Paylaş
Günümüzde bir yere yönelik turizmini teşvik eden en önemli faktörlerden biri de hiç şüphesiz yeme-içme mekanlarının özellikli oluşudur. İzmir öteden beri yöresel ürünleriyle; balık restoranları, esnaf lokantaları, pidecileri ile zengin bir gastronomik coğrafyadır. Ancak “Od Urla” başka bir lige işaret ediyor.
Yukarıda sözünü ettiğimiz türden rehberlere girebilmek için; mekan, malzeme, servis, lezzet, hijyen, tefriş, gibi hemen her konuda üst seviye özen ve kalitenin sağlanmış olması gerekiyor. Tabii ki bahse konu unsurların her birinin sürekliliğinin de korunuyor olması icap ediyor.
Od Urla bir müddet önce aynı mekanda “Ma Urla” diye deniz mahsullerini içeren bir restoran daha hizmete aldı.
Od ve Ma Urla’da sunulan her tabak bir gastronomik ar-ge sürecinden geçiyor. Yöresel ürünler fantastik eşleşmelerle bambaşka hoşluklara kavuşturuluyor. Belirtmek gerekir ki böylesi bir çizgiyi, üstelik hep yukarılara taşıma baskısı hissederek, istikrarını temin etmek hakikaten müthiş bir çabayı gerektirir. Şef Osman Sezener ve ekibinin gençlikleri bu anlamıyla en önemli avantajları.
Ülkemize Michelen Rehberi’nin geleceği basında yer almıştı. Od Urla doğal olarak ilk radara girecek mekanlardan olacaktır. Umarız Osman şef Michelen yıldızlı zamanlara yakın gelecekte ulaşır ve mekanı ile birlikte kentimizin önemli bir tanıtım yüzü olmaya devam ederler.
DERDİMİZ RÜZGAR OLSUN
KARADENİZLİ bir dostum bizim de methetmemiz üzerine yine bir temmuz ayında bir haftalığına Çeşme’de ailecek yer ayırtmıştı. 5. gün deli rüzgar, kum fırtınası, dalgalı çılgın denizden yılıp, “batsın sizin Çeşme’niz” deyip arkasına bakmadan kaçmıştı. Bayram tatili boyunca aynı durum yaşanıyor. Hani toz kondurmuyoruz ama bu bitmek tükenmek bilmeyen rüzgar çekilecek nane değil. Kimse püfür püfür esiyor daha ne istenir demesin. Bu başka bir şey. Ne huzur bırakıyor ne deniz keyfi. Yani tüm Ege, Akdeniz kıyıları bu hafta böyle diye karşı savunu yapabilirsiniz. Ama bizim ki hep böyle. Eylül 15’ten sonra biraz dizginleniyor o zaman da mevsim geçiyor. Neyse, insan sevdiğine atarlanırmış. İyi ki İzmirliyiz. iyi ki bir saatlik yay içinde Çeşme, Foça, Seferihisar, Gümüldür, Şakran, Dikili, Ayvalık var. Derdimiz rüzgar olsun. Ama lütfen “az” olsun.
Paylaş