Resmi tarihçiler

BU ülkede resmi tarih tezlerini savunanların genel olarak farklı görüş sahiplerine yönelik üstten bakan, tahammülsüz bir tavırları söz konusudur.

Haberin Devamı

Devlete yaslanmanın getirdiği özgüvenle, yaklaşımlarına karşı duranlara hakarete varan ölçüde saldırgan üslup kullanırlar. Hiç şüphesiz, aykırı görüşleri savunanların da her zaman haklı olması söz konusu değildir. Genelde hakim otoriteler kendi devamlılıkları için tarihsel doğruları manipüle etme yolunu tercih ederler. Bazen bu çarpıtmanın dozu kaçar ve yaratılan hikayelerle zihinler adeta inşa edilerek biçimlendirilir. Bu süreçlerde kitlelerin “merak” yeteneği dumura uğratılır, hamasetle sıvanan “uyduruk tarih” “fiktif hakikate” teslim edilir. Ancak birileri mutlaka bu esaretten firar eder ve ortaya çıkarak “kral çıplak” der. İşte bu noktada, aniden en acımasız linçler, küfürler, horlamalar, vatan haini yaftalamaları başlar. Hani, halk kitlelerinden statükonun her boyutuna, bu tepkileri anlamak mümkündür. Ama bilimsel bir eda ile ortaya çıkan resmi tarihçilerin gayretkeşlikleri hayret ötesi bir eğlenceye dönüşür.
Diyeceğimiz, resmi tarihçiler, istisnalar hariç, entelektüel namuslarını pazara çıkartmış, “kadrolu palavra imalatçıları” dır. Devran değişmedikçe de “muteber araştırmacı” muamelesi görürler

 

Gavur İzmir

Haberin Devamı

TÜRKİYE geniş bir coğrafya. Her bir yerleşim yerinin yaşayanları muhtelif namlarla anılmaktan hoşlanırlar. Örneğin; Gakkuşlar, Dadaşlar, Yiğidolar gibi tanımlamalar hem bir aidiyeti işaretler hem de bölge insanını onere eder. Aynı türden bir tanımlamada, mevzu İzmir olunca akla nedense “Gâvur İzmir” gelir. Bu söylemde biraz kıskançlık, biraz bastırılan hayranlık ama manşet ifadede küçümseme hatta yurtseverliği sorgulama gayreti görülür. Oysa “Gâvur İzmir” nitelenmesi bizim gökyüzümüzde olumsuz bir çağrışım içermez. Aksine, genetik kodlarında yer alan çok kültürlülüğün bugüne dair bir kalite deklarasyonudur. Gâvur İzmir; batıya açık bir zihin yapısının, açık toplum olmanın, özgürlüğü teneffüs edebilmenin bizim topraklarımızın mutadı ve vazgeçilmezi olduğunun mesajını içerir ve övünç tınısı ile keyifle sahiplenilir.
Günümüze dair algımız böyle olmakla birlikte, tarihsel olarak “Gavur İzmir” deyiminin 14. yüzyılda Haçlı St John şövalyelerinin İzmir’in bir kısmına hakim olmalarına dayandığı söylenir. Onların kontrol ettiği bölgeyi tarif eden bir deyiştir. Pek tabii “mübadele”ye kadar olan süreçte gayrimüslim nüfusun Anadolu’nun diğer yerlerinden farklı olarak hem sayısal hem de ekonomik olarak yoğun ve güçlü olmaları bu nitelemede rol oynamıştır. Neticede “batıya açılan pencere” unvanı boşa söylenmiyor. İzmir, tam bu sebeple çok renkliliğin ve demokrasi umudunun hiç yitirilmeyeceği sembol topraklarıdır.

 

Haberin Devamı

İçe dönük yaşamaya alıştık

1 Haziran itibariyle “kademeli normalleşme” başladı. Artık pandemili günler geride kalıyor. Aşılama da yaygınlaştıkça umarız “kovid” insanlık için bir tarih olur. Hani, denilebilir ki halkımız balık hafızalıdır ve 16 aydır uygulanan tedbirler kısa bir süre sonra unutulur. Gençler için bu saptama geçerli olsa da belirli yaştakiler için bu travmanın kolay atlatılacağına ihtimal vermiyoruz. Hepimizin uzak-yakın bir tanıdığı bu virüse kurban oldu. Bağlı olarak, içimize saldığı korkunun çok insanda uzun yıllar geçmesi beklenmemelidir. Kendi adımıza söyleyebiliriz ki, kolay kolay kapalı ortamlardaki kalabalık etkinliklere pek itibar edeceğimizi zannetmiyoruz. Hatta açık havada dahi mesafeli olma hali uzun süre refleksimiz olacaktır. Kaldı ki bu lanet virüs muhtemelen sonbahara doğru tekrar bir “dalga” oluşturmaya kalkışacaktır. Salgından en fazla etkilenen hizmetler sektörünün kısa dönemde toparlanamayacağını öngörebiliriz. Pandemi aylar boyunca dayattığı yaşam biçimine hepimizi alıştırdı.
Sanal konserler, çevrim içi sohbet odaları ve benzeri online etkinlikler bir anlamda “yeni normal” imiz haline geldi. Bu nedenle hayatımızdan hemen çekip çıkartmayı istemeyebiliriz.
Neticede, pandemi belki geçecek, ama “içe dönük” yaşam tarzı yeniden sentezlenen yaşam rutinimizde kendine kalıcı bir yer bulacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları