Paylaş
AK Parti Türkiye’nin realitesi.
Tamam, liderin ağırlığı çok fazla. Ama zannetmeyin ki Tayyip Erdoğan olmaz ise AK Parti biter.
Neticede merkez sağ, hali hazırda AK Parti üzerinde konsolide olmuş durumda.
Eskiyi örneklemeyin. Geçmişte siyasi partiler askeri vesayetin müdahaleleri ile tahrip ediliyordu.
Şimdilerde, çok şükür böylesi bir tehlike yok.
Dolayısıyla, kişiler gelir, geçer, daha mutedil, daha paylaşımcı, kucaklayıcı yeni liderler gelir.
Zamanlamayı kestirmek güç olsa da, günün sonunda demokrasiyi oturtacaksak daha sakin ve hoşgörülü bir ortam oluşturmaya mecburuz çünkü.
Esasında, ABD’de niçin Başkanlık süresinin 8 yılla sınırlı olduğunu ya da Avrupa demokrasilerinde parti liderlerinin belirli periyodlarla değiştiğini hatırladığımızda, asıl olanın kişiler değil kurumsal yapılar olduğunun idrakine varıyoruz.
AK Parti’nin üç dönem kuralı böylesi bir kavrayışa işaret ediyordu. Doğruydu. Umarız, Ortadoğululuk genlerimiz galebe çalmaz, bu demokratik ilkeye sahiplenilmeye devam edilir.
Böylesi bir yumuşamaya, tamam belki şimdi değil, ama seçim fırtınası sonrasında tüm ülkenin, hatta belki de iktidar partisinin ihtiyacı var zira.
Demokrasi sindirmektir
Demokrasi, tarafların birbirleriyle yenişemeyip uzlaştıkları rejimin adıdır.
Başka türlü olmayacağı anlaşılınca demokrasi tek seçenek haline gelir.
Birlikte bir arada yaşama mecburiyeti ister istemez herkesin katı tutumlarından vazgeçmeye razı olduğu bir zemini oluşturur.
İnsanlık tarihi bu zemini inşa ederken deneme-yanılma yöntemiyle evrensel demokratik ilkeleri oluşturmuştur.
Şüphesiz toplumlar bu noktaya bir anda gelmiyorlar.
Bedeller ödendikçe “ham” tutumlar olgunlaşmaya doğru evriliyor.
Türkiye demokrasi acemisi bir ülke.
65-70 yıllık demokrasi tarihimizden edindiğimiz acı tecrübelerle demokratik kalitemizi oluşturmaya çalışıyoruz.
Artık hiç birimiz darbelerin, askeri vesayetin çare olmadığını biliyoruz.
Kimliklere saygının vazgeçilmez olduğunu öğrendik, öğrenmeye devam ediyoruz.
Bu ülke çağdaş batının çok öncesinde içselleştirdiği “demokrasi” gerçeğini yeni yeni kavrıyor.
Şüphesiz milli iradeyi demokrasilerde en çok oy alan partiler temsil eder.
Ancak temel hak ve özgürlükleri güvence altına olan evrensel demokrasi, temsili iradenin üstündedir.
İktidarlar, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar demokratik tabanı değiştirme gücüne haiz olamazlar, olmamalıdırlar.
Türkiye “çalkalana, dalgalana” bu evreye doğru hızla ilerliyor.
AK Parti kendi vesayetinin mümkün olamayacağı giderek idrak ediyor, edecek.
Bu ülke tekrar vurguluyoruz demokrasi acemisidir.
Demokrasi dışı tutumlarının kazananı olmuyor. Bu anlamıyla ham yaklaşımlar toplum vicdanında mahkum ola ola, gün gelecek, ki yakın gelecektir, başlangıçta belirttiğimiz cümle daha bir anlam ve önem kazanmaya başlayacaktır.
“Demokrasi, tarafların birbirleriyle yenişemeyip uzlaştıkları rejimin adıdır.”
Paylaş