Yaz aylarından sonra yüzümüzde çıkan veya daha da belirgin hale gelen cilt lekeleri ile çiller, bu günlerde kadınların olduğu kadar erkeklerin de canını sıkan cilt sağlığı sorundan biri. Sanırım hemen hemen herkes, hayatının bir döneminde güneşin cilt lekelerini belirginleştirici ve artırıcı etkisiyle karşılaşıyor. Özellikle sonbahar aylarıyla birlikte lekeler, kendini iyice göstermeye başlıyor. Bu nedenle bu günlerde sizin de etrafınızda leke tedavilerini araştıran veya tedavi randevusu alan arkadaşlarınız vardır. Belki de şu anda siz de bu sorundan nasıl kurtulacağınızı araştırıyorsunuzdur. Eğer sizin de çiller ve güneşten kaynaklı cilt lekeleriyle başınız dertteyse, o zaman endişelenmeyin. Çünkü günümüzde modern teknikler yardımıyla bu sorundan kurtulmak mümkün.
SUÇLU SADECE GÜNEŞ DEĞİL!
Cilt lekeleri elbette ki sadece güneşin zararlı ışınlarının etkisiyle oluşmuyor. Bunun yanı sıra genetik yatkınlık, cildin yaşlanması, hamilelik, doğum kontrol hapı kullanımı, lazer ve peeling gibi yöntemlerdeki hatalı uygulamalar, ciltte leke oluşumuna yol açabiliyor. Cildinize uygun olmayan ve içeriğinde kimyasal bulunan kremlerin bilinçsiz bir şekilde cilde sürülmesi de lekeleri tetikleyebiliyor.
LEKE TEDAVİLERİ NE ZAMAN YAPTIRILMALIDIR?
SONBAHAR aylarıyla birlikte lekelerle mücadele etmenin yavaş yavaş zamanı geliyor diyebiliriz. Leke tedavilerine başlamak için güneşin etkisinin azalmasını beklemek en doğrusudur. Çünkü yapılan uygulamalarla cildiniz hassaslaşır ve güneşe karşı çok daha korunmasız olur. Bu nedenle güneşin etkisini kaybettiği sonbahar aylarının sonu ve kış ayları bu tedaviler için en uygun zamandır. Küçük bir tüyo, doktorunuz tarafından size uygun yapılan tedavilerle cilt lekelerinizden kurtulabileceğiniz gibi bonus olarak aynı tedavi protokolüyle ince kırışıklıklarınızı da yok edebilirsiniz.
Özellikle bahar aylarında ihtiyaç duyduğumuz ve neredeyse 100 yıl önce cepheden modaya geçiş yapan bu zamansız pardesüler, yeni sezonda yine birçok tasarımcının koleksiyonlarında yerini aldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında cephede askerlerin üşümemesi için tasarlanan ve daha sonra moda dünyasının zamansız parçalarından biri olmayı başaran trençkotlar için aslında gardıropların da gözdesi diyebiliriz. Her şeyle kolay bir şekilde kombinlenebiliyor olması ve çabasız bir şıklığı beraberinde getirmesi belki de onu vazgeçilmez kılan en önemli özelliklerinde sadece birkaçı. Hafif esintili ve yağmurlu günlere muhteşem bir uyum sağlayan trençkotlar, bu günlerde akşam yemeklerinden günlük giyime kadar her yerde karşımıza çıkacak. Bu arada her sezon giymekten vazgeçmediğimiz trençkotlarınızı seçerken de bazı ayrıntılara dikkat etmeniz gerektiğini hatırlatmak isterim. Çünkü uzun, kısa, renkli ve desenli modelleriyle trençkotlar, şimdiden mağaza vitrinlerini süslemeye başladı. Ancak tarz görünüm elde etmek istiyorsanız, bedeninize uygun olan parçayı seçmeyi bilmeniz gerek. O nedenle gelin, bugün hep birlikte trençkot modellerine bir göz gezdirelim. Belki de yanlış modeli kullanıyor olabilirsiniz...
