde, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin, yıl sonunda iadesi istenebilecek. Ancak bunun için öncelikle, Bakanlar Kurulu'nun 2004 yılı için aylık iade sınırını belirlemesi gerekiyor.

Özetle, KDV oranı yüzde 8'e düşürülen stoktaki ilaçlar nedeniyle yüklenilen yüzde 18 KDV, satışlar nedeniyle hesaplanan KDV'den indirilecek, indirilemeyen KDV ise aylık dönemler halinde, mahsuben iade olarak talep edilebilecek.
Yazarın Tüm Yazıları