HDP kilit parti

AK Parti’nin hedefi belli.
Başkanlık isteniyor, parlamento da kendi ittifaklarının çoğunluk sağlaması arzu ediliyor ve Mart 2019’da da yerel seçimlerin, özellikle de İstanbul ve Ankara’nın kazanılması hedefleniyor.
Yani, 16 yıllık bir iktidar için işlerinin kolay olmadığı ortada.
Muhalefet ise bahse konu üç unsurdan mümkünse tamamı, hiç olmaz ise bir-ikisini kendi lehine sonuçlandırmak istiyor.
Kısa dönemde hedef 24 Haziran.
Bu tarihte parlamento seçimleri belli olacak.
Yani, bunun ikinci turu yok.
Parlamento da muhalefetin oluşturduğu “millet” ittifakı, anketlere göre çoğunluk sağlayamıyor.
Açıkça, HDP’ye muhtaçlar.
HDP’nin ise baraj sıkıntısı söz konusu olabilir.
Bu durumda Doğu ve Güneydoğu’dan çıkabilecek 50-60 milletvekili ağırlıklı olarak AK Parti’ye yazılırsa muhalefet bu kalemi kaybetmiş olur.
Bu aşamada, şayet “Başkanlık” seçimleri ikinci tura kalırsa, psikolojik üstünlüğü elde eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şansı yükselir.
Bu sebepten, bahse konu basit gerçeği göz ardı etmeyen muhalif seçmenlerin parlamento seçimlerinde HDP’ye yönelmeleri sürpriz olmayacaktır.
Açıkça, Selahattin Demirtaş’ın sempatik kişiliği, “Beyaz Türk” cennahından HDP’ye oy akışını da ayrıca kolaylaştıracaktır.
HDP, barajı aşar ve başkanlık seçimi ikinci tura kalırsa, bu partinin “borsa değeri” müthiş yükselir.
Meral Akşener, ideolojik rezervleri gereği HDP’ye fazla “gül” uzatamaz.
Ama, Muharrem İnce ikinci tura kalırsa, Kürtleri kazanma uğruna taraflar arasında kıyasıya bir mücadele yaşanacak demektir.
Hani, seküler Kürtlerdeki solcu tını ile sosyal demokrat zihniyet uzaktan akrabadır.
Muharrem İnce, bu aşamada fazla abartırsa, başta İYİ Parti olmak üzere, bünyesindeki ulusalcıları da kızdırabilir, hatta Tayyip Bey’e yöneltebilir.
Tayyip Erdoğan ise zaten “madem ikinci tura kaldım, demek ki, MHP’den gerekli randımanı almadım” deyip, bilinen pragmatist tutumu ile bir anda “Kürt özgürlükçüsü” kesilebilir.
Artık kim kime inanır, orasını bilemiyoruz.
Ama kesin olan bu seçimlerin Kürtlere yarayacağıdır.
Yerel seçimlerin kaderinin de sözünü ettiğimiz “bilek güreşlerinden” kim galip çıkarsa, o rüzgara göre şekilleneceği galip ihtimaldir.

-----

Euro’nun gözü kör olsun

İNSANLAR son yıllarda yurtdışında kısa tatil programları yapmaya başladı.
Özellikle Ege adaları pek bir revaçta.
Daha öncesinde gidip gelenlerin ağızlarında pelesenk ettiği cümle “ama ne ucuz” idi.
Adam başına 10-12 euroya deniz ürünlü, uzolu yemek bedellerini anlatıp dururlardı.
Ancak, son dönemlerde euronun 5 TL’yi geçmesi, yanı sıra Rum dostların fiyatları %50 yukarı çekmesi ile bahse konu keyif ekonomik olmaktan çıkmaya başladı.
Açık söylemek gerekirse bu paralara memleketimizde çok daha kaliteli karşılık almak mümkün.
Yunan restoran kültürü, tamam aile işletmelerinin sıcaklığı bambaşkadır, ama genelde meşakkatsiz standart menülere yaslanır.
Normalde, sürekli kendini tekrarlayan bir menü üçüncü defadan itibaren ilginçliğini kaybetmeye başlar.
Yeme içme meselesi böyle olsa da diğer yönlerine söyleyecek sözümüz yok.
Tertemiz plajlar, sakinlik, insanların nezaketi, huzur... Bu yerleri, yine de emsalsiz yapıyor.

-----

Remzi Usta

GELENEKSEL mutfak lezzetleri, bazen kaynağından kilometrelerce uzakta, “vahadaki çiçek” gibi açıverir.
Remzi Usta’nın Diyarbakır mutfağı üzerine İzmir Bitpazarı’ndaki esnaf lokantasından söz ediyoruz.
Güveç, kavurma, iç pilavlı kuzu dolma ve mutlaka mumbar dolması Remzi Usta’da sizi kendinizden geçirecek ölçüde yakalayabileceğiniz tatlar.
İzmir hakikaten bu neviden sürprizleri olan bir kent.
Gerçi Remzi Usta’yı bilen biliyor, ama böylesi özel yerlerin farkındalığının çok daha yoğun olması gerekir.
Neyse, bu vesilesi ile Kuzucu Remzi Usta’nın açık adresini belirtelim.
Fevzipaşa Bulvarı No: 115, Çankaya - İzmir Tel: (0232) 371 21 21