TRENÇKOT SATIN ALINIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİSİNİZ?
Farklı modellerle tasarlanan trençkotlar, uzun, kısa ve orta boy versiyonları ile modaseverlerin vazgeçilmezleri arasında. Ancak trençkot alırken dikkat etmeniz gereken en önemli ayrıntı, vücut tipinize uygun bir modeli tercih etmek olmalıdır. Aksi takdirde üstünüzde hoş görünmeyen ve vücut yapınızla bütünleşmeyen bir giysiyi satın almış olursunuz. Ayrıca seçeceğiniz trençkotun rengi de oldukça önemli. Genellikle bej ve kahve tonlarının öne çıkmasına aldırmayın. Çünkü trençkotlar, artık her renkte ve desende kullanılabiliyor. Bu nedenle teninize uygun tonları seçmenizi öneririm. Diğer bir önemli nokta ise seçtiğiniz modelin tarzınıza uyumlu olmasıdır. Çünkü trençkotların kemerli, düğmeli, kuşaklı, uzun ve kısa olmak üzere birçok çeşidi bulunuyor. Bunlardan hangisini tercih edeceğinize de elbette ki, giyim tarzınız yön verecek. Bu nedenle şimdi de trençkot modellerine bir göz atalım. Bakalım sizin tarzınıza hangi modeller uygun.
UZUN VE KISA TRENÇKOTLAR
Geçmiş yıllarda klasik kesim trençkotlara daha sık rastlıyorduk. Ancak artık tasarımcılar, hayal güçlerini çok daha ileriye taşıyarak, farklı kesimlerde tasarımlarla bu ceketlere yeni bir boyut kazandırıyor. Uzun, kısa ve mini ceketler şeklinde üretilen trençkotlar da günümüzde trend giyinmeyi sevenlerin gözde parçaları arasında. Ancak eğer uzun boylu biriyseniz, kemerli uzun trençkotların tam size göre olduğunu söyleyebilirim. Klasik bir detay olan trençkot kemerlerinin kombinlerinize rahat ve şık bir görünüm kazandırdığı da kesin. Mesela gece yemeklerine katılacağınız zaman mini bir elbiseyle yapacağınız kemerli uzun trençkot kombinleri emin olun ki tüm gözlerin size çevrilmesini sağlayabilir. Eğer boyunuz kısa ise o zaman kısa trençkot modellerini tercih etmeniz en doğru seçim olacaktır. Ayrıca yeni sezonda sıkça karşılaşacağımız kısa trençkotlar, feminenliğinizi de ortaya çıkarabilir.
Her mevsimin farklı bir güzelliği vardır. Özellikle de güz mevsimi olan sonbahar, şehirlerin silüetini bambaşka bir boyuta taşır. Aslında sonbahar, tam anlamıyla eve dönüşün mevsimidir. Yeni başlangıçları temsil eder. Sararan yapraklar, yağmurlu günler ve yavaş yavaş soğuyan hava, evlerimizde de bazı değişikliklerin yapılmasını gerekli kılar. Hadi şimdi evimizi soğuk kış günlerine hazırlayalım ve samimi ve sıcak bir hava yakalamak için kolları sıvayalım. ‘Nasıl yapacağız’ diye endişelenmeyin. Çünkü evinizi sonbahara hazırlamak için yapmamız gereken küçük dokunuşlar, hiç de sandığınız kadar zor değil. Şimdi hazırsanız başlayalım...
SONBAHARIN RENKLERİNE YER AÇIN
Değişime ilk etapta sonbahar renklerini evlerinize taşıyarak başlayabilirsiniz. Sarı, kırmızı, kiremit rengi, hardal sarısı, turuncu, kahverengi, çivit mavisi ve gri tonlar, güz mevsimini yansıtan renklerdir. Koltuklarınızda kullandığınız dekoratif yastıklarda bu renklere ağırlık verebilirsiniz. Battaniyelerde, nevresim takımlarında, koltuk örtülerinde ve halılarda da bu renk tonlarını kullanmanız, evlerinizde sonbahar ruhunu yakalamanıza yardımcı olacaktır. Sonbahar, sıcak ve soğuk arasında uzanan bir geçiş mevsimidir. Bir nevi kışa hazırlıktır. Bu nedenle dokunduğunuzda sizi sıcak tutacak kadife, kaşmir ve yünlü kumaşlarla da yaşam alanınızı yeni mevsime hazırlayabilirsiniz.
