Paylaş
Bu hali, İzmirli olmayanlara anlatılırken çok daha net gözlemleyebilirsiniz.
İzmirli olarak yaşadığımız yerin güzelliklerini anlatırken aslında çok da ikna edici olmanız gerekmez.
Tarihi bir yerleşim bölgesinde, üstelik deniz kenarında medeni ve hayata dönük insanlarıyla, nasıl derler “malımız” kendini gösterir.
Ancak, konu ayrıntılara gelmeye başlayınca hafiften tık nefes olmaya başlarız.
Kent sevgisi, biraz da kentinize duyduğun özendir. Kentlilik bilinci, kentinizin sosyal hayatına yönelik çabalarınızdır, parklarınızdır, metronuzdur, müşterilerinizdir, güzel yerleri yaşatmak için yaptığınız fedakarlıklardır...
Listeyi çok uzatırsak, sonunda ortaya bütünlüklü bir tablo çıkar.
İşte; bu noktadan sonra kentiniz size ihtiyaç duymadan, sizi helak etmeden kendini satar hale gelir.
İstanbul böyledir, Barselona gözümüzün önünde birkaç on yılda böyle olmuştur.
İzmir Büyükşehir Belediyesi bir müddet önce çok hayırlı bir iş yaptı.
Kentin en önemli STK’ları ile ilimizin önderi diyebileceğimiz münevverleri de dahil edilerek Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu adıyla bir platform oluşturuldu.
Bu platformun çalışma konularından biri de “kent değerlerini” tespit etmek idi.
Önce alt gruplarda başlayan çalışmanın sonucunda kent değeri kabul edilebilecek uzunca bir liste oluşturuldu.
Şimdilerde düşünüyorum da biz bu çalışmada önemli bir değeri ıskaladık.
Efendim, bu kent kendiliğinden, doğallıkla gelişen bir süreç içerisinde Göztepe-Karşıyaka futbol karşılaşmalarını büyük bir heyecan ve iddiayla bekler ve yaşar hale geldi.
Futbol; tartışmaya gerek yok, çağımızın bir fenomenidir.
Üç büyük futbol kulübünün birbiriyle olan müsabakalarının Türkiye’yi kitlediğini hep yaşıyoruz.
Yukarıda konu ettiğimiz Barselona’nın Real Madrid’le gerçekleştirdiği “El classico” adıyla maruf karşılaşmaları bu kenti ayrıca uçuruyor.
Neticede; 1912 ve 1925 yıllarında kurulmuş Karşıyaka ile Göztepe’nin derbileri de kendi çapında, ama müthiş bir potansiyel barındıran değerimiz.
Peki, biz geçen hafta bu derbiyle ilgili ne yaptık?
Muhtemelen İzmir Emniyeti’nin imaları ve Göztepe yönetiminin kararıyla KSK seyircisine ambargo uyguladık. Büyük bir başarıyla bir Spor Şöleni’ni “silik” hale getirmek için elbirliği ile elimizden geleni ardımıza koymadık.
Lütfen sınırlı özel değerlerimiz konusunda daha dikkatli olalım ve bu işlerin sorumluluğunu sadece birkaç yöneticinin omuzlarına yükleyemeyelim.
Umarım, bu hata ligin ikinci yarısında tekrarlanmaz ve 80 bin kişiyle oluşacak sportif sinerjimiz ülkeye ve giderek dünyaya yayılır.
Paylaş