NERİMAN Teyze’yi zaman zaman bu köşede okuyorsunuz. Merak ettiği bazı konuları soruyor, biz de açıklıyoruz.
Bayramın ikinci günü, Neriman Teyze’ye gittik.Kahveleri içerken, sözü yine döndürdü dolaştırdı vergi iadesine getirdi.Başladı anlatmaya:
"Önceki gün bakkala gidip, alışveriş yaptım. Parasını ödediğimde, bakkal Kazım Efendi, yine yazar kasa fişi verdi. Dayanamayıp, ’Kazım Efendi, fiş kesme kalktı haberin yok mu?Başbakan açıkladı, artık fiş toplamadan vergi iadesi alacağız’ dediğimde O da; ’Olsun Neriman Teyze, ben yine de kesiyorum.Daha kanunu çıkmamış.Ne olur olmaz’demez mi... Dayanamadım; ’Kazım Efendi, Başbakan TV’de açıkladı.Fiş toplama yok.Artık fiş olmadan vergi iadesi verecekler’ dedim ama o yine de fiş kesiyor."
FİŞ KALKTI MI?
Neriman Teyze’ye, fiş kesmenin kalkmadığını yine fiş almaya devam edeceğini anlatmaya çalıştım ama boşuna... "Öyle olsaydı, Başbakan derdi. Başbakan’ın fiş toplama eziyeti bitti sözünden, ne anlıyorsun?" demez mi!..
Son günlerde, çok kişi böyle söylüyor. Geçenlerde biri de "Fiş kesme yılbaşında kalktı ama bizim bakkalın hálá haberi yok. Bunlar ne biçim esnaf" demez mi!..
BAŞBAKAN AÇIKLAMALI
Şu fiş olayını, Başbakan’ın bir daha açıklamasında yarar var. Vatandaş bu işlerin uzmanı değil. Başbakan’ın en kısa zamanda; "Sevgili vatandaşlarım. Emeklilerin, fiş toplamak suretiyle, vergi iadesi almasına son verdik. Ancak siz yine fiş istemeye devam edin. Edin ki o fişin hem KDV’si hem de kazanç vergisi, devletin kasasına girsin. Siz fiş almazsanız, vergiler satıcının cebine gider" demesinde yarar var.
Başbakan bu açıklamayı yapar mı yapmaz mı bilmiyoruz ama biz kendi çapımızda bir uyarıda bulunalım.
Alış-verişlerde fiş veya fatura alma olayı kalkmadı. Alınmazsa, satıcıya da alıcıya da "özel usulsüzlük cezası" denilen bir ceza kesiliyor. Fiş almazsanız, bakkalı da yakarsınız, kendinizi de... Kaldı ki fiş almak, bir yurttaşlık ödevi... Alın fişi, sonra isterseniz atın çöpe...
Nerede o günler
TEMEL’le Fadime bir gün yine kavgaya tutuşmuşlar. Fadime demiş ki,
"- Herif sen benim gibi kadını omuzlarında taşımalısın."
Temel de karısına bakıp;
"- İnşallah karıcığım, Allah bana o günleri de gösterir" demiş.
Münevver Teyze’nin kafası karışık
MÜNEVVER Teyze, emekli aylığı alarak mütevazı yaşantısını sürdüren bir teyze...
Emeklilere vergi iadesi olayında, Başbakan’ın müjde olarak açıkladığı, emeklilerin fiş toplamasına son verildiğini duyunca, çok sevinmiş ve fiş toplamayı da bırakmış.
Ancak, aradan biraz zaman geçince kafası karışmış. Soruyor;
"1- Başbakan, ’emeklilerin fiş toplama eziyeti kalktı’ dedi ama daha bunun kanunu bile çıkmamış. Eğer çıkmazsa, o günden bu yana fiş toplamıyorum, ne olacak?
2- Daha önce, fiş toplayıp yüzde 5 vergi iadesi alıyordum. Şimdi bunu, müjde deyip niye 4’e indirdiler?
3- Başbakan 2006 yılında, emekli aylığımızın yüzde 4’ü kadar, vergi iadesi yerine ödeme yapılacağını açıklamıştı. Şimdi duyuyorum ki geçen seneki emekli aylığımızın yüzde 4’ü kadar ödeme yapılacakmış. Evladım, bunları duyunca hayret ettim, doğru mu?"
Ne diyelim. Yasa henüz çıkmadı, Münevver Teyze’nin sesine kulak vermekte yarar var.
Kahvenizi nasıl alırdınız
BİR grup eski öğrenci, emekli hocalarını ziyarete gitmiş. İşlerinden ve sorunlarından söz etmişler. Hoca, iş yaşamında her biri önemli yerlere gelmiş eski öğrencilerine, kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş. Biraz sonra, değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş.
Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup, kahvelerini oradan almalarını söylemiş.
Tüm eski öğrenciler, kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde, hocaları onlara şunu söylemiş:
"Farkına vardınız mı bilmem. Zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak herbiriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek, daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse; iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca yaşamı tutmaya yarayan araçlardır ama yaşamın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz."
(Teşekkürler Engin Erem)
Günün sözü
Hiç kimse geçmişini geri alacak kadar zengin değildir.