DOĞAL IŞIĞI KULLANIN
Sonbahar aylarıyla birlikte güneşli günlerin sayısı da giderek azalmaya başladı. Bu nedenle evlerinizde güneş ışığından maksimum derecede yararlanmanızı öneririm. Çünkü doğal ışık, sonbaharın renk tonlarıyla birleştiğinde muazzam bir kontrast oluşturur. Ayrıca doğru aydınlatmalarla evinizin atmosferini de tamamen değiştirebilirsiniz.
Sonbaharla birlikte havalar da yavaş yavaş serinlemeye başladı. Önümüzdeki günlerde soğuklar da kendini iyice gösterecek ve yeniden kapalı alanlarda vakit geçirmeye başlayacağız. Kışın kasvetli günlerinde doğaya daha da hasret kalacağımız kesin. Eğer siz de benim gibi doğayla iç içe bir evde yaşamayı sevenlerdenseniz, size şehir hayatında yükselen bir trend haline gelen dikey bahçeleri hatırlatmak istiyorum. Çünkü tropikal yağmur ormanlarını anımsatan bu dikey bahçeler, dostlarınız geldiğinde keyifli sohbetler edebileceğiniz bir alan yaratırken, yalnız kaldığınızda da size huzurlu bir ortam sunabiliyor. Özellikle bahçe ve teraslarda kullanılan yaşayan duvarlar, hoş görünmeyen beton görüntüsünü ortadan kaldırarak, evinizi çok daha ferah bir hale getirebiliyor. Birçok kişi, dikey bahçelerin ve yaşayan duvarların kurulumunun ya da bakımının zor olduğunu düşünür. Ancak pratik yöntemlerle de kendi dikey bahçenizi yaratmanız mümkün.
BAKIMI KOLAY BİTKİLER SEÇİN
Dikey bahçeler hem iç hem de dış alanlarda rahatlıkla oluşturulabilir. Eğer bahçenizde böyle bir alan yaratmak istiyorsanız, öncelikle oturduğunuzda görebileceğiniz bir duvar alanını tercih etmenizi öneririm. Böylece her mevsim baharı evinizde yaşayabilirsiniz. Bahçenizde, terasınızda ya da balkonunuzda dikey bahçe oluşturacaksanız, seçtiğiniz çiçeklerin ve bitkilerin bakımının kolay olmasına özen göstermenizi öneririm. Mesela sukulent, sarmaşık, çim veya yenilebilir yeşillikler, bu tip bahçeler için ideal bitkilerdir. Ayrıca dış alanlarda sulama yöntemi olarak yağmur suyundan da faydalanma şansınız olduğunu unutmayın.
SAKSI DİKEY BAHÇELER
Genellikle teraslarda ve balkonlarda tercih edilen saksı dikey bahçeleri, son yıllarda oldukça fazla görüyoruz. Dar açık alanlar için ideal olan saksı bahçelerin maliyetleri düşük olduğu için aynı zamanda bütçe dostu olduklarını da hatırlatmak isterim. Dilerseniz renk renk dilerseniz de tek renk saksıları duvara asarak, bu tip bir dikey bahçe oluşturmanız mümkün. Ayrıca yaratıcılığınızı kullanarak ahşap kasalardan, paletlerden ve konserve kutularından da dikey bir bahçe yapabilirsiniz. Ahşap bir merdivenin üzerine sabitleyeceğiniz saksılarla da basit ama görsel anlamda estetik bir dikey duvar yaratmak mümkündür. Farklı renkteki bitkiler ile oluşturulan aranjmanlar, bahçenizde ağırlayacağınız misafirlerinizi de büyüleyecektir.
