Riskli strateji

İKİ turlu seçimlerde yarıdan bir fazla oy alabilecek adaylar kapıştırılır. Taraflardan biri “en iyi oyuncusu”, diğeri “emanetçisi” ile “ring”e çıkarsa, bu diğerinin işi haliyle zor demektir.

Haberin Devamı


“Cumhurbaşkanlığı makamı” gibi sadece ağır sıkletlerin boy gösterebileceği bir müsabakadan söz ediyoruz.
“Millet İttifakı”, seçilmesi halinde adayından bir an önce parlamenter sisteme dönüş için gerekenleri yapmasını bekliyor. Bu maksatla “görevlendirilmiş köprü aday”dan rakibiyle mücadele etmesi isteniyor.
Bilinen avantajları ile Sayın Erdoğan’ın bu şartlarda ilk turda bile seçilmesi sürpriz olmaz.
Muhalefetin stratejisi, niyet halis olsa da, çok katmanlı ve karmaşık duruyor. “Seçim zaferi” maksimum kapasitelerin ortaya sürülmesini gerektirir. “Cumhur İttifakı” bu konuda tecrübelidir. Bu seçimin onlar için “telafisi” yoktur, tüm güçleriyle galibiyete yüklenecekleridir. Buna mukabil muhalefet “düşük enerjili endirekt” söylemine mahkûm kalacaktır.
Siyaset pratiğinde bu tür retoriğinin pek işlediği görülmemiştir. Normalde her partinin ilk turda ayrı seçime girmesi, ikinci tura kalınırsa mutabık kalınan liderin desteklenmesi beklenir. Halkın öncelikli beklentisi “kuvvetler ayrılığı, parlamenter demokrasi ve benzeri talepler” değil, doğrudan yaşamına etki eden “ekonomik siyasi sosyal” sorunlarının nasıl giderileceğidir. Diğer bir yönüyle de siyaset “güce talip olmak”, “inanç haresi yaratabilmek”tir.
Gerekçesi ne olursa olsun bu imkâna mesafelenme izah güçlüğü içerir, zafiyet olarak algılanır.
Cumhurbaşkanlığı seçimi iktidara ulaşabilmenin en kritik zirve yarışıdır. Dolayısıyla bu seçime en ağır toplarla ve en talepkar iddialarla girilmesi asıldır. Bu seçim kaybedilirse sonrasına yönelik tüm tasavvurlar “çöp”tür. Millet ittifakının bu anlamıyla “gücü reddeden mutemet ağabey” formülü risklidir. Kaldı ki “güvenilen dağlara kar yağma” ihtimali de göz ardı edilmemelidir.

Yazarın Tüm Yazıları