Paylaş
Tam 25 yıldır Avustralya’da yaşadığım için benim yılbaşılarım kuzey yarımkürenin aksine sıcak havada ve deniz kenarında geçer. Başlarda buna adapte olmakta zorlandım tabii. Çünkü çocukluğumda, Kadıköy’de ve genellikle anneannemin evinde toplandığımız, gece TRT1’de dansöz çıkan yayını kestane eşliğinde izlediğimiz, tombala oynadığımız yılbaşılarına alışıktım. Oysa artık benim için yılbaşı, parmak arası terlik, deniz ve barbekü karides demek...
Avustralya’da yılın en sıcak aylarına denk gelen Noel ve yılbaşı, büyük bir coşkuyla kutlanıyor. 31 Aralık’ta saat farkından dolayı Türkiye’de saat öğlen 3-4 gibiyken, Sydney meşhur havai fişek gösterileriyle yeni yıla giriyor.
Orada da Türkiye’de olduğu gibi özel menüler çıkıyor, restoranlar haftalar öncesinden rezervasyonlarını dolduruyor. Ama Türkiye’den farklı olarak genellikle herkes sokaklarda, havai fişek gösterilerini izleyebildikleri deniz kenarlarında giriyor yeni yıla. Hatta, çoğunlukla genç ‘backpacker’ların (gezginlerin) rağbet ettiği Bondi Beach’teki plaj partilerinde, yılbaşını deniz girerek karşılamak oldukça popüler. Sydney’de 31 Aralık’ta Sydney Harbour Köprüsü’nü gören parklar öğle saatlerinden itibaren dolu...
Türk ve Avustralya mutfak kültürünün en büyük ortak noktası, iki kültürde de mangalın çok önemli bir yer tutması. Yılbaşında tüm şehirlerde, parklarda ve bahçelerde barbeküler yanıyor ve pişirilen sosisler, karidesler, etler sofralara sunuluyor.
Köprü manzaralı restoranlardaysa yer bulmak neredeyse imkânsız. Evimin hemen dibindeki balık pazarı yılbaşının 3 gün öncesinden 24 saat hizmet vermeye başlıyor çünkü Avustralya’da yılbaşı istiridye, karides ve balık demek. Özellikle Noel’le başlayan yılbaşı haftasında şehrin bütün sahil şeridini barbekülerde pişen karideslerin kokusu sarıyor.
Hem yaz mevsimi hem de deniz kenarında olması dolayısıyla lezzetli salatalar, çiğ veya çok az pişmiş istiridye, çeşitli balıklardan hazırlanmış suşi veya saşimiler, bölgenin meşhur koca kollu çamur yengeçleri ve envai çeşit karides yılbaşı sofralarının vazgeçilmez ürünleri... Bize çok hitap etmese de isli jambon da buradaki bir diğer popüler ürün.
RESTORANLARIMIZIN EN YOĞUN ZAMANI
Saatlerce süren bu yemeklere son dokunuşları meyveler ve tatlılar yapıyor tabii ki. Özellikle kiraz, sanki yeni yılın müjdecisi gibi...
Ananas ve kivi gibi tropikal meyveler de oldukça popüler. Avustralya’nın düşman küçük kardeşi Yeni Zelanda’yla arasında bir türlü çözemediği üç kültürel konu var. İki ülkenin de popüler sporu rugby’de hangi takımın daha iyi olduğu (ki son zamanlarda Yeni Zelanda All Blacks’in açık üstünlüğü var), Russell Crowe’un nereli olduğu (aslen Yeni Zelandalı ama çocukluğundan beri Avustralya’da yaşıyor) ve pavlovanın hangi ülkenin tatlısı olduğu...
Pavlova, 1920’lerde çok ünlü Rus balerin Anna Pavlova’nın iki ülkeyi de ziyareti sırasında ortaya çıkıyor. Yeni Zelanda, Wellington Otel’de Anna’nın tütüsünden etkilenerek bir şef tarafından yaratıldığını savunuyor. Avustralyalılarsa Perth şehrinde bir otelde, Pavlova’nın figürleri kadar hafif bir tatlı yaratmak adına bu tatlıyı ortaya çıkardıklarını söylüyor. Yemeğin kökenini araştırmayı bölgenin akademisyenlerine bırakalım. Ama isim kısaltmayı çok seven Aussie’lerin (Avusturalyalıların) ‘pav’ı (pavlova’yı da kısaltıyorlar) gerçekten yılbaşı sofralarını süsleyen bir sanat eseri... Benim restoranda ‘eton mess’ tatlısından esinlenerek hazırladığımız orman meyveli, gül şerbetli ve çam sakızlı ‘Turkish mess’, pavlova’ya selam çakarak yılbaşını müjdeleyen en önemli habercilerden...
Aralık ayının son haftası Noel’le başlayıp 26 Ocak Avustralya Günü’ne kadar ülkenin tamamı yaz tatiline giriyor. Şehirde 1 ay süren bir festival havası hâkim! Bu ayının başında başlayan şirketlerin yılbaşı partileriyle beraber, bizim restoranlar için de en yoğun 2 ay başlıyor. O yüzden benim için Avustralya’da yılbaşı, birbiriyle çarpışan iki olguyu ifade ediyor... Hem restoranlarımızın en yoğun zamanları hem de Noel sonrası, işlerimin yoğunluğundan çok az zaman geçirebildiğim çocuklarımla hasret giderme ve tatil zamanı...
Paylaş