İzmir medeniyeti yükselirken

Haberin Devamı

SİYASETİN zaptedilmekte zorluk çekilen bir “öfke” üzerinden yapılmaması gerekiyor.
Açık söyleyelim, bu yaklaşımlardan “rasyonalite” çıkmaz, demokrasi hiç çıkmaz, buram buram ötekileşme yeşertilir, daha ileri aşamaları “kaos”tur.
Bir tıp doktoru olduğunu bildiğimiz CHP İzmir Milletvekili sayın Aytun Çıray’ın yeni yayınlanan “İzmir Medeniyeti Yükselirken” isimli kitabını okurken bu düşünceleri içinizden geçiriyorsunuz.
Sayın Çıray, belki de muhalefetin başka türlü yapılamayacağını düşündüğünden, siyasi iktidarı hemen her icraatı üzerinden eleştirdikçe eleştirmiş.
Sayın milletvekilinin kendi bakış açısı yönünden fikirlerini açıklaması son derece olağan bir şey.
Ancak, kendince önemli düşüncelerini “İzmirlilik” paydasına oturtmaya çalışarak, bir “biz” kampı oluşturmaya gayret göstermesi, bana “kutuplaştırmaya” hizmet etmek gibi geliyor.
Hep söylüyoruz. Ne CHP, ne AK Parti, ne de diğer partilerin mensupları ve onlara oy veren kitleler çok farklı insanlar değil.
Şüphesiz herkesin bir dünya görüşü var. Ama Türkiye, demokrasinin tadını almış bir ülke. Hiçbir kesim, buna siyasi iktidar da dahil, kendi zihniyetine göre 76 milyonu biçimleyemez. Bu duruma ne sayısal olarak gücü yeter, ne de dünya ve ülke dengeleri imkan tanır.
Yakın geçmiştki “Gezi olayları”, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, 10 Kasım kitlesel gösterileri hepimize demokrasi dışında başka bir seçeneğin olmadığını açık olarak göstermiştir.

Haberin Devamı

Dikkatli olmaları gerekir

Demokrasi, birlikte bir arada, demokratik bir olgunluk içerisinde yaşamak mecburiyetini içimize sindirmektir.
Artık iktidarların değişmesini rejim değişikliği gibi algılamamak ve bağlı olarak bir öncekinin tasfiyesi olarak değerlendirmemek gerekmektedir .
Her kesimin duyarlılıklarının aynı olması gibi bir zorunluluk yoktur.
Ancak herkes diğerlerinin varlığını kabul etmek, politik yaklaşımlarını bu esasa göre düzenlemek mecburiyetindedir.
Hep ifade edilir, bizler “demokrasi acemisiyiz”. Ama son on-onbeş yılda çok şeyler öğrendik, yaşadık.
Artık demokrasinin asgari standartlarını zorlayan bir cümle bile, bunun sarfeden sayın başbakan da olsa, kendi partisinden dahi tepki yükseltiyor.
Geldiğimiz noktada Kürtler, “şiddeti çöpe attık, bize demokrasi lazım” diyebiliyor.
İşte bu aşamalarda yeni cepheler oluşturmaya kalkışmak doğru değildir.
“İzmirlilik” gibi sanal, sınıfsal, sosyolojik, kültürel bir temel içermeyen tanımlamalar, kötü niyetli olduğunu düşünmesem de, bana en azından “çok sorumlu bir tutum” gibi gelmiyor.
Sayın vekillerimizden beklentilerimiz çok.
Ama uzmanlık alanları belli olanların biraz daha dikkatli olmalarında yarar var.

Haberin Devamı


Cim-Bom’un yok yılı

DERBİ öncesi içimiz acıyarak, bu Fener bu Cimbom’u “evire çevire” yener diyorduk, sürpriz olmadı.
Öyle anlaşılıyor ki bu yıl Galatasaray’ın “yok yılı”.
Geçmiş iki sezondaki başarılardan sonra böylesi bir soluklanmayı normal bulabilirsiniz.
Ancak, bize göre ana neden, yönetim ve teknik direktör operasyonu nedeniyle takımın insicamının bozulması. Adeta, tüm branşlarda bir dağınıklık, konsantrasyon noksanlığı gözleniyor.
Bu ölçüde yatırım yapılmış bir futbol takımında böylesi bir sıkıntılı tabloyu profesyonelce bulmayabiliriz.
Ama, futbol işte böyle bir spor. Moral dengeler bir defa yerinden oynayınca Drogba’lar bile yeterli olamıyor.
Fenerbahçe’yi, özellikle de iki gün önce stent taktırmasına rağmen sahada takımın başında olan fedakar Ersun Yanal’ı tebrik ediyoruz.

Haberin Devamı


EGEV’de yönetim değişiyor

EGE Ekonomisini Geliştirme Vakfı (EGEV), bölge sivil toplum dünyasının en önde gelenlerindendir.
21 yıllık bir geçmişi olan vakıf, 9 Ege iline yayılmış 118 kurum ve 152 mütevellisiyle sessiz ve derinden giderek pek çok önemli hizmete imzasını atmıştır.
Vakfın yönetim kurulu başkanlığını, her biri İzmir’in bilgeleri olan Uğur Yüce’den devralan Yılmaz Temizocak, 9 yıldır taşıdığı bayrağı yeni yöneticilere devredecek.
Yeni dönem için İzmir Deniz Ticaret Odası Meclisi Başkanı Geza Dologh’un aday olduğu açıklandı.
Geza Bey, bize göre mükemmel bir seçim.
Kendisi, yapı itibariyle icracı bir karaktere sahiptir. Geniş çevresi, saygın kişiliği, bitmez tükenmez sivil toplum heyecanı ve müthiş çalışkanlığı ile EGEV’i bulunduğu yerden daha ilerilere taşıyacak bir isimdir.
EGEV, kalkınma ajansları kurulduktan sonra bölge bazında çok etkin olabilecek bir koordinasyon işlevi sürdürecektir.
Yanı sıra, geçmişten gelen birikimiyle yeni yönetimin heyecanı buluştuğunda pek çok farklı vizyonlar oluşturabilecek kapasiteye sahiptir.
Bu arada sayın Kemal Çolakoğlu, sosyal medya üzerinden Geza Dologh ismine karşı olduğunu ifade etti.
Sevgili Çolakoğlu çok değerli büyüğümüzdür. Her sivil toplum yöneticisi gibi “aleme nizam vermeye” bayılır.
Ancak bu defa kendisine katılamıyorum. Ötesinde, Geza Bey’in bu görevi kabul ediyor olmasını “şans telakki etmek gerekir” diye düşünüyorum.
Özetle, EGEV İzmir’e lazım. Geza Bey’le, şayet seçilirse, her şey daha güzel olacak.

Yazarın Tüm Yazıları