Paylaş
Yine bir Ankara akşamında, Meclis koridorlarında dolaşırken bir Adalet Partili vekil arkasından, “biraz kül, biraz duman, o sensin işte” diyerek laf atmış. Bunun üzerine Üstad, “biraz anan, biraz ben, o sensin işte” diye cevabı yapıştırmış ve bermutat yine kafasını gözünü yarmışlar.
Fatih Terim de biraz kül, biraz duman, işte o hepimizin bildiği farklı ve özellikli bir kişilik.
Fatih Terim demek, adrenalin, gurur, yüksek ego, huysuzluk, çalışkanlık, yetinmeme, bilgi, şefkat… Hulasa “ateş topu” bir sentez demektir.
Tüm bu terkipten, aksini kimse söyleyemez, futbola dair “başarı” çıkıyor.
Şayet başarıya talipseniz, onu tolere etmeyi ve yönetmeyi bilebiliyor olmanız gerekir.
Galatasaray yönetimi bunu becerememiştir.
İşin tuhafı, galiba Fatih Terim’i başlangıçtan itibaren istememişlerdir.
Anlaşılan yüksek ego oralarda da mebzul miktarda mevcuttur.
Ancak, ne çare ki, onlar Fatih Terim değildir ve hiçbir Galatasaraylı’dan bu beyefendileri anlamasını beklemek kolay olmayacaktır.
Çöp bertaraf tesisi
Büyükşehir Belediyesi’nin Karşıyaka Yamanlar’da çöp tesisi kurma girişimi yoğun tartışmalara neden oluyor.
Anladığımız kadarıyla, Büyükşehir’in bu projesine Karşıyaka Belediyesi pek sıcak bakmıyor.
Yanısıra, AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli de bu konuda sert bir muhalefet başlattı.
Evvelemirde belirtelim ki, hiçbir taraf İzmir’in böylesi bir tesise ihtiyacı olduğunu tartışmıyor.
Konu, daha ziyade Yamanlar’ın bu işe uygun olup olmadığı ile ilgili.
Pek tabii, ilk anda kimse şehrin çöplüğü olmak istemez. Ancak, bu meselenin acil bir ihtiyaç olduğu da açık.
Aziz Kocaoğlu, çöp tesisi denilince, zihinlerde oluşan kötü imajın yanlış olduğunu, 1,5 milyar TL harcanacak yatırımın çevreye rahatsızlık vermeyeceğini ısrarla belirtiyor. Mamafih bu hususta lehte ve aleyhte pek çok bilimsel raporun da medyada uçuştuğunu gözlüyoruz.
Bağlı olarak, kamuoyunun bu işin doğrusuna dair kafası karışıyor.
İlknur Denizli, Yamanlar’ın doğal ve ekolojik özelliklerini ön plana çıkararak, “başka bir yer mi bulamadınız” demeye getiriyor .
Bakınız, dünyanın her yerinde bu neviden netameli yatırımların yer seçimi daima problem yaratır.
Öteye gitmeyin, Taşucu’ndan Gökova’ya, oradan Doğu Karadeniz’e enerji yatırımları hep tartışma yaratmıştır, yaratacaktır.
Pek çok insanın Çeşme yarımadasının her tarafının rüzgar gülleriyle dolmasına “söylendiğini” biliyoruz.
Ama toplumun ihtiyaçları çoğu kereler sorumluluğu taşıyanların katı olmasını gerektiriyor.
Ancak her şeye karşın, çöp tesisi gibi yatırımların doğanın daha az torpil geçtiği yerlerde planlanmasını da gönül istiyor.
Bu anlamıyla, İlknur Hanım’ın bu duyarlılığı tetiklemesine tepki göstermemek gerekir.
Neticede vekiller bu işler için varlar. Bu işlerin siyasi polemik haline getirilmesi , sosyal medya enstrümanlarının devreye sokulması, bazen gergin bazen de esprili demeçler verilmesi, sağlıklı demokrasiye işaret ediyor. Bakalım, gelişmeler nasıl olacak?
