SON derece güzel ve bakımlı bir kız olan Carol, işyerindeki Türk gencini görünce adeta çarpılır ve ona çılgın gibi aşık olur.
Öyle ki gözü ondan başka hiç kimseyi görmez. Sonunda, her şey çok güzel gelişir. Carol sevdiği gencin peşine takılarak Türkiye’ye gelir ve evlenirler. Mutlu bir beraberlikleri ve bunun meyvesi olan, dünya tatlısı bir çocukları olur.
Çocuk belli bir yaşa geldiğinde, sürekli evde oturmaktan sıkılan Carol, bir kafeterya açarak işletmeye başlar ve Bağ-Kur’a kaydolur. Primlerini de düzenli olarak öder. Bu arada işleri de her geçen gün biraz daha iyiye gitmektedir.
SEVİMSİZ HABER
Aradan yıllar geçer, Carol, 2 Haziran 2005 günü Bağ-Kur’a bir dilekçe vererek, hizmet süresini öğrenmek ister. İşte sonra olanlar olur.
Bağ-Kur, Carol’a 29 Haziran 2005 tarihli bir yazı gönderir. Bu yazıda, Bağ-Kur’a yanlışlıkla kaydının yapıldığı belirtilerek, 1 Ekim 1997-4 Ekim 2000 tarihleri arasında ödediği primlerin, faizsiz olarak kendisine iade edileceği bildirilir.
Gerekçe; Carol yabancı uyrukludur. Bu dönemdeki çalışmaları nedeniyle, Bağ-Kur sigortalısı olması kabul edilmemektedir.
CAROL MAHKEMEDE
Yazıyı alan Carol, bu uygulamayı kabul etmeye yanaşmaz ve İş Mahkemesi’nde dava açar.
Mahkeme, Carol’un o dönemde yaptığı ödemelerin, hizmetten sayılmasına yani Carol’un Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına karar verir.
Bağ-Kur Genel Müdürlüğü bunu kabule yanaşmaz ve kararı temyiz eder.
Dosyayı inceleyen, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi; "Türk vatandaşı erkekle evli olan Carol’un, ibraz ettiği belgelere ve özellikle, 118 sayılı Uluslar arası Çalışma Sözleşmesi’nin 3/1 ve Anayasa’nın 90/son maddesi hükmüne göre o tarihte Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına ve mahkeme kararının onanmasına" oybirliğiyle karar verir (Yarg. 10. HD. 7 Haziran 2007 Tarih ve E.2006/18088, K.2007/9491 sayılı kararı).
Carol, Bağ-Kur’un hatalı işlemi iptal edildiği için bugünlerde çok mutlu...
Sarhoş olmanın avantajı
İŞ Kanunu’nda, sarhoşların lehine bir hüküm olduğunu biliyor musunuz?
İşçinin, içkiye düşkünlüğü ya da sarhoşluğu nedeniyle doğacak bir hastalığı nedeniyle, işyerine arka arkaya üç gün gelmemesi halinde, işveren haklı nedenle derhal işine son verebiliyor.
Normal bir işçi yani içkiye düşkün olmayan bir işçi ise, arka arkaya iki gün işe gelmediğinde, işine son verilebiliyor.
Bitmedi... Sarhoş işçi, bir ay içinde 5 gün işe gelmezse, normal bir işçi ise işe üç gün gelmezse, iş sözleşmesi feshediliyor.
Merak edenler ya da inanmayanlar, 10 Haziran 2003 tarihinde çıkartılan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/1-a maddesine baksınlar.
Ne dersiniz, AKP Hükümeti döneminde çıkan bir yasada, sarhoşları ve içkiye düşkün olanları koruyan bir madde olabileceği hiç aklınıza gelir miydi?
Her şeye rağmen, "Öküz altında buzağı" aramıyor ve "gözden kaçmıştır" diyoruz.
Çiçekler ve anlamları
Beyaz Gül: Masumluk
Kırmızı Gül: Aşk
Pembe Gül: Gönlüm sende
Sarı Gül: Sıcak sevgi
Beyaz Karanfil: Temizlik, saflık
Kırmızı Karanfil: Sevgi
Pembe Karanfil: İçtenlik
Sarı Karanfil: Hüzün
(Teşekkürler Sibel Yolak)
Sonuç 9 çıkacak
1- Üç haneli bir sayı tutun (örneğin 724)
2- Yan yana toplayıp, tuttuğunuz sayıdan çıkarın (724-13) = 711
3- Kalan sayıyı (yani 711’i) toplayın 9 çıktı değil mi?
Üç rakamlı istediğiniz sayıyı tutun sonuç aynı çıkacak.
Hatta dört rakamlı sayıyı topladığınızda da...
İşaret
İKİ kardeş, bir kayık kiralamış ve balık avına çıkmıştı. Bir süre kürek çekerek açıldılar, sonra da oltalarını denize atarak beklemeye başladılar. Aradan yarım saat geçmişti ki, kayık balıklarla dolmuştu. Bu durum üzerine ağabey, kardeşine döndü "Ahmet" dedi "Buraya bir işaret koy da yarın burayı bulmamız kolay olsun".
Akşama doğru kıyıya döndüler. Karaya çıkarlarken Mehmet kardeşinden işaret koyup koymadığını öğrenmek istedi.
Ahmet yanıt verdi; "İşareti koydum" dedi. "Sandalın ucuna tebeşirle bir çarpı işareti yaptım."
Bu yanıtı duyan ağabey çok sinirlendi ve bağırmaya başladı;
"Hiç böyle işaret koyulur mu?" dedi. "Yarın aynı sandalı kiralayabilecek miyiz bakalım?"
Deli
DELİNİN biri yolun kenarındaki uçurumda durmuş aşağıya bakarak "13, 13, 13" diye söyleniyormuş. Oradan geçen biri, delinin ne yaptığını merak etmiş, yanaşarak "ne yapı..." diyemeden deli onu birden uçurumdan aşağıya atıvermiş ve devam etmiş: "14, 14, 14".
(Teşekkürler Saim GÜVEN)
Sadece bir başarı vardır; o da hayatı istediğin gibi yaşayabilmek.