ÜNİVERSİTE üçüncü sınıftayken, ilk kitabımı çıkarmıştım. İçim kıpır kıpırdı ve gelecekle ilgili hayallerim vardı.
Büyük ilgi göreceğine ve yeni baskılar yapacağına inandığım kitabın matbaadaki basımı tamamlanınca, fırından yeni çıkan sıcak ekmek gibi, heyecanla kitapçıya götürdüm. Kendimi tanıtıp, "Böyle bir kitap yazdım" diye uzattığımda, kitapçı bir bana bir de kitaba baktıktan sonra, başını sallayarak; "Konsinye de olsa alamam" demişti. İkinci kitapçıda da benzeri tablo ile karşılaşmıştım.
Bir anda tüm hayallerim yıkılmıştı.
"Şimdi ne olacak?" diye düşünürken, o anda aklıma parlak bir fikir gelmiş ve bir başka kitapçıya giderek "Ben Şükrü Kızılot’un oğluyum. Babam böyle bir kitap yazdı, ben de dağıtımına yardım ediyorum" demiştim. Kitapçı, kitaba şöyle bir bakmış ve "Bu konu çok önemli, bizi bile yakından ilgilendiriyor. Şimdilik 20 tane alalım" dediğinde dünyalar benim olmuştu.
Çıktığımda olayı kavramıştım; 20’li yaşların başında bir üniversite öğrencisi, vergi ile ilgili kitap yazamazdı. Genel kanı buydu...
İLGİNÇ GELİŞMELER
"Ortalama Kár Hadleri" adlı bu ilk kitabım;işletmelerin sattığı mallar nedeniyle, belli oranda kár bildirmelerini, aksi halde ilave vergi istenmesini öngören bir konu ile ilgiliydi. Bu kitabın ardından "Servet Beyanı ve Hayat Standardı Esası", daha sonra da "Vergi Güvenlik Önlemleri" adlı kitaplarım çıkmıştı.
Kitapların hepsi de ilgi görmüş ve birkaç baskı yapmıştı.
Sonra... Özal döneminde "Servet Beyanı"na, Temizel’in Maliye Bakanlığı döneminde de "Otokontrol araçları" dediğimiz müesseselerin diğerlerine, birer kanunla son verildi yani yürürlükten kaldırıldı.
Böyle olunca, otokontrol araçlarıyla ilgili o kitaplarımın da hepsi öldü!..
YENİ ARAYIŞLAR
Otokontrol araçları kaldırılalı yaklaşık 11 yıl oldu. O gün bugün, Türk Vergi Sisteminde "denetim" yönünden ciddi bir boşluk var.
Şimdi "Bir zamanlar otokontrol araçları vardı. Onlar ne kadar önemliymiş" deniliyor ve ortalama kár hadleri de dahil vergi güvenlik önlemlerinin yeniden getirilmesi tartışılıyor...
Nitekim IMF’nin ısrarla istediği "Nereden Buldun?" olayı da, kaldırılan servet beyanı, hayat standardı ve gider beyanı esaslarının, rötüşlanmış şeklinden başka bir şey değil.
ESKİYE DÖNÜŞ
"Nereden Buldun"da IMF geri adım attı ama bunun yerine istediği "Harcamalarını nereden karşıladın?" sorgulaması geliyor.
Gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olup da ticari ya da serbest meslek kazancı elde edenlere; giderlerinin (yeme-içme, konut kirası, otomobil, yat, kotra ve helikopter giderleri, yurtiçi-yurtdışı tatil, çocukların okul gideri, hizmetçi, aşçı, mürebbiye ve bahçıvan giderlerinin) beyan ettirilmesi ve giderler toplamı ile gösterilen kazancın kıyaslanması hedefleniyor.
Gelirler, giderlerin altında kaldığında önce "Değirmenin suyu nereden geliyor?" diye sorulması, ardından da açıklanamayan kısma ait verginin alınması amaçlanıyor.
Düşünce olumlu ama olayın "kümesteki kazlar" yani beyanname verenlerin bir kısmı ile sınırlı tutulması yanlış!..