Paylaş
AHMET Altan, Yasemin Çongar ve Neşe Düzel, Taraf Gazetesi’nden ayrıldı.
Taraf, hepimizin büyük bir dikkatle takip etmeye gayret ettiği bir gazetedir.
Yaşadığımız süreçte yazılı ve görsel medyanın bir takım dengeleri gözeterek hareket etmeye çalıştığı hepimizin malumudur.
Taraf bu anlayışın dışında bir yayın politikası uyguluyordu.
Hani, yayın ilkeleri “kediye kedi denir” tarzındaydı.
Ahmet Altan’ı, daha doğrusu Altan Ailesi’ni uzun zamandır takip eden birisi olarak söyleyebilirim ki, onlar tutumlarını “entelektüel namus” kriterine göre inşa ederler.
Batının yüzlerce yılda oluşturduğu demokratik değerlerden süzülüp gelen “birey vicdanından” hareketle meseleleri yorumlarlar.
Pek tabii bu yaklaşım çoğu zaman onları Müslüman mahallesinde salyangoz satıcısı konumuna düşürür.
Ha, onların bu bakış açılarının kesinlikle doğru olduğu anlamında düşünmediğini de ifade etmek isterim.
Neticede batı değerleri Batı gerçeklerinden neşet etmiştir. Oysa burası biraz da doğudur ve bağlı olarak kendi tecrübeleri, gelenekleri, referansları farklıdır. Buraların medeniyeti vicdanı birey özgürlüğü üzerinden şekillendirmez. Örneğin, merhamet olgusu, bir başkaldırının veya sivil itaatsizliğin tezahürü değil, uyumun, biatın izlerini taşır.
Mamafih, düzgün olmaya gayret etmek gelmiş geçmiş tüm medeniyetlerin asla vazgeçmeyeceği bir rol tutumdur.
Ahmet Altan’ı özleyeceğiz, “vesayetin” her türlüsüne karşı çıkışın sembolü olarak hatırlayacağız.
Faiz düştükçe tasarruf da düşer
Isınan ekonomimize fren yaptık. Cari açık muhtemelen 50 milyar doların biraz üzerinde teşekkül edecek. Ancak iç talep kaçınılmaz olarak durgunlaştı. 2012 büyüme rakamları, anlaşılıyor ki yüzde 3’ün altında bir seviyede gerçekleşecek. Bu ülkede yüzde 3 ekonomik büyümeyle zor seçim kazanırsınız. Önümüzde de 3 seçim var. Yani vidalar mecburen gevşetilecek. İlk akla gelen faizleri indirmek. Merkez Bankası da gösterge faizi 5.75’den 5.50’ye indirdi. İyi de bu ülkenin en yapısal problemi tasarruf oranı. Senelik yüzde 7’ini üzerinde büyümeye niyetlendiğinizde GSMH’nin yüzde 11’ine inmiş tasarruf yeterli olmuyor, en az GSMH’nin yüzde 21-22’si mertebesinde yatırım yapma ve aradaki farkı cari açık yaratarak dışarıdan temin etmeye çalışıyorsunuz. Bu da ekonomiyi riske sokuyor. Yani sürdürülebilir büyüme için tasarruf oranını artırmanız şart. Tasarruf oranı dediğiniz de büyük ölçüde getiriye bağlıdır. Faizler böyle aşağı çekilince, tamam ekonomi hareketlenecek,
ama tasarruf oranı daha da düşmeye devam edecek. Hem 2023 yılında büyük hedefler hem de günü kurtaran faiz indirimleri. İkisi bir arada nasıl olacak, birileri bize bu durumu izah etmeli.
Son söz, Durmuş Yılmaz’ın bir saptamasını hatırlayalım. “Faiz paşa gönlümüz istedi diye düşmez, enflasyon düşerse ona bağlı iner. Yani faiz sebep değil sonuçtur.”
Atilla Sertel
Açıkça çok farklı ortamlarda bulunmamamıza rağmen, fazla tanımazdım Atilla Sertel’i. Atilla Bey, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlığı’nı uzun süredir sürdürüyor.
Sayın Sertel’in uygulamaları ile geniş bir tabanı kucaklama gayretinde olduğunu gözlüyorum. Barolardan diğer tüm meslek örgütlerine seçimle gelenlerin belirli bir zihniyetin temsilcisi gibi davranmaya devam etmesi hiç te hoş değildir. Sayın başkan bu konuda örnek ve farklı tutum sergiliyor. Onu, Silivri duruşmalarında meslektaş dayanışmasının önderi olarak da görüyoruz, Kürtçe Hamlet’i, İzmir galasında Osman Baydemir’in yanındaki koltukta yurtsever bir heyecanla alkışlarken de.
Tebrikler sayın başkan.
Paylaş