KDV, şüpheli alacak kabul edildi

YAKLAŞIK 20 yıldır süren bir tartışma, nihayet sonuçlandı.

Mal satıp da, parasını tahsil edemeyen bir firma, parasını tahsil edemediği malın KDV’sini, şüpheli alacak olarak gider yazabilecek. Yüzbinlerce firmayı yakından ilgilendiren bu konu 334 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile açıklığa kavuşturuldu (Bkz. 5 Mayıs 2004 Tarih ve 24543 sayılı R. Gazete).

OLAY NEYDİ?

Yıllardır, süregelen uygulamaya ve bununla ilgili mevzuata göre, bir firma mal sattığında, bir lira almasa dahi;

Fatura kesiyor ve gelir kaydedip vergisini ödüyor.

KDV hesaplıyor ve bir lira tahsil etmese dahi, KDV’sini beyan edip ödüyor.

Borçlu firma, ileride borcunu hiç ödemezse ya da bir kısmını ödemezse;

Mal bedeli, ‘şüpheli alacak’ yazılıp, karşılık ayırmak suretiyle gider yazılıyor.

KDV’ye gelince, o belli değildi. Kimilerine göre KDV de şüpheli alacak yazılabilirdi. Kimilerine göre de, bu mümkün değildi.

Maliye Bakanlığı, 20 yıl gecikmeli de olsa, olayı farketti ve ‘tahsil edilemeyen KDV’nin, şüpheli alacak yazılabileceğini’ bir tebliğ ile açıkladı.

UYGULAMA ESASLARI

KDV alacağının, şüpheli alacak sayılıp, karşılık ayırmak suretiyle gider yazılabilmesi için, Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde yazılı olan, aşağıdaki koşullar aranılacak.

1- Alacak dava ya da icra aşamasında olacak.

2- Dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklar için de, yapılan protesto veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen, borçlu tarafından ödeme yapılmamış olacak.

3- Uygulamadan, sadece bilanço esasına göre defter tutan mükellefler yararlanabilecek. İşletme defteri tutan esnaf, sanatkár ve tüccarlar, tahsil edemedikleri KDV için ‘şüpheli alacak’ ve ‘gider yazma’ avantajından yararlanamayacaklar.

Teminatlı alacaklar, şüpheli alacak sayılmayacağı için, karşılık ayırmak mümkün değil. Kısmen teminatlı alacaklarda ise, teminatı aşan kısım için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir. Adi ortaklıktan olan alacaklarda ise, ortaklar şahsen ve müteselsil olarak sorumlu olduklarından, ortakların herbiri hakkında takibat yapılmadan, şüpheli alacaklar karşılığı ayrılamaz.

Şüpheli alacak karşılığının, alacağın şüpheli duruma geldiği yılda ayrılması gerekiyor. Karşılık ayrılan şüpheli alacağın, sonradan tahsili halinde, tahsil edildiği yıl gelir yazılacağı kuşkusuzdur.

İşin doğrusu, KDV’nin şüpheli alacak yazılabilmesi önemli bir gelişme ama Maliye’nin açıklaması tahsil edilemeyen KDV için, kesin çözüm değil. Nedenine gelince, KDV olayı, mal satışı ya da hizmet yapılmasından farklı. Mal satılınca gelir yazılıyor, o mala ilişkin alacak şüpheli duruma gelince de gider yazılıyor. Oysa, KDV gelir ya da gider yazılan bir olay değil. Veresiye mal satılınca KDV tahsil edilmiş vergi gibi ödeniyor. Bu nedenle, şüpheli duruma gelen KDV’nin, gider yazılması değil, ödenecek vergiden indirilmesi, kesin çözüm olurdu...
Yazarın Tüm Yazıları