MALİYE Bakanı dün sabah, mezun olduğu Gazi Üniversitesi’ndeydi.
Sabah 03’e kadar görüşmeleri süren "Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Yolu ile Tahsili Hakkında Kanun Tasarısı" kabul edildikten sonra, birkaç saat uyuyabilen Unakıtan, mezun olduğu Fakülte’ye gelirken çok keyifliydi.
Unakıtan Fakülte’ye daha önce 28 Mart 2003 tarihinde gelmişti.
O gün düzenlenen törende, cüppe ve kep giyerek, gecikmeli de olsa diplomasını almıştı. Ardından mutluluğunu dile getiren bir konuşma yapmış ve gazetecilerin "Kepinizi de havaya fırlatır mısınız?" ricası üzerine, kepini havaya öyle bir fırlatmıştı ki... Mutluluktan uçuyordu. O gün TV kanalları, gün boyu Bakan’ın kep giyme ve diploma törenini vermiş, kepini havaya fırlatmasını uzun uzun göstermişti.
KISMETLİ BAKAN
Törenden birkaç gün sonra, makamında konuşurken;
"- Ahsen Hanım, ’Madem diploma alıp, kep giyecektin. Beni niye götürmedin?’ diye sitem etti. Keşke onu da getirseydim" demişti.
Bakan bu kez yine Fakülte’de konuşuyordu ama kepsiz olarak.
Maliye Hesap Uzmanları Vakfı, Gazi Üniversitesi ve Kariyer Yönlendirme Grubu tarafından düzenlenen "Global Finans Piyasaları ve Türkiye Ekonomisi" konulu panelin açılış konuşmasına, nasıl Bakan olduğunu anlatarak başlayan Unakıtan, şunları söyledi;
"Bizim sınıftan iki bakan çıktı. Biri Sanayi Bakanı Şükrü Yürür biri de ben. Bakan olmak kısmet işi. Siyasete giriyorsunuz, bakıyorsunuz olmuşsunuz" diyerek, kısmetli biri olduğunun mesajını da vermiş oldu.
KIZILCA KIYAMET
Son zamanların güncel konularından biri olan ABD’deki mortgage krizine değinen Unakıtan, ABD bankacılık sisteminin, ev kredilerinde çok fazla açıldığını ve geri dönüşü zor olan krediler verdiğini belirterek, "Ortalık toz dumandır gidiyor" dedi.
Hemen ardından "Avrupa bankaları da mart ayında açıklayacaklar, orada da kızılca kıyamet kopacak" diye sözlerine devam etti.
ABD DÜNYAYI ETKİLİYOR
ABD ekonomisinin duraksamasının, bütün dünya ekonomilerini etkilediğini belirten Bakan Unakıtan, küreselleşen dünyada bunun kaçınılmaz olduğunu söyledi. Unakıtan, "Küreselleşmenin gerektirdiği kriterleri yakalarsanız, faydalı taraflarından istifade edersiniz. Yakalayamazsanız zarar görürsünüz. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin bu globalleşmeden istifade edebilmesi için o kriterleri yakalaması gerekir" diye konuştu.
Ardından da kriterleri şöyle sıraladı:
"1- Enflasyon yüksek olmayacak. Bunu düşürmemiz lazım. Yüksek enflasyon zarar verir. Bu nedenle enflasyonu düşürmek için çalışıyoruz.
2- Sürdürülebilir büyümeyi sağlayacaksın,
3- Ülke riskini düşüreceksin. Bunun için bütçe açıklarını Maastrich kriterlerine uygun hale getireceksin,
4- Kamu borçlarını kırılganlıktan kurtaracaksın,
5- Yapısal reformları yapacaksın. Bunları yaparsan korkma, fazla sıkıntı gelmez."
BARDAĞIN DOLU TARAFI
Maliye Bakanı, ihracatın, 36 milyar dolardan 107 milyar dolara çıktığını yakın zamanda 200 milyar doların hedeflendiğini belirtirken, nedense ithalatın kaça çıktığına ve dış ticaret açığındaki artışa değinmedi. Türkiye’ye yabancı sermaye girişinin sürdüğünü belirtip, "2008 yılında, hiç özelleştirme yapılmazsa dahi 10 milyar dolarlık girişin garantilendiğini" açıklarken, çok kişinin kafasında "Özelleştirme sürekli bir gelir değil bir defalık gelir. Peki, satacak malımız kalmayınca ne olacak?" sorusu vardı!..
Sıcak para, cari açık, işsizlik, kayıt dışılık gibi bardağın boş taraflarına ise fazla değinmemeyi tercih etti.
Sonuç olarak, dışarı toz duman olduğunda, bundan etkilenmemek mümkün değil. Özellikle ekonomi genişledikçe, küresel ekonomiden etkilenme ve buna bağlı sorunlar da artıyor.
Bardağın boş tarafına, daha dikkatli bakmakta yarar var...