Çünkü bugün, yeni sezonun öne çıkan moda akımlarını keşfe çıkıyoruz. Moda tutkunlarının gözleri bu yılın başlarında düzenlenen Paris, Milano ve New York moda haftalarındaydı. Ünlü markaların defileleriyle birlikte sonbahar ve kış moda akımları da belli oldu. Podyumlarda klasik tarzların yanı sıra yeni akımlar da modern varyasyonlarıyla modaseverlerin karşına çıktı. Bu yıl ayrıca dikkat çeken en önemli ayrıntının küresel ısınmanın etkisinin hem renklerle hem de tasarımlardaki yumuşak geçişlerle kıyafetlere yansıtılmış olmasıydı. Defilelerde ayrıca hareket özgürlüğünü kısıtlamayan ve rahatlığı öne çıkaran tasarımların yanı sıra şık görünümlü gündelik kıyafetlere de oldukça sık yer verildi. Kış mevsiminin klasik renkleri olan siyah, bej ve kahve tonlarına tasarımlarında yer veren moda devleri, turuncu, kırmızı ve yeşil renkleri sıkça kullanarak, yeni sezonun trend renkleri konusuna nokta koymuş görünüyor.
TAKIM ELBİSELER HER FORMUYLA KARŞIMIZDA
Özellikle çalışan kadınların ilgisini çekecek olan takım elbise trendi, bu yıl her formuyla karşımıza çıkacak. Sonbahar sezonunda güçlü kadını simgeleyen bu akım, artık sokak stilinden sosyal hayata her yerde rahatlıkla kullanılabilecek. Kot blazer ceketlerin İspanyol paça pantolonlarla kombinlenmesi de bu akımın her yaştan kesimi kendine çekeceğinin bir göstergesi gibi. Her ne kadar defilelerde ceket-pantolon eşleşmesi ön planda olsa da ceket-etek takımları da unutmamak gerek. Ayrıca bu yıl kravat da kadın kombin parçalarına hızlı bir geçiş yapacak.
SİYAH PALTOLAR VE BEYAZ GÖMLEKLER
Gardırobumuzun anahtar parçalarından olan siyah paltoları ve beyaz gömleklerinizi görünür bir yerlere çıkarmanızı öneririm. Çünkü bu sezon her çeşit siyah palto, trend parça olarak hayatımıza giriyor. Oversize veya yere kadar uzanan ya da daha kısa bir siyah palto, aslında gardırobunuz için yapacağınız en akıllı yatırımlardan da biridir. Kaliteli bir siyah paltoyu dolabınıza eklemeniz kesinlikle doğru bir seçim olacaktır. Klasik ve zamansız bir parça olan beyaz gömlekler de sezonun öne çıkan trendlerinden. Eğer dolabınıza birkaç model beyaz gömlek koymadıysanız, şimdi alışverişe çıkmanızın tam zamanı olduğunu söyleyebilirim.
İşte bu süreçte desenli, desensiz, klasik veya oversize blazer ceketler; sokak stilimizde, toplantılarda veya gece yemeklerinde kısacası hemen hemen her yerde kurtarıcımız olacak. Peki, şıklığı ve konforu bir arada sunan blazer ceketler ile nasıl kombinler yapabiliriz?
Eylül ayıyla birlikte hafif esintili günlere de “Merhaba” diyeceğiz. Sonbaharın en önemli parçalarından biri olan blazer ceketler; hem şık, hem spor, hem de rahat kombinlerin de vazgeçilmezi. Çünkü gardırobumuzun maskülen tarzını da temsil eden blazer ceketlerle farklı bir stil yaratmakla kalmayıp, etkileyici kombinler de oluşturabilirsiniz. Kumaş pantolonlarla, jeanlerle, eteklerle ve taytlar da rahatlıkla kullanılan blazer ceketler, 2023 sonbaharında da hayatımızda olmaya devam edecek. Eğer yaz nedeniyle dolabınızın arka kısımlarına sakladığınız blazer ceketleriniz hâlâ yerinde duruyorsa, şimdi ortaya çıkarmanızın tam zamanı...
