Paylaş
Burası Datça’da, deniz kenarında faaliyet gösteren bir işyeri. Özellikle yazın tatile gelenler gündüz ve akşamları, oturup meşrubat ya da içkilerini içerek, bir yandan denizi seyrediyor, bir yandan da sohbet ediyorlar.
KOMİK BİR GÖRÜNTÜ
Fotoğrafa dikkatle bakın, ilginç bir işyeri kapatma değil mi? Nasreddin Hoca’nın türbesi gibi bir şey!..
Kayadan bir kemer şeklindeki, kapısı olmayan giriş bölümünün üstüne “Bu işyeri Maliye Bakanlığı’nca belge düzenine uymadığı için üç gün süre ile kapatılmıştır” diye kartondan bir levha, iple bağlanarak asılmış. Bu arada, iple levhanın birleştiği kısım Maliyece mühürlenmiş. Sonuç; bu işyeri kapalı!..
Dayanamadım, fotoğrafını çektim.
Şimdi, fotoğrafa dikkatle bakın, her yer açık. İnsanlar 20 cm’lik duvarı aşıp, içeri girebilir. Giriş kapısı bile açık. Peki, kapatılan neyin nesi? Önünden geçen vatandaşlara baktım; levhayı okuyup gülüyorlardı!..
CEZA KİME?
Yasaya göre; farklı tarihlerde üç kez belge (fatura, fiş vs.) düzenlemeyen iş yeri üç gün kapatılıyordu.
Bu uygulamada, Maliye çalışılmayan günlerin vergisini alamadığı, üç günlük sabit giderlerin de çalışılan günlerin gelirinden düşüldüğü için kendi kendini de cezalandırmış oluyordu.
Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bu tür işyeri kapatma cezasını, Hürriyet’te yayınlayınca, olayın anlamsızlığı fark edildi.
Bir süre sonra, bir yasa çıktı ve işyeri kapatma
cezası bütünüyle
kaldırıldı...
GÜNÜN SÖZÜ: Kader senin akrabalarını seçer, sen arkadaşlarını seçersin. Abbe Jacquenes
HAYRET
Torba mı çorba mı?
Çarşamba gününden itibaren Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlayan Torba Kanun Tasarısı başlangıçta 60 madde iken 160 maddeye çıkmış.
Torba derken çuval olmuş!
Tam 108 Kanun Teklifi, Torba Yasa Tasarısı ile birleştirilmiş. Böyle olunca da Torba Yasa Tasarısı adeta Çorba Yasa Tasarısı olmuş!..
TEBESSÜM
Dört karısı olan adam
Adamın dört karısı varmış ama bu kadınlar adamdan hiç memnun değillermiş, çünkü evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği gibi ayrıca bu kadınları sık sık dövermiş. Bir gün kadınlar toplanmış ve “Güç birliği edelim ve bu herife yaptıklarının hesabını soralım” demişler. Adam eve gelir gelmez adama çullanmışlar, iyice bir güzel dövmüşler ve adamı kapının önüne atmak için her biri ayak ve kollarından tutarak apartmanın beşinci katından indirmeye başlamışlar, sadece başı boşta kaldığı için her basamak inişinde kafası merdivenlere çarpıyormuş. Adamdan o sırada iniltiler içinde bir ses gelmiş;
“Ah akılsız başım bir tane daha karı alsaydım o da başımı tutardı...”
(Teşekkürler Mahmut KÖKSAL)
Pul, altın ve miras
PUL kadar değeri olmayan insanlara, ALTIN değeri verirsen, seni MİRAS gibi harcarlar...
Paylaş