Virüs uyarıyor

BİLMEDİĞİMİZ türden bir ekonomik kriz yaşanıyor.

Haberin Devamı

​Aynı anda hem “arz” hem de “talep” cephesinde “ani duruş”lara şahit oluyoruz.
​Küresel ekonomi birbiriyle bağlantılı bir yapı...
​Hani Türkiye’deki bir yan sanayi, diyelim Avrupa’daki ana müşteri üretime ederken, hammaddeyi Çin’den temin ediyorsa, orası da hazır olsa bile bir defa lojistik sıkıntı nedeniyle yine zincir aksayacaktır.
​Salgın bir gün biter.
​Ancak, yukarıda sözünü ettiğimiz düzenin eski halini alması daha epey bir zaman gerektirir.
​Böylesi süreçlerde “ödeme namusu” kriteri berhava olur.
​Günlük gelirle yaşayan insanlar, hele hizmet sektöründe, işsizliğe uzun süre tahammül edemeyecektir.
​“Kaos” düşük olmayan bir ihtimaldir.
​Anlaşılan ekonomi dünya için 2020’de “kayıp yıl” olacak.
​Sevgili ülkemiz ekonomik dengelerimizin zayıf olduğu bir dönemde bu krizle boğuşmak durumunda kalıyor.
​Herkes devletten bir şeyler umuyor.
​Ama o devletin imkanlarının sınırlarında olduğunu idrak etme durumundayız.
​Bu anlamıyla ekonomik tedbirlerin günün sonunda servet vergilerine işaret etmesi şaşırtıcı olmamalıdır.
​Dünya bu salgından mutlaka ders çıkaracaktır.
​Vahşi ve tüketimi kamçılayan aşırı üretim hem insanlığı hem de çevreyi tehdit eder hale gelmişti.
​Sosyal devlet, sosyal ekonomi ve benzeri kavramlarla bezenmiş bir yeni düzen kaçınılmazdır.
​Esasında bu salgının bu denli önemsenmesi bir ayıbı da gözler önüne seriyor.
​Yeryüzünde her gün “açlıktan” “kanserden” “trafik kazalarından” bunların her birinden ölen insan sayısı koronavirüsten kat be kat fazlası...
​Ama hiçbiri bu denli gündem oluşturamıyor.
​Zira onlar ekonomiyi doğrudan etkilemiyor, işleyişi bozmuyor ve materyal refaha yönelik tehdit doğurmuyor.
​Ayrıca virüs “eşitlikçi”(!) tutumuyla diğerlerinden farklı olarak “zengin-fakir” ayrımı gütmüyor.
​Bu denli önemseniyor olması, bu anlamıyla egemen dünyanın kirli ve egoist yüzünü de deşifre ediyor.
​Neyse her “şer”den “hayır” doğar demişler.
​Virüs umarız, yanlış giden dünyaya bir uyarıdır ve bir şeylerin değişmesine vesile olur...

-----

Şaşırmaya alışacağız

Haberin Devamı

YEME içmenin, gezmenin, bu konularda tavsiyede bulunmanın bir anlam ifade etmediği günlerden geçiyoruz.
Koronavirüslü yaşam tek gündemimiz.
İnsanoğlunu “toplum” yapan oluşturduğu ilişkilerdir.
Ekonomi de bunlardan biri, belki de en önemlilerinden.
Sağlık kaygısı ön plana çıkınca, haklı olarak, işleyiş de bozuluyor.
Neticede ekonomi dev bir sarmal...
Herkes bir şekilde birbiriyle ilişkili...
Gerek ülke içinde gerekse dış dünyada pek çok sektörde hizmet ve mal üretimi askıya alınmaya başladı.
Bu durum iş dünyasının genelinde bazı tedbirleri zorunlu hale getirecek.
Bunun anlamı süresini tam kestiremediğimiz “darboğaza” girmemizdir.
Ülkemiz, hatta dünya “ani duruş” denilen ekonomik olguya yabancı...
Hani gün gelecek, en fazla birkaç ay sonra “virüs” etkisini kaybedecektir.
Ancak yarattığı tahribatın etkileri hiç şüphesiz daha uzun süre devam edecek.
Böylesi travmatik süreçlerin belki de tek faydası her türden kutuplaşmaları yumuşatmasıdır.
Bu neviden felaketler nelerin önemli olduğu konusunda sıralamalarımızı değiştirir.
Şimdi “dayanışma” zamanı...
Anladığımız, “dik yokuş”un henüz başındayız...
Hani “iniş” mutlaka yaşanır...
Ancak 21. yüzyılın sürprizler çağı olduğunu bilelim...
Artık, yaşayacaklarımız makul ve mümkünlerimizin sınırlarını zorlayacaktır.
İnsanoğlu “şaşırmaya alışacağı” dönemleri idrak etmeye başlamıştır.

Yazarın Tüm Yazıları