ÜÇ MEVSİM BİZE EŞLİK EDECEK
Moda dünyasının da asla vazgeçmediği blazer ceketler, önümüzdeki üç mevsim boyunca yine bize eşlik edecek. Özellikle sonbahar sezonunda kadınlar arasında yine popülerliğini koruduğunu söyleyebiliriz. Günlük kıyafetlere şıklık katmakla kalmayan bu ceketler, akşam yemeğinden gece kıyafetlerine kadar muhteşem bir uyum içinde kullanılabiliyor. Hadi gelin, gösterişli duruşlarıyla stilinize yepyeni bir soluk getiren blazer ceketleri nasıl kombinleyeceğimize birlikte bir göz gezdirelim.
FEMİNEN BİR DETAYLA EŞLEŞTİRİN
Blazer ceketlerinizi nasıl kullanacağınız konusuna geçmeden önce, çok önemli bir detayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Blazer ceketlerinizi giyeceğinizde hiç unutmamanız gereken ana kural; kombininize feminen bir detayı eklemeyi ihmal etmemektir. Mesela oversize blazer ceketinizle yüksek topuklu bir stiletto giydiğinizde veya mini eteğinizle aynı boyda bir blazer ceket tercih ettiğinizde, maskülen tarzınıza feminen bir çekicilik katabilirsiniz.
Artık yavaş yavaş yaza veda etmeye hazırlanıyoruz. Sonbahara girmeye ise sayılı günler kaldı. Bu nedenle sezonun dikkat çeken ve denemeniz gereken birkaç trendini bugün sizlere hatırlatmak istedim. Eğer, hâlâ tatile çıkmadıysanız ve tatil hazırlığı içerisindeyseniz, yaza damga vuran bu trendlere bir göz gezdirmenizi öneririm.
* * *
Yavaş yavaş yaz sezonuna veda etmeye hazırlanıyoruz. Her ne kadar hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üstünde seyir etse de ağustos ayının bitimiyle birlikte sonbahara “Merhaba” diyeceğiz. Bu sezon, birçok farklı trendin yaza damgasını vurduğunu gördük. Üstelik hala da etkilerini sürdürüyorlar. İlkbaharı hatırlatan canlı çiçek desenler, etek ve elbiselerde boy gösterirken, aynı zamanda hem sokak stilinde de hüküm sürmeye devam etti. Sadeliği ve zarafeti şıklıkla buluşturan siyah elbiseler ise hala yazın gözde parçaları arasında. Parlak iddialı parçalar ise kış sezonundan bu yana etkisini sürdürüyor. Bu günlerde havaların sıcak olması nedeniyle tatil beldeleri de hala kalabalık ve bir o kadar da hareketli. Ben de tatil sezonun bitmesine sayılı günler kala sizlere yaz bitmeden mutlaka denemeniz gereken birkaç trendi yeniden hatırlatmak istedim. Henüz tatile çıkmayanlar, bu yazım sizler için…
3 BOYUTLU ÇİÇEKLER POPÜLERLİĞİNİ KORUYOR
Bu yıl podyumlarda 3 boyutlu çiçeklerin gücünü hissetmiştik. Dünyaca ünlü markaların tasarımları da bu trendi bir kez daha ilgi çekici hale getirdi. Öyle ki, mayolarda, bikinilerde, gece elbiselerinde, büstiyerlerde hatta ayakkabılarda sıkça kullanıldı. Stilinize iddialı ama bir o kadar da romantik bir dokunuş katmak istiyorsanız, üç boyutlu çiçeklerin kullanıldığı tasarımları denemenizi öneririm. Küçük bir tüyo; bu sezon yaka kısmında çiçek kullanımı popüler olsa da bel ve göğüs bölgesine eklenen üç boyutlu çiçekli elbise modelleri de farklı bir stil yaratmanıza yardımcı oluyor.
