Paspal sirk

BU dünya düzenine ilişkin giderek pekleşen kanaatimiz itibariyle, şayet bir “altın kural” belirleyeceksek, o da; “Altını olan kuralı koyar” ilkesidir.

Haberin Devamı

Küreselleşen ve girift finansal ilişkilerle örülen ekonomik işleyiş, daima parayı verenlerin menfaatlerine göre şekilleniyor.
Bakınız, bu dediklerimizin dünya ölçeğinde yaşanan en taze örnekleri Yunanistan ve İtalya’dır. Bu ülkelerin seçilmişleri kamu borçluluk oranlarını aşırı ölçüde artırdıkları ve gemilerini karaya çıkarma ihtimali belirdiği anda, borç verenler nezdinde hırpalanmaya başlandı.
Bu ülkelerdir ki, evrensel demokratik kuralların hayata geçirilmesinde model addedilen ve özgür seçmen iradesiyle belirlenen parlamentolarına toz kondurmayan seçkin yapılardır. Ancak işler umulduğu gibi gitmeyince tüm ulvi değerler kolayından koltuk altına süpürüldü ve söz konusu devletlerin hükümetlerine “teknisyen” kimlikli “başbakanlar” atanıverdi.
Hayat işte böyle bir şey.
Esasında, kutsadığımız “demokrasi” ve “hukukun üstünlüğü” gibi kavramlar bir yönüyle “güçlü”nün küresel bazda dolaşan sermayesinin güvencesi için, gelişmişliğin vazgeçilmez kriteri diye bu denli pompalanır.
Sözü Türkiye’de yaşanan “şike” meselesine getirmek istiyorum.
Bakınız, önce bir saptama yapalım. Yaşanan bunca rezalete, apaçık hale gelmiş olaylara rağmen, karar vericiler bir türlü alınması icap eden kararları alamıyor, “ebelek gübelek” diyerek, geciktirerek, sulandırma çabası içine giriyor.
Biliyorlar ki süper ligin taşıyıcı kolonları olan takımlar küme düşürülürse futbol ekonomisi derin bir buhrana sürüklenecek.
Kimsenin, sportmenlikmiş, spor ahlakıymış gibi normal, vicdani tepkilerle alakası yok.
Herkesin kaygısı yayıncı kuruluşun gelirlerinin azalmaması esasına odaklanmış durumda.
Hal böyle olunca, onun günü kurtarma adına ricaları etkili oluyor, küme düşmeler erteleniyor, play off’lar icat ediliyor, tüketicinin “kolay kafalanan” yüzeysel insanlar olduğu varsayımından yola çıkılıyor.
Neticede “altın kural” değişmiyor, uzun vadeli tahribat göz ardı ediliyor, pragmatik tutumlar, İspanya, İngiltere ligleri orada dururken spor seyircisini İtalyan liginin giderek zavallılaşan çizgisini yönlendiriyor.
Ne gam, yeter ki parayı veren yayıncı kuruluş mağdur (!) olmasın. Hele bir de mağdur olursa bu duruma sebebiyet verenler ağır tazminat taleplerine muhatap kalmasın. Futbol ikinci sınıf bir sirke dönüşecekmiş, kimsenin umurunda değil.

Yazarın Tüm Yazıları