Asgari ücretin vergisi nasıl arttı

DÜNKÜ yazımızda, 2003’ten bu yana, asgari ücretteki vergi oranının, 1 Ocak 2004’ten itibaren olmak üzere, arttığını belirtmiş bunu da tablo halinde göstermiştik. Aslında vergi artışı, asgari ücretlide değil, tüm ücretlilerde olmuştu...

Yazımız üzerine, çok sayıda Hürriyet okuru, ‘Ücretlilere vergi artışı getiren yasadan haberimiz yok. Bu artış ne zaman, hangi yasa ile ve nasıl oldu?’ diye sorunca, olayın ayrıntılarını anlatmak kaçınılmaz oldu.

VERGİ NASIL ARTTI?

2003 yılında, ücretlilere ‘özel indirim’ adı altında bir indirim uygulanıyordu. Yabancı ülkelerde de, değişik oranlarda ve farklı tutarlara uygulanan bu indirim, insanın asgari koşullarda yaşantısını sürdürebilmesi için gerekli olan harcamaların, vergi dışı bırakılmasını ifade ediyor. Ülkemizde de yıllardır uygulanan bu indirim; 2002’de aylık 30 milyon, 2003’te de aylık 45 milyon lira idi. Ücretlilerden kesilecek gelir vergisi de şöyle hesaplanıyordu;

Ücretin brüt tutarından, işçiden kesilen, SSK primi ve işsizlik sigortası primi (memurlarda TC Emekli Sandığı keseneği) düşülüyor.

Ardından ‘özel indirim’ tutarı olan 45 milyon lira düşülüyor (Gelir vergisinden istisna tutulan ödemeler varsa o da indiriliyor).

Kalan tutar üzerinden gelir vergisi hesaplanıyordu.

1 Ocak 2004 tarihinden itibaren, ücretlilere uygulanan ve tutarı da 2002’de aylık 30, 2003’te aylık 45 milyon lira olan özel indirim kaldırıldı.

Özel indirim kaldırılınca, 1 Ocak 2004’ten itibaren ücretlinin yani işçinin ve memurun ödeyeceği gelir vergisi arttı.

Böylelikle, özel indirimin uygulandığı 2003 yılında, brüt aylığı üzerinden 11.14 vergi ödeyen asgari ücretli, 1 Ocak 2004’ten itibaren yüzde 13.35 oranında vergi ödemeye başladı.

KALKIŞ YÖNÜ HATASI

Aslında, özel indirim tutarının kaldırılması gerekiyordu. Ama kaldırmanın yolu hatalı oldu. İsterseniz, kalkış yönü hatasını bir fıkra ile anlatalım.

‘Üç katlı binada çıkan yangın, bir anda binaya yayılmış. Oturanların çoğu dışarı kaçmış ama üst katta yalnız yaşayan adam, uyuduğu için kaçamamış. Balkonda şaşkın vaziyette kurtarılmayı bekliyormuş. ‘Eyvah adam ölecek, kurtarın onu’ çığlıkları, bağrışmaları arasında biri gelmiş.

- Onu ben kurtarırım. Çabuk bana uzun bir halat bulun.

Halat bulunmuş. Kurtarıcı yukarıdakine seslenip, fırlatacağı halatı tutmasını söylemiş ve tıpkı kovboy filmlerinde kement atıldığı gibi, halatı adama doğru fırlatmış. Adam halatı yakalamış. Kurtarıcı aşağıdan bağırmış;

- Halatı beline sıkıca bağla ve sağlam bir düğüm at.

Adamcağız denileni yapmış. Son kontrol; ‘tamam mı?’, ‘tamam’ yanıtını alınca, halatı asılarak hızla aşağı çekmiş. Tabi üçüncü kattan, asfalt zemine çakılan adamcağız anında ölmüş.

Etraftakiler kurtarıcıya bağırmaya başlamışlar;

- Hani kurtaracaktın, adamcağız öldü. Hani kurtaracaktın...

İnsanlar bağırırken, kurtarıcı (!) şaşkın vaziyette kafasını kaşıyarak söylenmiş;

- Yahu ben böyle halat bağlatarak birini daha önce kurtarmıştım ama damda mıydı, kuyuda mıydı? Aşağıdan yukarıya mı yoksa yukarıdan aşağıya mı çekmiştim, işte onu karıştırdım.

Fıkrada olduğu gibi, özel indirimin kaldırılmasında da, ‘kaldırma yönü hatası’ var. 2002’de 30 milyon lira, 2003’te de aylık 45 milyon lira olan özel indirim, 2004 yılı için yine yukarı doğru kaldırılacaktı. Fakat kaldırma yanlış anlaşıldı. Fıkradaki gibi, tamamı ortadan kaldırıldı!..

Yabancı ülkelerde yıllık 7-8 bin dolar olan özel indirimin, Türkiye’de düşük de olsa, yeniden uygulanmasında yarar var.
Yazarın Tüm Yazıları