Siyasetin yeni yüzlere ihtiyacı var
Geçenlerde, başarılı ve genç bir siyaset adamıyla sohbet etme imkanım oldu.
Murat Bakan, Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi ve grup sözcüsü, aynı zamanda hukuk komisyonu başkanı ve son olarak Konak Belediye Başkan aday adayı.
Başarılı bir avukat olan Sayın Bakan, son olarak “2014 yerel seçimlerine doğru İzmir’in siyasi analizi” başlıklı değerli bir çalışma hazırlamış.
Partili sıfatıyla hazırladığı bu çalışmayı Kemal Kılıçdaroğlu’na sunduğunu öğrendim.
Bu neviden raporlar sadece durum tespiti yapıldığında yeterli olmazlar. Ayrıca geliştirici çözümlerde sunmaları gerekir.
Bu çerçevede Murat Bey’le konuştuğumda, genel başkana herhangi bir yerel yönetici adayı belirlenirken sadece örgütten gelen algıya itibar edilmemesi gerektiğini, yanısıra kamuoyunun da adaya dair izleniminin en az örgüt kadar önemli olduğunu rapor bulgusu olarak ilettiğini ifade etti.
Murat Bey, “Sadece kazanacak değil, başaracak aday önemlidir” cümlesinin bir siyaset ilkesi olarak benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Bizce de çok doğru tespit.
Rapor içeriğinde, 6 metropol ilçenin seçmenlerinin, oylarını daha ziyade makro gerekçelerle belirlediği hususu ifade edilmiş.
Yani örneğin Hatay seçmeni, yaşam tarzı kaygısı varsa metro gecikmesine fazla takılmıyor gibi bir sonuç çıkıyor.
6 metropol ilçe, bildiğiniz gibi, Karşıyaka, Bayraklı, Bornova, Buca, Karabağlar, Konak.
Çalışma, geçmiş seçim sonuçları, seçmenin demografik yapısı, seçmen eğilimlerinin ne yönde değiştiği, üzerine sandık sandık analizleri içeriyor.
Bu verilerden hareketle aday belirlemek şüphesiz çok gerçekçi olur.
Ama, iş Büyükşehir adayını belirlemeye geldiğinde, orada başka faktörler de devreye giriyor.
Örneğin İzmir, CHP için bir rol model.
Burada Büyükşehir adayını çok bariz bir sebep yokken değiştirmeye kalkarsanız, bu bir anlamda o yere dair başarısızlığın ikrarı olarak algılanabilir.
Rapor içeriğinde, Aziz Bey’in İzmir kırsalında güçlü olduğu görülüyor.
İzmir kasabaları Sayın Başkan’ı seviyor. Yanısıra, CHP’nin ulaşamadığı bir kısım Kürt seçmene Aziz Bey’in ulaştığını görüyorsunuz.
Başkan’ın Diyarbakır gezisini eleştirenlerin kulağı çınlasın.
İlave olarak Aziz Kocaoğlu, merkez sağ seçmenle de iletişim kurabilen bir insan.
Sayın Murat Bakan’a, “Genel başkanla konuşmanız esnasında Aziz Kocaoğlu’nun adaylığına dair bir izlenim aldınız mı” diye sordum.
Doğal olarak renk vermedi. Ancak bizim anladığımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun Aziz Kocaoğlu’na dair kafası net.
Başka bir aday büyük sürpriz olur.
Hal böyleyse, özellikle metropol ilçe adayların belirlenmesinde Aziz Kocaoğlu’nun çok ciddi ağırlığı olacak demektir.
Bu durumda, İzmir iş dünyasından bildiğimiz, Mustafa İduğ’dan, Cihan Türsen’e ve pek çok değerli insana, yanı sıra Murat Bakan gibi çalışkan siyasetçilere fırsat doğuyor demektir.
Pek tabi aday olmak kazanmak anlamına gelmiyor.. Zira AK Parti ile çetin bir mücadeleye dair emareler giderek çoğalmaya başladı.
Paylaş