Bu kentin tarihi kimliğinden söz ederiz. “Nedir bunların somut göstergeleri” diye sorulduğunda, antik eserleri bir tarafa koyun, “Saat Kulesi, Pasaport İskelesi...” deyip, tık nefes kalıveriyoruz. Birkaç harap köşk ya da gayri faal gayrimüslim tapınağı bu fotoğrafı değiştiremiyor. Elimizdekilerin envanterini çıkardığımızda bir yer pırıl pırıl bir potansiyel vaat ediyor. O yer Kemeraltı’dır. Allah’ın her günü en az 80 – 90 bin kişinin ziyaret ettiği, özellikli günlerde bu sayıların 10’la çarpıldığı, dünyanın en büyük açık hava çarşısıdır burası. Tamam, ekonomik gücü olan müşterilerin ilgisi azalmıştır, güvenlik problemleri vardır, işportacıdan çığırtkanına bir keşmekeş ve karmaşa ortamı vardır, binalar döküktür; şudur, budur. Ancak tüm bunlara karşın içinde binbir bilinmezi barındırmaya devam etmektedir. En eski Kemeraltı esnafını bile sürpriziyle şaşırtma özelliğini korumaktadır. Kemeraltı bunca boş vermişliğimize, bunca dağınıklığına karşın hala bir vakadır, öyle ya da böyle için için yaşamaktadır. Şimdilerde, “Expo” diyoruz, otoyol, hızlı trenden bahsediyoruz, kentin nihayet rüzgarı arkasına aldığından söz ediyoruz. Tüm bu morallenmeler beraberinde elimizin altındakilerine ilave cazibeler yaratılmasını bizlere adeta dayatıyor. Diyeceğim odur ki, bizler bu “Kemeraltı” meselesi üzerine hep birlikte düşünelim ve laf değil somut bir proje oluşturalım. Sayın dertlenenler, Kemeraltı mümkün olduğunca tek elden planlanmalıdır. Kemeraltı esnafının, valiliğin, belediyelerin, yatırımcıların, taşın altına elini koyduğu dev bir gayrimenkul yatırım ortaklığıdır başlangıç hayalimiz. İster uzun vadeli kiralama, ister satın alma yoluyla, asgari 500 – 700 gayrimenkul edinilip restore edildiği, profesyonel destekle mekan ve dükkan kompozisyonunun belirlendiği, bu aşama sonrasında kurumsal perakendecilerle ciro bazlı ön antlaşmalarla fizibilitesine ulaşıldığı, bir anlamıyla ülkenin en büyük AVM’sini hayata geçirebiliriz. Böylesi bir proje hiç kuşkunuz olmasın Türkiye’nin en önemli AVM işletmecilerinin de ilgisini çekecektir, dünyanın önde gelen kreditörlerin de. Yapının GYO şeklinde örgütlenmesi beraberinde müthiş vergisel teşvikler getirecek, hisseleri halka arzedilmiş şirket, perfomansına paralel, ortaklarını mutlu edebilecektir. Bakınız proje, bu ham haliyle bile, tamamen sivil toplumculuk ruhuyla hareket eden 20 civarında İzmir gönüllüsünün “Sinerji Grubu” adıyla oluşturduğu enstitümüzde hepimizi heyecanlandırdı. Bu nevi projeler bir kültürü sahiplenirken ticari karakterde de olmak zorundadır. Kemeraltı’nın bağrında açacak kurumsal işletmeler kalite çıtasını yükseltirken, beraberinde çarşıyı çarşı yapan otantik değerlerinin üzerindeki tozu silkeleyerek, mücevher niteliklerini herkesin istifadesine sunar hale getirecektir. Konunun daha geniş platformlarda tartışılmasını ve icraat ateşinin bir an önce yakılmasını temenni ediyoruz.