İşte tam da bu noktada bu olumsuzluklardan kaçabilmek için mimari stillerden faydalanarak, huzurlu yaşam alanları yaratmaya çalışıyoruz. Bu tarzlardan biri de özellikle son yıllarda trend haline gelen vegan stili evler... Dışarıda yaşadığımız tüm olumsuzluklardan kaçtığımız evlerimiz, aslında hayata bakışımızın ve yaşam felsefemizin bir yansımasını oluşturuyor. Eminim siz de yıllardır vegan kelimesini benim gibi sıkça duyuyorsunuzdur. Bildiğimiz üzere veganlığın temelinde hayvanlara ve bitkilere duyulan saygı, çevreyi korumak ile sağlıklı beslenme felsefeleri yer alıyor. Vegan stili evleri de doğal ürünlerin kullanıldığı ve çevreye duyarlı yaşam alanları olarak düşündüğümüzde bu yaklaşımla bir ilişki kurabiliyoruz. Yani, doğada gördüğümüz her dokuyu ve her rengi evlerimize taşıdığımız zaman, vegan yaşam alanları yaratmamız mümkün olabiliyor. Peki vegan evlerde neler kullanılmalı? Hangi malzemeleri evimizden çıkarmalıyız? Gelin, hep birlikte evimizi doğaya daha saygılı hale getirmenin yollarına bir göz gezdirelim.
HEM SAĞLIKLI HEM DAYANIKLI
Dekorasyonunuzu, vegan yaşam tarzını benimseyenlerin evlerine adapte ederek hem doğaya hem de çevreye duyarlı şık bir yaşam alanı oluşturmak aslında hiç de sanıldığı kadar zor değil. Aslında günümüzde artık hem beden hem de ruh sağlığımızı korumak adına doğal ürünlerin kullanıldığı alanlarda yaşamak, bir tercihten ziyade bir ihtiyaç bence. Veganlar, hayvanların kullanıldığı yiyecek, giyecek ve tüm yan ürünleri reddeden bir yaşam biçimini benimsiyorlar. Bu nedenle evlerinde de yün, deri, süet ve ipek gibi kumaşları görmeniz mümkün değil. Onun yerine sıklıkla pamuktan daha dayanıklı olan keten kumaşı sık sık tercih ediyorlar. Pürüzsüz bir yapıya sahip olan keten kumaşı hem çabuk kirlenmiyor hem de diğer kumaş çeşitlerine göre çok daha kaliteli. Ayrıca vücudun hava almasına olanak sağladığı için yaz mevsiminde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Siz de tüm tekstil ürünlerinizde, koltuklarınızda, halı veya perdelerinizde doğal malzemeden yapılmış keten gibi vegan kumaşları tercih edebilirsiniz. Emin olun, bu kumaşlar, yaydıkları enerjiyle de hem ruhunuza hem de bedeninize iyi gelecek.
DOĞAL TAŞLARIN ENERJİSİNİ SEVECEKSİNİZ
Vegan stilde bir ev tasarlamak istiyorsanız, duvarlarınızda kullanacağınız ürünlere de dikkat etmeniz gerekiyor. Öncelikle sentetik ve bolca kimyasal içeren boyalardan ve kaplamalardan uzak durmak ilk kuralımız. Bunların yerine doğal taş duvarları ya da bambu veya doğal malzemelerden üretilmiş duvar kağıtlarını tercih edebilirsiniz. Benim de dekorasyonlarda kullanmayı sevdiğim malzemelerden biri olan doğal taşlar, ayrıca evlere farklı bir görünüm kazandırmada ideal özelliklere de sahip. Küçük bir ipucu, doğal taşlar, ev dekorasyonunuza renkli bir hava katmanın yanı sıra anlamlarını bulundukları ortama yansıtarak, evlerin ruh halini de doğrudan değiştirme etkisine sahiptir. Mesela yeşim taşı, huzur ve uyumun yansımasını sağlar. Turkuaz taşının ise iyileştirme etkisi vardır.
YÜZDE 100 ORGANİK ZEMİNLER