BİR süre önce, kuyumcuların beyan ettiği düşük kazanca ve ödediği vergilere dikkati çekerek "Kuyumcuya kız vermeyin, verirseniz kızınız perişan olur" demiştik.
Kuyumcu olduğunu belirten bir okurumuzdan, ilginç bir mail aldık; "Haklısınız, benim de iki kızım var. Kuyumcu isterse vermem" diyor. Ardından da nedenlerini sıralıyor.
DÜRÜST KUYUMCU ZORDA
"- Mevcut sistem, dürüst kuyumcuyu cezalandırıyor.
- Kuyumcu esnafı, yürürlükteki yasalara göre hareket ederse, her yıl tezgahındaki altın azalır. Beş yıla kalmadan, yok olur gider.
- Bir örnek verelim. İki yıl önce 100 birim olan altının gramı, bugün 160 birim oldu. Daha basit bir anlatımla, altının gramı son iki yılda yüzde 60 arttı.
- Buna göre, örneğin; iki yıl önce 100’e alıp, bugün 170’e sattığımız altından, 70 birim kazanmış gibi gözüküyoruz.
- Oysa, aynı yüzüğün benzerini tekrar alıp vitrine koyduğumuzda, 160 birim ödüyoruz.
- Muhasebecimizin anlattığına göre, yürürlükteki yasa uyarınca, enflasyon düzeltmesi hakkımız var. Ancak, son iki yılda altının gramındaki artış yüzde 60, aynı dönemde enflasyon artışı yüzde 20.
- Görüldüğü gibi gerçekte 10 birim kazandığımız halde, kağıt üzerinde bunun birkaç katı kazanç elde etmiş sayılıyoruz.
- Yasaya göre hareket edip vergi ödediğimizde, sattığımız malı, vitrine geri koyamıyoruz. Kuyumcu esnafın, altın satışından sembolik bir kazancı var. Asıl kazancımız işçilikten. Bir yüzüğü, küpeyi, künyeyi, kolyeyi ya da bileziği vitrine koyuyoruz ama millet sırada değil ki... Bazıları vitrinde aylarca, yıllarca duruyor, zor satılıyor...
- Belgesiz mal alıp satan kuyumcu, her sattığına belge düzenlerse, evin yolunu bulamaz. Birkaç yılda, dükkanı kapatır. Kaldı ki kuyumculuk işi artık geçmiş yıllardaki gibi parlak bir iş değil. İnsanlar tasarruflarını, başka alanlarda (faiz, borsa, döviz, bono vs.) değerlendiriyorlar..."
NE YAPMALI?
Bilmeyenler için açıklayalım. Daha önceki sistemde; kuyumcunun tezgahındaki ya da vitrinindeki altının, durduğu yerde fiyatının artması sorun olmuyordu. Kanunda bununla ilgili bir hüküm vardı. Buna göre; altın satış tarihindeki İstanbul altın borsasında oluşan has altın değeri ile satılan mamullerin has altın maliyet bedeli arasındaki fark, maliyet bedeline ilave ediliyordu (Bkz. 4842 sayılı Kanunun 5. maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun 38. maddesine eklenen fıkra).
28 Şubat 2004 tarihinde yayınlanan 5024 sayılı yasa ile bu uygulama yani altında "maliyet bedeli artırımı" kaldırıldı. Yerine "enflasyon düzeltmesi" uygulaması getirildi. Getirilince de olanlar oldu. Örneğin, 28 Şubat 2004 tarihinden bu yana altının gramı yüzde 60 civarında artarken, aynı dönemdeki enflasyon artışı yüzde 20 civarında oldu. Daha açık bir anlatımla "Olayın pratiği ile gerçeği" farklı oldu. Kuyumcular, yasalara virgülüne kadar uymaları halinde, bırakın kár etmeyi aksine küçülüp yok olacaklarını gördüler. Görünce de gereğini (!) yaptılar.
Bu aşamada, yapılması gereken belli.
1) Kuyumcuların, kayıtdışı yollara başvurma nedeni olan mevzuat acilen düzeltilmeli.
2) Yasanın düzeltilmesi tek başına çözüm değil. Bu işi yapacak olanlarda, belli bir sermaye yapısı, sağlıklı bir belge düzeni oturtulmalı.
3) Sistemin işleyişi, "Dürüst kuyumcuyu cezalandırıp, kayıtdışı çalışan kuyumcuyu ödüllendiren" şeklinden, tersine dönüştürülmeli.
Sonunda insanlar kuyumcuya kız vermek için düşünmemeli...