Paylaş
Tablo-I’den de fark edileceği gibi, iç borç stoku 2009 yılının ilk iki ayında da 14 milyar TL arttı. 2009 yılı ile ilgili dış borç rakamları henüz açıklanmadığı için, 2008 sonu dışında bir veri yok.
İÇ BORÇLAR
Şubat 2009 dönemi Hazine nakit açığı, 12 milyar TL olarak sonuçlandı.
Şubat 2009’da ortaya çıkan 12 milyar liralık nakit açığının, 9 milyar liralık kısmı, ilave borçlanma ile karşılandı ve ilk iki ayda toplam borcumuz 12.1 milyar TL arttı.
2009 yılının tamamı için hedeflenen 10 milyar TL’lik bütçe açığı, ilk iki ayda gerçekleşti. Bütçe açığının, mart ve izleyen aylarda da devam etmesi, bu açığın da "iç borçlanma" ile karşılanması bekleniyor.
Vergi gelirlerinde artış beklenirken, geçen yılın da gerisinde kalması, bütçe açığının en önemli nedeni. İthalde alınan KDV’de yüzde 30 artış hedeflenirken, bırakın artışı 2009’un ilk iki ayında yüzde 30’u aşan gerileme oldu. Son açıklanan verilere göre, şubat ayında ithalatta yüzde 47 gerileme oldu. Bu gerileme, ithalde alınan KDV gelirlerindeki mart gerilemesinin, yüzde 35 civarında olacağının işareti.
Görünen o ki 2009 yılında hem bütçe açığı hem de iç borç stoku, ciddi anlamda artacak.
DIŞ BORÇLAR
Dış borçlarımızın yaklaşık üçte ikisi özel sektör borçlarından oluşuyor. Bu arada ilginç bir gelişme var; özel sektörün dış borçlarında, 2008’in üçüncü çeyreğine göre 12.4 milyar dolar gerileme oldu. Bu da belli bir tutarda dış borç ödemesi yapıldığını ancak önceden olduğu gibi dışarıya borçlanılamadığını, dış borç ödemelerinin bir kısmının da iç borçlanma ile karşılandığını gösteriyor.
Borçlara, yalnızca tutar olarak değil, milli gelire oranı yönüyle bakılması gerektiği de ayrı bir gerçek. 2008 yılında GSYH 742 milyar dolara, kişi başına gelir de 10.346 dolara yükseldi ama dolar kuru 1.286 TL baz alınarak yapıldı. Dolar kurundaki artış göz önüne alındığında, 2009’da GSYH’nin 750 milyar dolara, kişi başına düşen gelirin de 7.500 dolara düşmesi söz konusu.
Tam 27 çeyrek sonra, ilk kez yüzde 6.2 küçülme ile dünya en fazla küçülenler liginde Litvanya ile Estonya’dan sonra üçüncü sırada yer almamız da, ekonominin geleceği yönünden bir başka sevimsiz tablo...
Paylaş