Paylaş
Yerel seçimleri birlikte idrak ettik.
İlk izlenimlerimiz şöyle:
İzmir muhalefet nöbeti tutmaya devam ediyor.
Hani oğulları savaşlarda telef olan yaşlı babanın son oğlu da sefere çağrılınca, “Söyleyin o padişaha benim zürriyetine güvenip de sağa sola savaş açmasın” demesi itirazına kalkışmadan, Türkiye CHP’lileri adına, yine onların medar-ı iftiharı olduk, bağlı olarak bermutat yine beş yıl boyunca merkez iktidarın olanaklarından sınırlı yararlanmaya bir güzel teşne olduk.
Doğrusu, insanın bizi yıllarca dolduran İstanbul ve Ankara entelisiyasına kızası geliyor.
Kardeşim bir kere de siz CHP’li oluverin de biz size özenelim.
Hep “size sevdanın yolları, kamu yatırımları, bize kurşunlar.”
Neyse, şaka yapıyoruz. Ama “her şakanın bir ciddi” tarafı da vardır.
Neticede İzmir demokratik tercihini yapmıştır ve iradesi yine ters makasta tecelli etmiştir.
Hayırlara vesile olmasını dileriz.
Sayın Başbakan’ın balkon konuşması için verdiği fotoğraf çok ilginçti.
Hemen arkasında ailesi yer alıyordu.
Sayın Bilal Erdoğan bu seçim sürecinde çok malzeme oldu.
Anladık ki, kendisi babası nezdinde çok önemli bir figürdür ve bu öyle geçici bir durum değildir. Balkon fotoğrafı bu durumu teyit etmiştir.
O halde bundan sonrasına dair Sayın Bilal Erdoğan’a adeta bir “Başbakan vekili” muamelesi yapılacağı kaçınılmazdır.
Başbakan belki farklı hissiyatlarla bu tercihi yapmış olsa dahi, başta bürokrasi ve parti teşkilatı meseleyi böyle anlayacak ve genç Erdoğan ilave bir itibara muhatap olacaktır.
Seçim süreci Sayın Başbakan’ın bir karakter özelliğini daha da belirgin hale getirdi.
Sayın Erdoğan “kontura sürkontur atan” bir kişilik.
Dikine, tavizsiz yürüyor ve esnemeyi zafiyet addediyor.
Kabul etmek gerekir ki, bu tavrı millet nezdinde itibar gördü, görüyor.
Artık, kendini daha da güçlü hisseden bir başbakanımız var.
Hal böyle olunca Sayın Abdullah Gül’den Sayın Bülent Arınç’a, tüm “arada derede” kalanlara, bundan sonrasına dair ihtiyaç hissetmeyecektir.
Bize göre bu seçimler AK Parti’nin kurucu kadrolarının infazı olmuştur.
Yine balkon konuşmasından aldığımız izlenim, Sayın Başbakan’ın cumhurbaşkanlığına aday olmaya karar verdiğidir.
Anlaşılan seçim sonuçları, haklı olarak Sayın Başbakan’ı morallendirmiştir.
Şayet seçilirse “fiili Başkanlık Türkiye’sine” milletçe hoşgeldik.
Seçimlerde muhalefet, kim ne derse desin, hayal kırıklığına uğramıştır.
Hani, sadece “yolsuzluk edebiyatı” ile yürütülen kampanyadan bu kadar sonuç alınırdı, diyebilirsiniz.
Bu eksik yorumdur.
Doğrusu, değerlendirmelerin ülkedeki sosyolojik yarılmalara göre yapılması gerçeğinin bir kere daha ortaya çıkmasıdır.
Paylaş