Kaymaklı menemen

 ŞAMPİYON At’lar telaşsızdır. Yarışı son düzlüğe kadar gerilerde sürdürürler. Derken, dış kulvardan doludizgin gelinir, en önde bitiş çizgisi geçilir.

Haberin Devamı


“Beyturan” lokantasının öyküsünü biraz da bu duruma benzetiyoruz. Birkaç yıl öncesine kadar sınırlı bir zümre dışında bu denli bilinmiyordu. Ama sonrası, tıpkı “Şampiyon At” gibi oldu. Aydın yolu üzerinde Havaalanı’nı geçtikten sonra Kısıkköy Marangozlar Sitesi’nin içinde 30 yılı aşkın süredir hizmet veren bir esnaf lokantasından söz ediyoruz. Zeytinyağlı ev yemekleri, odun ateşinde pişen et yemekleri ile Nesrin hanımın kepçesi harikalar yaratır.
Daha evvel muhtelif vesilelerle bu mekândan söz etmiştik. Bu defa tekrar gündeme gelmesinin sebebi “Kaymaklı Menemen”. Hani “soğanlı” mı, “soğansız” mı diye tartışılırken “kaymaklısı” nereden çıktı, diyebilirsiniz. Menemen bu mekanda; tarla domatesi, biber, kaşar peyniri, köy yumurtası, süt kaymağı ve az zeytinyağı ile birlikte müthiş bir lezzet resitaline dönüşüyor. Aile işletmesinin ikinci kuşağının da işin içinde olduğu bu özel mekân, zaten Girit yemek kültürü ile bir efsane olmuşken bahse konu “hoş”luğu ile bir kere daha dikkatleri üstüne topluyor.
Henüz denemeyenlere hararetle tavsiye ederiz.

-----

Haberin Devamı

Çok şey yalan oluyor

YENİ bir yaşam biçimine ne ölçüde hazırlıklıyız. Pandemi’den söz ediyoruz. Kalıcı çözüm haberleri henüz ikna edici seviyede değil. Hani, “zamanla geçer” gibi bir durum henüz yok. Buna mukabil virüs giderek yaygınlık kazanıyor. Biliyoruz ki enfekte olanların belirli bir yüzdesi maalesef kaybediliyor. Pandemi hız kesmezse, bir müddet sonra en sakin olanlarımızın bile kimyası bozulmaya başlayacak.
Mesele tabii ki çok boyutlu. İlk anda sosyal hayata yönelik alışkanlıklar değişecektir. Özellikle, “kitlesel” ve “kapalı mekan”lardaki etkinlikler seyrelecektir. İnsanlar; yaşayarak, gezerek değil, ekranlardan tatmin olmakla yetinecekler. Kötü senaryoda dev stadyumlar, sinema ve konser salonları, kongre merkezleri ve benzeri yerler “mesafeli” yaklaşılan ortamlar olacak. Hatta; dev fuarlar, festivaller belki tarihe karışacak.
Diyeceğimiz, virüsün hayat denklemimizi ne ölçüde etkileyeceği an itibariyle “belirsiz”. Bu sebeple, kentlerimizi kıymetlendirme yatırımlarında, başta merkezi ve yerel kamu yönetimlerinin bu realiteye göre pozisyon almaları gerekebilir. Projeler insana hitap ettiği ölçüde değerlidir. Koronanın ne denli önemli olabileceğinin idrakine yeni yeni varıyoruz. Özetle; paradigmalar çatırdıyor.
“Kafasını kuma gömen devekuşu” tavrını sürdürmemek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları